23| Hani ben senin her şeyindim

1.5K 213 55
                                    

Sizin de bulunduğunuz ortamda sanki siz yokmuşsunuz gibi hakkınızda konuşulması ve tartışılması kadar saçma ne vardı?

İçinde bulunduğum durum tam da buydu. Namjoon hariç hepsi Taehyung ve benim ilişkim hakkımda hararetli bir şekilde tartışıyordu. Ben pencerenin önünde oturarak dinliyordum konuşmayı. Namjoon ise gözlerini deviriyor, konuşmaya dahil olsa hepsini susturacak gibi duruyordu.

"Jungkook Taehyung'u affetseydi böyle bir şey olmayacaktı. En başından beri karşıydım Jungkook'un aramıza katılmasına." dedi Yoongi sertçe.

Onun bu sözleri Jimin'i güldürdü. "Siktir git cidden. İlişkilerine hayranım, keşke biri de beni böyle sevse diyen kimdi? Taehyung arkadaşımız olabilir ama bu, Jungkook'a haksızlık edeceğin anlamına gelmez."

"Asıl sen siktir git. Jungkook'u savunacağım diye yırtıyorsun kendini."

Derin bir nefes alarak bakışlarımı onlardan çektim ve bahçeye çevirdim. Dakikalardır bana söz hakkı tanımadan tartışıyorlardı ve gerçekten sıkılmıştım. Taehyung eve hala gelmemişti ve ona ulaşabileceğimiz bir cihaz yada telefon da yoktu. Ona nasıl ulaşabileceğimizi düşünmemiz gerekirken, ilişkimizi yorumluyorlardı.

"Savunuyorum çünkü haklı. Aşık olarak evlendiğin kişinin aslında seni hiç sevmediğini, kendi çıkarları için seninle birlikte olduğunu öğrensen ne bok yerdin acaba?"

Bir anda sessizleşen ortamla tüylerim diken diken oldu. Bakışların bana döndüğünü hissetsem de dışarı seyretmeye devam ettim. Düşünmemek için çabaladığım gerçek tekrar suratıma tokat gibi çarptığında gözlerimin dolmasına engel olamadım.

Kendimi anlatmayı çok iyi bilirdim fakat biliyordum anlamayacaklarını. Hala delicesine aşık olduğum ve hala onun için kendimi feda edeceğim adamı neden affedemediğimi, kendi içimde nasıl boğulduğumu, hayal kırıklarımın bana nasıl batıp nefesimi kestiğini anlatsam da anlamayacaklardı. Dört yıl boyunca her anına şahit olduğum, her zerresini öperek sevdiğim, ezbere bildiğim eşimin, bir anda bana nasıl yabancı geldiğini anlayamazlardı.

Aşk her şeyin üstünden gelir diyorlardı sürekli. Gelmiyordu işte. Onca yıl kandırıldım, aşkından emin olduğum adamın beni uzun bir süre hiç sevmediğini öğrendim, yalanlar üzerine kurulu evlilik yaşadım. Aşk bunları nasıl affederdi? Çok seviyordum ve çok istiyordum onu affedebilmeyi ama olmazdı. Eğer bunu affedersem, kendim bile küserdi bana.

"İlk andan biliyordum bu günün geleceğini. Taehyung'un bize ilk kez Jungkook'u anlattığı günü hatırlıyorsunuz değil mi? Davamıza bakacak çocuğu buldum, onu kendime aşık edeceğim. Üstelik çok da güzel bir çocuk demişti." dedi Namjoon ve hafifçe gülerek devam etti. "Gözlerindeki parlaklık ve dudaklarındaki gülüşünden anladım aşık olacağını ve size de bunu söyledim. Hepiniz alaya almıştınız beni."

Seokjin de hafifçe güldü ve gözleri dalıp gitti. "Gerçekten her şey en başından belliydi aslında. Taehyung bize evlilik kararını söylerken hepimiz sadece intikama odaklıydık. Hiçbirimiz engellemedik onu masum birinin hayatı mahvolurken."

Hepsine kızmalı ve hesap sormalıydım aslında. Her şeyi biliyorlardı. Taehyung'un beni sevmemesine rağmen evleneceğini, beni kandırdığını bile bile devam etmişlerdi bu oyuna. Şimdi ise iyi arkadaşlar gibiydik. Hepsi suçluydu gözümde.

Ben cinayet polisiydim. Taehyung gibi katilleri yakalayıp içeri atan bir polis. Buna rağmen onları anlamış ve kabullenmiştim. Aileleri için her şeyi göze almalarını haklı bulmuştum fakat onlar beni kandırmıştı.

"Jungkook," dedi Jimin üzgün bir ses tonuyla ve yanıma gelip ellerini bacaklarıma koydu destek vermek ister gibi. "Ben anlıyorum senin kızgınlığını da kırgınlığını da ama senden ricam, yapmak istediğin her şeyi bu intikam bittiğinde yap olur mu? Bir süre daha hep beraber olacağız. Ne olur Taehyung'u üzecek yada etkileyecek şeyler söyleme, ona kötü davranma."

Catastrophe | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin