14| Yırtılan ruhuna papatyalar ekeceğim

2K 253 42
                                    

Büyük bir kalabalık vardı. Bunu zaten haberlerden görüyordum fakat şimdi o kalabalığın karşısında durmak oldukça güçtü.

Meydanın ortasındaydık. Üzerinde durduğumuz şeyin yüksek olması ve etrafımızın korumalarla dolu olması, insanların bize ulaşmasını engelleyen şeydi.

"Nasıl hissediyorsun Jungkook?" dedi başkan sadece benim duyabileceğim şekilde.

Dehşet doluydum, insanlar bana ulaşmak için birbirini eziyor, ellerini uzatıyorlardı bağırarak. Ellerine düşsem beni mahvedeceklerdi. Herkes bizden nefret ediyordu. Sadece ülkenin düzenini bozan katil olduğumuzu düşünüyorlardı.

"Beni onlara vereceksiniz." diye fısıldadım. Başkana ithafen konuşmuyordum. Daha çok kendime bunu alıştırmaya çalışıyor gibiydim.

"Biliyor musun Taehyung'un her zaman sana çok aşık olduğunu düşündüm ve senin için yaptıklarını görünce şaşırıp kaldım her defasında. Sana baktıkça içi gidiyordu adamın, nasıl bu kadar çok sevebilir diye düşünürdüm. Hayatımda ilk defa böyle bir aşka şahit olmuştum. Sadece sana bakıyordu ya, alt tarafı bir bakış hani. Ama öyle bir bakıyordu ki, gözlerinde galaksileri taşıyormuş gibi. Tüm dünyası senmişsin gibi. İçi gidiyordu, gözleri titriyordu adamın."

Gözlerimin dolmaması için çabalarken "Neden bunları anlatıyorsun?" diye sordum. Beni dinlemeden devam etti.

"Düğününüzün de bu kadar ilgi görmesinin sebeplerinden biri buydu. İşiniz sayesinde zaten tanınıyordunuz ama düğününüzden sonra paylaşılan videolar ve fotoğraflar bir sürü insanın ilgisini çekti, günlerce konuşuldunuz."

Evlendiğimiz günü hatırladığımda gözlerimi yumdum. Hayatımın en unutulmaz günüydü. En ince ayrıntısına kadar düşünmüştük düğünümüzü. Her şeyi kendi ellerimizle hazırlamıştık.

Her ne kadar biz de kötü anılar bırakmış olsalar da, ölen ailelerimiz için sandalye ayırmış ve fotoğraflarını oraya koymuştuk. Sahnenin en önünden izlemişlerdi bizi ve biz yüzüklerimizi birbirimize taktıktan sonra önlerinde saygıyla eğilmiştik. Tabi o zamanlar birbirimizin ailesel hikayemizi bilmiyorduk, bilsek böyle bir şey yapar mıydık emin değildim.

Düğünümüze dair en sevdiğim şeylerden biri de ışıltılarla karşılanmamızdı. En yakın arkadaşlarımız ve iş arkadaşlarımız ellerinde tuttukları ışıltıları sallarken, aralarından kahkahalarla geçmiştik.

Bir içki standı yerleştirmiştik bir de. Herkes istediği kadar içip sarhoş olmuştu. Taehyung ve ben her anı hatırlamak için içmemiştik çok. Sadece bir kadeh kaldırmıştık birbirimize. Güzelliğine demişti yüzündeki eşsiz gülümsemesiyle.

Her an öyle güzeldi ki benim için, öyle dolu dolu geçirmiştik ki.. Düğünümüz gerçekten çokça konuşulmuştu. Hayallerimin de ötesi bir düğün olmuştu, tekrar tekrar yaşamak istiyordum o günü.

Özellikle son dansımızı. Herkes gittikten sonra elleri yavaşça belime yerleşmiş ve beni kendine çekmişti. Takım elbisesinin içinde öyle zarif görünüyordu ki, hayranlıkla izlemiştim onu. Kısık sesiyle en sevdiğim şarkıyı mırıldanmış ve biz son dansımızı yapmıştık. Sonrasında güzel bir öpücükle sonlandırmıştık günümüzü.

Gözyaşlarım içerisinde gülümsedim. Gözlerim kapalı, o anı düşünüyordum. Bağırışmalar kesilmişti sanki birden. Sadece Taehyung ve ben vardık zihnimin içinde. Kendi kendime kıkırdadım. Yokken bile vardı işte. Beni çekip kurtarıyordu.

"Neye gülüyorsun? Eşinin sana bu kadar aşık olmasına rağmen hala sessiz kalıp seni kurtarmamasına mı?"

Gözlerimi açarak başkana baktım. Yüzümdeki gülümseme silinmedi. "Beni psikolojik olarak etkilemeye çalışıyorsun ama sen de biliyorsun Taehyung'un bir şeyler yapacağını. Benim eşimin sessizliği seni deli gibi korkutuyor ama hala benimle uğraşıyorsun. Bence sen götünü kollamaya bak artık."

Catastrophe | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin