özel bölüm

22 3 11
                                    

Elimde tuttuğum bu defter ile yeniden yalnız kalmıştım. Her sabah yaptığım gibi masanın başında oturmuş sevgili Hyunjin'in geride bıraktığı bir ton kağıt parçasına bakıyordum.

Sahi, Hyunjin geride ne bıraktı. Anılar ve kokular dışında, birçok can kırığı. Yaşama devam etmek için nefes almak lazım derler. Peki ya ben? Ben nefesimi kaybettiysem. Ne yapacağım? Bu soluduğum her hava ciğerimde bir yerlere nüfuz ettiği her bir yeri yakıyorsa buna yaşamak denir mi? Acıdan başka bir şey değil artık yaşamak.

Böyle şeyler düşünüyorum diye öleceğimi sanmayın. Ben ölmeyi ve ölümü düşünmeyi aylar önce o mezarın başındayken bıraktım. Onun uğruna yaşamaya söz verdim. Her nefesim birer yara açsa bile kalbimde, nefes almaya devam edeceğim.

Önümde duran defterin sayfalarından güzel anıları barındıranları yırtıyorum. Hyunjin'in son zamanlar yazdığı sayfalardan birkaç satır dikkatimi çekiyor.

"Sevgi her şeyi çözmez Özgün. Ben öyle sanıyordum ama çözmezmiş. Mesela ölümü çözmez sevgi. Ya sevgi ölümü yok eder ya da ölüm sevgiyi. Fiziki bir ölümden bahsetmiyorum. Ruhsal ölümden bahsediyorum. Ruhsal olarak ölürsen seni sevgi bile tedavi edemez."

Haklı. Sevgi dediğimiz şey sevgisizliğin oyuncağı olmuş bir eksiklik. Belki de insan aksine daha çok sevse bir şekilde kurtulur bu bataklıktan fakat çok sevgi bağımlılık yapmaz mı? Tıpkı benim ölü bir insana bağlı kaldığım gibi.

İşte bunu bitirmek için bugün kurtardığım sayfalar dışında bu defteri yakmaya gidiyorum. Bana bir şey kazandırmayacak artık bu defter.

Yavaşca yerimden kalkıp montumu giyerek evden ayrılıyorum. Yakında bulunan çöp konteynerinin yanına doğru ilerliyorum. İlk başta bazı kötü sayfaları yakıyorum. Teker teker kül olmalarını seyrediyorum. Böyle yakarak belki benim anılarımda küllenir. Acım, sevgim, aşkım ve yaşamım.

Hyunjin en yakın arkadaşına böyle davrandığımı görse bana ne der? Çok mu kızar? Bilmiyorum ve açıkçası pek umrumda değil. Ona verdiğim sözü tutmak için yaşamam gerekiyor. Yaşamam içinse bazı şeyleri kül etmem. En sonunda hepsini ateşe atıyorum. Bir süre daha izliyorum. Özgün'ün yok oluşunu. Acı hissetmiyorum. Üzgün değilim. Aksine rahatlamış ve gevşemiş hissediyorum.

Arkamı dönüp eve yolu uzatarak gitmeye karar veriyorum. Ara sokaklardan birine doğru geçince birinin bahçesinde taze ekilmiş yaseminleri görüyorum. Yaklaşıyorum biraz daha, kokusunu duyumlamak için. Kokmuyor. Rahatlatmıyor.

Hyunjin gittiğinden beri hiçbir şey güzel hissettirmiyor beni. Ne güllerin bir anlamı var ne yaseminlerin. Bir tek kkami var beni güldürebilen. Onun dışında bana Hyunjin tarafından emanet edilen hiçbir şey güzel değil artık.

Onu seviyor muyum? Bundan bile emin değilim. Sanki her şey rüyaymış gibi. Bir gün öleceğim. O güne kadar yeniden yaşamak istiyorum. Sevginin beni çözmesini istiyorum. Buzlarımı eritsin, ben yeniden güller arasında ellerim kanayacak korkusu olmadan gezeyim istiyorum. Bunları yapabilecek miyim? Bilmiyorum.

Yine de yol alıyorum. Yaşamaya değer bir şeyler bulmak için ilerliyorum.


uhm... selam?
hyunjin'in doğum günü şerefine. sanırım son özel bölüm. bir daha gelmez. jeongin'e ne oldu diye merak edenler (yaren) için. umarım jeongin'e kızmazsınız. yaşama tutunması gerekiyordu çünkü. mümkünse iyi geceler dilerim.

ÖZGÜN / HYUNİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin