19| Bu ahlaksız adamı baştan çıkaran sensin

1.9K 219 81
                                    

Duyduğum ateş sesleri içimi korkudan titretirken, donakalmıştım.

Sadece üç el ateş edilmişti ve birileri acıyla inliyordu. Saniyeler içinde öyle bir karmaşa oluşmuştu ki, çığlık atan insanlar yüzünden kimin vurulduğunu anlayamamıştım bile.

"Taehyung?" diye sordum tedirgin bir şekilde.

Ses vermedi.

Tekrarlayarak sordum. "Taehyung bir şey söyle."

Yine ses gelmediğinde derin bir nefes aldım. Sakin kalmam gerekiyordu fakat içime yerleşen korku git gide büyüyordu. Ona bir şey olacak diye ödüm kopuyordu benim, şimdi ise yaralı olma ihtimali vardı.

"Aralarından biri ya da birileri vuruldu." dedi Jimin sinirle. "Üçünün sesi kesildi birden, başka bir açıklaması olamaz."

Yerinden hışımla kalktı ve ellerini saçlarının arasına geçirip dağıttı sinirle. Gerilen yüz ifadelerine kaşlarımı kaldırdım. Normalde oldukça sevecen görünürken, şimdi ağzımı açtırmayacak kadar korkunçtu.

"Mecbur gelmelerini bekleyeceğiz. Durumları ağırsa Hyunjin'i çağırırız." dedi Seokjin ve bakışlarını bana çevirerek devam etti. "Kendisi her alanda uzman olan doktorumuz."

Anladığımı belirtircesine başımı salladım. Şu an düşünebildiğim tek şey onlara bir şey olduğuydu. Umarım durumları ciddi olmadan dönerlerdi ve ben de o doktorla hiç tanışmazdım.

Dördümüz bilgisayar başında öylece beklerken, bacağımı deli gibi sallıyordum. Sürekli kötü şeyler oluyordu, sürekli korkuyla Taehyung'u bekliyordum. Bu şey asla son bulmuyordu ve ben artık onu gerçekten kaybetmekten korkuyordum.

"Beni duyuyor musunuz?"

Namjoon'un sesini duyar duymaz yerimde doğruldum. "Neredesiniz siz?" diye bağırarak konuştu Jimin. Ona hak veriyordum. Hepimiz korkmuştuk ve bizim aksimize o, korkusunu böyle gösteriyordu.

"Taehyung omzundan, Yoongi de bacağından vuruldu. Durumları ağır değil ama yine de Hyunjin'i alıp geleceğim eve."

"Nasıl kurtuldunuz insanların arasından?" diyerek araya girdi Hoseok.

"Silah sesi zaten ortalığı karıştırdı. Ben de bizimkileri aldığım gibi arabaya götürdüm. Yoldayız şimdi. 10 dakikaya geliriz eve, görüşürüz."

Seokjin bilgisayarı kapattığında yerimden kalktım ve mutfağa girdim. Titreyen ellerimle zorlukla kendime su doldurup içtim ve tezgaha yaslandım. Dolan gözlerimi akmamaları için üst üste kırpıştırırken derin nefesler aldım. Birazdan geleceklerdi ve Taehyung'un karşısına ağlayarak çıkmak istemiyordum.

Sesini duyamamıştım ve ne halde olduğunu bilmiyordum. Kolu nasıldı, canı çok yanıyor muydu ya da çok kan kaybediyor muydu bilmiyordum. Sadece kendimi suçlu hissediyordum çünkü benimle konuşurken vurulmuştu.

Görüp görebileceğim en dikkatli adamdı o ama ilgisi bendeyken gözü başka bir şey de görmezdi.

"Çok gergin görünüyorsun."

Bakışlarımı içeri giren Seokjin'e çevirip gülümsedim hafifçe. Yanıma gelip tezgaha yaslandı ve yapılı kollarını göğsünde birleştirdi. "Nasıl bir halde olduğunu bilmediğimden sanırım." dedim cevap verme ihtiyacı duyarak. Aslında amacım yalnız kalmaktı ama Seokjin'le konuşmak da beni sakinleştirebilirdi.

"Merak etme bir şey olmaz ona. Yerin katlarca altına da girse de sırf senin için çıkar gelir."

Hafifçe güldüm "Haklısın." diyerek onu onayladım. Seokjin'in gülen ifadesi yavaşça ciddileşmeye başladığında dikkatimi ona verdim.

Catastrophe | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin