GİRİŞ

669 54 5
                                    

Bilmem kaç kez silinse de giriş bölümünü bir kez daha paylaşmak istedim. 🤍

GİRİŞ

Büyük Bey, ortanca erkek çocuğu, korumaları ve çalışanlarıyla toplantı odasındaydı. Bugün bu odaya uğrama sebepleri diğerlerinden farklıydı. Büyük Bey'in aklından geçen düşünceden hiç kimsenin haberi yoktu ve uzun süre de olmayacaktı. Önlerinde dev ekran açıkken büyük dikdörtgen masada yalnızca Büyük Bey ve oğlu oturuyordu. Ortanca oğlu Reha uzun süre önce işleri devralmış ve bu vesileyle babasıyla sık vakit geçirir olmuştu.

"Yüksel, anlatmaya başla." dedi Büyük Bey dev ekranın hemen yanında komut bekleyen adamına.

Reha ne olup biteceğini bilmeden bekliyor ve sadece izliyordu.

Uzun boylu, biraz cılız, yuvarlak gözlükleri olan Yüksel saygılı bir üslupla başını sallayıp ekranda herkesin bildiği bir yol güzergahının konum görselini açtı.

"Bugün sabaha karşı Afrika'ya gitmeye hazırlanan yedi tır bildiğiniz gibi Küçük Bey'in ailesi tarafından mazeret sunularak engellendi. İl sınırlarına çoktan giriş yapılmıştı ve teslim almak üzereydik. Ne olursa olsun Küçük Bey'in ailesine itibar edilmemesi gerektiğini söylememize rağmen teslimat için anlaştığımız Kimsesizler ekibi, yedi tırı da kendi elleriyle teslim etti. Uzun zamandır onlarla çalışıyoruz. Habersiz değiller ve bugün yaşanan olayın münferit olmadığına eminiz."

Büyük Bey de Reha da tüm bunlardan haberdardı ve bu sıkıntılarla ilgilenecek kişiler değillerdi. Onların muhatabı direkt olarak Küçük Bey ve ailesiydi.

Reha oturduğu koltukta yayıldı. Uzun bacaklarından birini diğerinin üstüne attı. "Bu olayın detayını duymak istemiyorum. Küçük Bey'in ailesi bu akşam gelecek. Kimsesizler'e ne yapacağınızı da ben mi söylemeliyim?" diyerek düz ifadesini korudu. Bu ailedeki en normal ama en suratsız insandı.

Küçük Bey, Büyük Bey'in kardeşiydi ve Reha'nın tek düşündüğü amcası ve ailesine nasıl bir yaptırım uygulayacağıydı.

Yüksel, Büyük Bey'e baktıktan sonra devam etti. "Büyük Bey benden Kimsesizlerle ilgili bir araştırma yapmamı istedi. Uzun zamandır onlarla çalışıyoruz ve ilk kez ihanet şüpheli bir olayla karşı karşıyayız," Ekrana bir kez dokundu ve yeni bir sayfa açıldı. Bu sayfada hepsinin çok iyi tanıdığı Kimsesizler'in kurucusunun fotoğrafı vardı. Adem Baba.

"Anlatmaya başla. Uygulanan yaptırıma ben karar vereceğim. Büyük Bey'e ihanet etmeye cüret edenlerin kimler olduğunu bilelim." dedi Büyük Bey. Sakin ve kontrollü görünüyordu.

"Adem Baba olarak anılıyor. Eski kabadayılardan. Zamanla kimsesiz sokak çocuklarını toplayıp Kimsesizler'i kuruyor. Şu an bütün işlerin dışında olsa da kimse ona sormadan adım atamaz, risk alamaz." dedi ve yeni bir fotoğrafa geçti. Bu fotoğrafta iki kadın ve iki erkeğin uzaktan gizlice çekilmiş fotoğrafı vardı. Bir sahil kenarında oturmuş, gülümsüyorlardı. Biri hariç, hiçbirinin yüzündeki masumluk gerçek değildi. "Kimsesizler'in tek olayı para. Yükselmek, güçlenmek ya da ün kazanmak gibi dertleri yok. Buna rağmen ülkedeki bütün kimsesizler, sokak çocukları Adem Baba dedikleri adamın emrindedir. Bütün sokaklar onların diyebiliriz. Alt ligdeler ama liglerinde kendilerinden başka kimseyi barındırmıyorlar. Epey kalabalık olsalar da Adem Baba'nın işlerini emanet ettiği dört kişi var."

Reha bu bilgilerin çoğuna sahip değildi çünkü Kimsesizler onun için sadece işlerini yapan ve karşılığını alan bir gruptu. "Sokaklar bunların elinde, öyle mi?" diye bir soru yöneltti Reha. "Niye hala ayak işi yapıyorlar o zaman?"

"Bunu bilemiyoruz," dedi Yüksel ve ekrana döndü, başka bir fotoğrafa geçti. Ekranda göründen adam esmer, hemen hemen tüm yüzü, boynu ve beyaz tişörtünden göründüğü kadarıyla kolları dövmeli bir adamdı. "Adı Ufuk. Yirmi altı yaşında. En psikopatları. Büyük ihtimalle bir hastalığı var çünkü fazla öfkeli ve fazla acımasız. Ne yapacağını en yakınındakiler bile kestiremediği için her olayda görünmez. En önemli özelliği çok iyi dövüşmesi. Hayalet gibi. Gelir, işini yapar ve gider."

Ekrandaki adamın yüzüne herkes dikkatle baktı. Küçük, beyazı kırmızıya bulanmış gözlere ve donuk bir surat ifadesine sahip olan Ufuk, herkesin dikkatini çekmişti.

Yüksel başka bir fotoğrafa geçti. Ekrandaki adam kırklı yaşlarında, dinç görünen, düzgün giyimli biriydi. "Vahap Abi dedikleri, dış işlerden sorumlu adam. Nerede olduğu pek bilinmez ve ülkeye geldiğinde bile onu gören olmaz. Bütün dış bağlantıları, teslimatları, güzergahları ve yurt dışından kiminle çalışılacağını o ayarlar. Kimsesizler'in gelir kazanmasında en önemli isim."

"Tanıyorum," dedi Reha. Gözlerini hafifçe kısarak baktı ekrana. "Bize taşımacılık yapma teklifinde bulunan adam."

Büyük Bey kaçamak bir bakışla Reha'ya baktı. Bu konunun ilgisini çekmesine sevinmişti.

"Diğerine geç." diye emretti Reha.

Ekrana gelen yeni fotoğrafta esmer, uzun saçlı, güzel bir kadın çıkmıştı. "Leyal, yirmi dört yaşına. Kimsesizler'in beyni. Ekiplerindeki bütün idareyi, hakimiyeti ve devamlılığı sağlayan kişi. Vahap anlaşmaları yapıp gerisini Leyal'e bırakır. Bütün idareyi o sağlar. Eğer bir ihanet söz konusuysa mutlaka bilgisi vardır. Kimsesizler ona sormadan adım bile atmaz. Adem Baba'nın ona verdiği yetkinin de sınırsız olduğunu biliyoruz. Her alana müdahale etme hakkı var. Çok iyi silah ve bıçak kullanıyor. İsveç çakısı gibi çok yönlü."

Güzelliği büyüleyici olduğundan odadaki herkes ekrandaki kadına kilitlenmiş vaziyetteydi. Bakışları değişmeyen tek isim elbette Reha'ydı.

Yüksel fotoğrafı değiştirdiğinde bu sefer ekranda görünen genç bir adamdı. "Ali, yirmi dokuz yaşında. Ekibin iç işlerinden sorumlu. Verilen eğitimler, koruma seçimi, kimin nereye görevlendirileceği onun sorumluluğu altında. Düzeni sağlayan ve bütün sokaklara hakim olan Ali. Çok iyi dövüşüyor ve çok iyi nişancı. Olası bir ihanet planında mutlaka rolü olmalıdır."

Kısa süreli bir sessizliğin ardından ilk konuşan Büyük Bey oldu. "Bu kimsesizler hakkında bilmemiz gereken başka bir şey var mı? Tanımamız gereken birkaç isim daha?" diye sordu.

"Ekibin bel kemiği bu dört isim. Biri daha var..." Yüksel ekrana dokunduğunda bir kadının resmi açıldı. Saf güzelliği herkesin duraksamasına sebep olacak kadar ışıltılıydı. Bembeyaz ten, ela gözler ve koyu sarı saçlara sahip bu kadının daha çok kız çocuğuna benzer bir havası vardı. "Adı Rana. Hakkında pek fazla bilgi yok çünkü gözleri gibi saklıyorlar. Kimsesizler'in bilinmeyen en zayıf noktası. İçerdeki adamımız bile hakkında neredeyse hiçbir şey öğrenememiş. Psikolojik bir hastalığı olduğunu düşünüyorlar. El bebek gül bebek bakıyorlar kıza. Bu kızı almamız onlara gereken dersi verir."

Masumluğu her halinden belli olan bu kadına zarar verme düşüncesi Reha'nın midesini bulandırdı. "Masum bir kadına zarar vererek mi derslerini vermeyi düşünüyorsun?" dedi ve diğer korumalara döndü. "Siz de mi söyle düşünüyorsunuz? Aldığınız eğitimler bir boka yaramamış görüyorum ki."

"Ama efendim..." diyen Yüksel'in sözünü Reha'nın bakışları kesti. Devamını getiremedi.

Büyük Bey yerinden kalkarak sandalyesini geriye itti. "Reha, hazırlan. Akşam Kimsesizler'i ziyarete gideceğiz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MÜNZEVİ GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin