7

31 10 6
                                    

Yatağının kenarına çökmüş bir şekilde hıçkırıklar arasında ağlıyordu sarı saçlı oğlan. İçinde kopan fırtınalar yüzünden midir bilinmez, her hıçkırığında daha fazla bağırıyordu.

Normalde ağlamaları sessiz ve az acılı olurken simdi her şey tam tersiydi. Komşularının rahatsız olacağını bile düşünmüyordu. Tek isteği içindeki o kor yangını, göz yaşlarıyla söndürmekti.

Zaman gectikce şiddetlenen ağlama ve titremesiyle kendine hakim olamamaya başladı. En son böyle olduğunda neler yaşadığını iyi biliyordu. Yeniden kendine zarar vermek istemiyordu.

Titreyen bedenini ve ruhunu yatağın kenarından kaldırdı ve lavaboya ilerledi. Güzelce elini yüzünü yıkadı. Uzun süre tekrarladı bunu fakat sakinleşemiyordu. Daha fazla düşünmeden kendini duşun içine attı.

Soğuk suyla tüm bedeni irkildi, ruhu ise aynı kor yangınla yanıyordu. Ayaklarının bağı çözülmüştü artık. Soğuk suyun altında kendini yere attı. Dayanamadı.

Kendine gelmek zorundaydı. Ne olursa olsun böyle olmalıydı. Sonuçta o Hwang Hyunjin idi. Kollarını çapraz yaparak omuzlarına uzattı ve kendine teselli oldu. Her elleriyle omuzlarına vurduğunda soğuk suyun altında sallandı. Bu onun tek kurtuluşuydu. Ne zaman çaresiz olsa bunu yapardı.

Artık titremesi durunca odasına ilerledi. Islak kıyafetleri ve ıslak bedeniyle birlikte odasındaki aynada kendine baktı. Bir saat içinde nasıl yok olduğuna baktı. Oysa bugün için güzel hayalleri vardı.

Evin içinde bir zil sesi yankılandı. Uyuşuk zihni nedeniyle uyuşuk adımlar atarak kapıya yöneldi. Düşünmeksizin açtı kapıyı. Karşısında mavi saclı elinde abur cubur poşetleriyle gülen Jeongin vardı.

Jeongin, hyungunun bu halini görünce ilk başta gülümsemesi soldu. Ardından düşüncelerini sildi. Karşısında ıpıslak duran Hyunjin ile ne diyeceğini bilemedi.

"Hyung, hadi iceri gecelim."

Hyunjin sanki ona bir emirmis gibi gelen bu sözle içeri adımladı. Jeongini o çağırmıştı. Sözde güzel bir gün geçireceklerdi. Hyunjin Jeongin'e açılmayı planlıyordu.

"Hadi hyung üstünü değiştirelim bak ıslanmış her tarafın."

Hyunjin tek kelime etmeden, ilerlemişti. Ardından gelen Jeongin ise ne olduğunu sormaya korkuyordu. Hyunjin'i az çok tanıyordu. İçinde kopan fırtınaları biliyordu mesela. Sadece fırtınaların sebebini bilmiyordu. İstese öğrenirdi ama korkuyordu. Tıpkı Hyunjin gibiydi aslında Jeongin. Gerçeklerden her daim ölesiye korkmuştu. Fakat onlardan kaçamamıştı.

Hyunjin dolabından herhangi bir kısa kollu üst çıkarmıştı. Sonbahar mevsiminin sonlarında ve daha yeni buz gibi suyun altında durmuş olmasına rağmen bunu tercih etmişti. Kendine eziyet etmeyi seviyor değildi. Ama aptal olması onun suçuydu onun gözünde. Ancak böyle cezalandırırdı kendini.

Jeongin eline aldığı kıyafeti görünce sinirle elinden aldı. Hyunjin'i yatağına oturttu ve kalın bir sweat cıkardı. Hyunjinin ıslak üstünü çıkardı. Biraz utanmış hissediyordu. Onu ilk defa üstsüz görecekti.

Hyunjin'i güzelce giydirdikten sonra iç çamaşırını değiştirmesi için onu yalnız bıraktı. Kendisi ise saç kurutma makinesi alıp odaya geldi. Odaya girdiğinde yatağın başında oturmuş yere dolu gözlerle bakan Hyunjin'e adımladı.

Hyunjin'in başını kaldırdı. Akan göz yaşlarını güzelce sildi. Alnına sanki "her sey geçicek" der gibi bir öpücük koydu. Ardından saçını kurutmaya başladı.

"Ne olduğunu anlatmak ister misin? Seni her zaman dinleyeceğimi biliyorsun değil mi?"
Hyunjin bir şey demeden başını salladı sadece. Jeongin onu yatağa uzandırmış, kendi ise yanına uzanmıştı. Bir yandan Hyunjin'in saçını oksuyor bir yandan ise bir şeyler mırıldanıyordu. Hyunjin hayran olduğu o ses ile mayışmıştı.

Bir süre sonra Hyunjin uykuya dalınca Jeongin sessiz bir biçimde yataktan kalktı. Hyunjin'in üstüne battaniyeyi örtüp odasını incelemeye başladı.

Kitaplığındaki kitapları incelemeye başladı. Bazıları çiçekler ile ilgiliydi, bazıları şiir kitabıydı, bazıları ise mitoloji ile ilgili kitaplardı. Arasından biri dikkatini çekti. Sert kapaklı dışarıdan kitap gibi gözüken ama kitap olmadığı belli olan deftere el attı. Daha önce şu bir buçuk ay içerisinde Hyunjin'in bu deftere bir şeyler karaladığını hatırladı.

Çizimleri olduğunu düşündüğü icin merakla açtı. Aslında o çizim defteri değildi. Özgündü.

Tw koymadım ama bazı sahnelerden rahatsız olanlar varsa simdiden özür dilerim.
Bu bölüm bir sey fark etmissinizdir umarım, zaman hızlı ilerliyor okul baslayalı bir bucuk ay oldu.

ÖZGÜN / HYUNİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin