"geçen günlerde hastanede görüntülendiniz ve pek çok kişi sizin için endişelendi. eğer özel değilse durumunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz?" diyerek hyunjin'in bileğini gösterdi sunucu.
"ahh! sadece provalar sırasında incittim, önemli bir şey değil." karşısındaki adama karşı konuşurken gözlerini kameraya çevirdi. "ben iyiyim starlight! endişelenmeyin lütfen."
felix sırasına oturmuş telefon ekranından duyduğu şeyle rahat bir nefes almıştı.
"felix!" nöbetçi öğrencinin kapının kenarından bağırmasıyla bakışlarını ona döndürdü. "müdür seni çağırıyor."
felix oflarken, ne olduğunu gayet iyi biliyordu. günlerdir eve gitmediği için ailesi gelmişti. yavaş adımlarla sırasından çıkıp koridora doğru yürüdü, bir üst kattaki müdürün odasının önüne geldiğinde boğazını temizleyip kapıya vurarak içeriye girdi. annesi hemen müdürüm karşısında ki koltukta oturuyordu.
"otur bakalım." felix gözlerini annesine bir kere bile değdirmedi, yüzüne bakmıyordu. müdürün söylediği ile annesinin hemen karşısındaki koltuğa oturdu. "okul sıralamalarında ilk ondan hiç düşmezken notlarında birden çok büyük bir düşüş yaşandı ve annen ile bunun hakkında konuşuyorduk."
felix hiçbir cevap vermeyip 'eee yani?' gibimsi bir bakış attı müdüre. "annen derslerine artık bizim okulumuzun ortamında odaklanamadığını ve farklı bir kuruma geçmen gerektiğini düşünüyor. transfer işlemleri ile ilgili belgeleri ayarladık bile." her cümlede felix'in kaşları biraz daha çatılırken ilk defa annesine döndürdü gözlerini. sinirden titrerken yanlış bir şey yapmamak için kendi ellerini sıkıyordu.
zorda olsa sonunda konuştu, "ne yaparsan yap hayalimden asla vazgeçmeyeceğimi biliyorsun değil mi?" annesinin suratında hiçbir mimik yoktu. "hayalimi elimden alamayacaksın." diyerek son kez konuştu ve kapıya ilerleyip odadan dışarıya çıktı.
***
hyunjin bekleme odasında seungmin'i beklerken kolundaki sargı bezini çıkartmaya başladı. çok fazla sıkıydı ve artık rahatsız oluyordu. kapı açıldığında kafasını o yöne döndürdü.
"önümüzdeki 1 hafta başka programın yok, bol bol dinlenebilirsin." seungmin elindeki tablete bakarak konuşmuştu.
"diğerleri?" seungmin bakışlarını hyunjin'e çıkarttı.
"üçü yarın bir reality show'a katılacak. senin de katılman istendi ama kabul etmedim." hyunjin kafasını onaylarcasına sallayıp sargısıyla ilgilenmeye devam etti.
"hyunjin."
"hmm?"
"şey... ben bu gece busana gidiyorum."
yarın sangwoo'nun ölüm yıl dönümüydü.
hyunjin eli sargı bezinin üstünde, gözleri yerde bir süre tepki vermezken yutkunup hiçbir şey olmamış gibi bileği ile ilgilenmeye devam etti. "tamam."
seungmin, hyunjin'in ne kadar acı çektiğinin farkındaydı. o da sangwoo için bir şeyler yapmak istiyordu ama elinden oturup ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu. "istediğin bir şey varsa söyle."
"hayır, sağ ol." seungmin kafasını salladı.
"bir şeye ihtiyacın olursa ara tamam mı? hemen koşup geleceğim." seungmin'in söylediğine karşın çoktan dolmuş gözlerini, karşısındaki bedenin gözlerine çıkarttı.
"sevgilinin ölüm yıl dönümünde de beni düşünme, sadece kendi duygularına odaklan seungmin. böyle kendimi daha da suçlu hissediyorum."
"senin suçlu hissetmen gereken bir durum yok."
"ben olmasaydım o kaza da olmayacaktı."
seungmin gözlerini kapatıp içine nefes çekti. "hyun-"
"daha fazla konuşmayalım seungmin, git ve sevgilinin yanında ol."
***
jeongin & felix
jeongin:
ben yine busana gidiyorum
felix:
ANNENLE TEK MI KALICAM YINE
KABUL ETMIYORUM HAYIR
jeongin:
sen de gel o zaman
felix:
busan'da napayım ben jeongin
kimseyi tanımıyorum etmiyorum
jeongin:
bir şey olmaz tanışırsınız
2 gün kalıp geliriz
artık okulda da birlikte olamayacağız zaten
tatil yapalım 2 günlük
felix:
off
tamam
eşyalarımı hazırlamaya başlıyorum o zaman
jeongin:
tamam bebişim
biletleri alıyorum şimdi
***çocuklarımın birleşme zamanı geliyor gibi
'ming
ŞİMDİ OKUDUĞUN
starlight | hyunlix
Fanfictionhwang hyunjin, herkesin gözlerinin üstünde olduğu dünyaca tanınmış bir rock grubunun gitaristidir. kendisini artık olduğu yere ait hissetmemeye başladığı bir zamanda, yapmak istediği müzik için her şeyden vazgeçmeye hazır lise son sınıf öğrencisi le...