11

28 9 11
                                    

Aradan aylar geçti. Hyunjin ve Jeongin bütün günlerini birlikte geçirdiler. Gerekirse gülerek, gerekirse ağlayarak.
Hyunjin en son babasının yanına çocuklara ilişkilerini açıkladıkları gün gitmişti. Bir daha da asla yanına uğramadı. Ailesini her anlamda gömmüştü artık.
Kendi ailesini bulmuştu. Jeongin onun ailesiydi. Ayrıca birer köpek sahiplenmişti. Hayatında bir düzen vardı. Bununla gurur duyuyordu.
Şimdi ise odasının içinde boyaların içinde kaybolmuş bir şekilde tuvalinin üzerine duygularını yansıtıyordu. Kafasından ne eserse o şekilde vuruyordu tuvaline. Fırça darbelerini dinlediği şarkının ritmine göre değdiriyordu.
Bir yandan şarkıyı dinliyor, bir yandan söylüyordu. Hava bulutluydu ama kasvetli bir görüntüsü yoktu.
Gülümseme yayıldı Hyunjin'in yüzünde, belinde hissettiği eller, boynunda hissettiği nefes ve kulaklığı olmasına rağmen duyduğu o güzel kahkaha.
Hyunjin arkasına dönüp, gözleri,güldüğü için gül dikenlerine dönüşmüş olan sevgilisine baktı.

"Hoşgeldin, geldiğini duymadım."

"Evet,sessiz sakin geleyim de korkutayım istedim ama gördüğüm görüntü karşısında korkutmaktan vazgeçtim."

"Ne kadar kötü kalplisin Jeongin. İnsan sevgilisini korkutmaya gelir mi? İnsan özledim seni aşkım falan der."

"Ben seni hep özlüyorum yasemin kokulum."

"Öyle mi gül dikeni gözlüm? Ben de seni çok özledim."

"Neden gül dikeni gözlüm diyorsun bana? Ben sana yasemin koktuğun için öyle diyorum."

"Gülünce kısılan gözlerin gül dikenine benziyorlar, ondan dolayı öyle sesleniyorum. Yoksa beğenmiyor musun?"

"Senden gelen her şeyi çok beğeniyorum."

"Biraz daha böyle tatlı durursan dayanamayıp öpmekten beter edeceğim seni ama ilk önce boyalı kıyafetlerimden kurtulmam lazım."

"İyi o zaman bende marketten bir şeyler almıştım onları hazırlayayım sonra bir film seçerim izleriz."

"Tamamdır, ben gidip hızlıca duş alsam senin için bir sorun olur mu hayatım?"

"Bensiz mi?"

"Arsızlaşma Jeongin, iki dakika alıp gelicem sen de hazırla her şeyi."

Hyunjin kendini duşa kabine attığında, Jeongin Özgün'ü okumaya başladı. Yaptığı şeyin çok yanlış ve iğrenç bir şey olduğunu biliyordu ama sevgilisi ona hayatı hakkında bir şey anlatmıyordu. Bu durum panik olmasına neden oluyordu. Her geldiğinde mutlaka okuyordu son sayfaları. Aylardır aynı şekilde ilerliyordu sayfalar. Her sayfada yeni bir mutluluğundan bahsediyordu. En son dün yazılmış olan sayfayı okumaya başladı.

"Merhaba Özgünüm
Nasılsın? Ben iyiyim son aylarda olduğu gibi. Sanki iyi olmak çok zor bir şeymiş gibi gelirdi bana hep. Mutluluğum Jeonginimle, sevgilimle bana geldi. Sana geçmişte yaşam amacımı aradığımı söylemiştim sonrasında ise sen olduğuna karar vermiştim. Şimdi benim yaşam amacım hem sensin hem de Jeonginim. O kadar çok seviyorum ki, her şey rüyaymış gibi geliyor.

Son günlerde Kkami çok büyüdü. Her gün büyümesini izliyorum. Sanki küçük bir aileymişiz gibi. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde yarıyıl tatiline gireceğiz. Zaman çok hızlı geciyor. Tatilde büyük ihtimalle bizim çocuklarla bir plan yaparız. Chan ve Felix Avustralya'ya gitmek istediklerinden bahsediyorlardı. Belki bizde gideriz onlarla. Bir saniye Kkami bir yerleri devirdi.

Jeonginle olan fotoğrafımızı devirmiş. O da çok seviyor gül dikenimi. Gördüm de merak ettim şimdi ne yapıyor acaba? Büyük ihtimalle uyuyordur. Saat geç olmuş bayağı. Bende uyusam iyi olur. İyi geceler Özgünüm."

Jeongin okuduğu sayfaları, gülümsemeyle kapattı. Sevgilisini mutlu görmek onun da içini rahatlatmıştı. İçeri geçip atıştırmalıkları hazırlayıp film seçmeye başladı.
Hyunjin içeri geldiğinde ıslak saçlarıyla Jeongin'in önüne oturdu. Jeongin eline tutuşturulan saç havlusuyla ne yapması gerektiğini anladı.
Bir yandan Hyunjin'in saçını kurutuyor bir yandan sohbet ediyorlardı.

"Geçen gün yanında mor saçlı bir çocuk gördüm Jeongin. Beni hiç tanıştırmamıştın."

"Ha Seungmin' i mi diyorsun. Bizim dönemden müzik bölümünde okuyor."

"İlk defa gördüm yanında ondan sordum."

"Tanıştırırım bir ara kafa çocuktur."

"İyi olur merak ettim güzel bir yüzü var belki portre yaparsam manken olarak onu kullanırım."

"Güzelim sevgilin dururken gidip Seungmin'i mi çizeceksin?"

"Senin güzelliğini boyalarla bile elde edemem."

"Aşık mısın nesin ya?"

"Çok aşığım."

Jeongin saçını kuruladığı sevgilisinin ilk önce saçlarını kokladı, ardından ise uzunca bir öpücük kondurdu. Hyunjin başında hissettiği baskıyla gözleri dolu bir şekilde Jeongin'in yanına oturup sarıldı.
Öptü, kokladı, sarıldı. O sıra sevgisini gösterebileceği ne varsa yapmaya çalıştı. Asla onu bırakmasını istemiyordu Hyunjin. Ne olursa olsun yanında olsun istiyordu.
Çünkü biliyordu, dikenlerin dokunduğu yeri kanattığını.

ÖZGÜN / HYUNİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin