0,3

189 10 0
                                    

Ağzımdaki kötü tatla uyanmanın verdiği iğrençliğile banyoya ilerledim. İşlerimi bitirdikten sonra salona indim. Bugünümü evde geçirecektim. Odama girip laptopu aldım ve odadan çıktım. Mutfağa girip soğuk kahve yaptıktan sonra leptobla beraber bahçeye çıktım. Çimlere oturup ağaca belimi yasladım. Zaten bir tane ağaç vardı o da bu çınar ağacıydı.

Dün izlediğim filmin kaldığım yerinden devam ettirdim. Yavaşça kahvemi yudumlarken filmi izliyordum. Film polisiye filmiydi. Zaten benden de dram filmleri beklenmezdi değil mi? Film ve kahvem bittikten sonra leptopu kapatıp yanımda duran telefonumu aldım. Biraz takıldıktan sonra kapatıp yanıma indirdim.

Ani bir kararla leptopu alıp yemek sepetine girdim. Pizza siparişi verdikten sonra leptopu kapatıp içeri girdim. Kütüphane tarzında döşedigim ve tüm kitaplarının olduğu bir oda hazırlamıştım ilk yaşındayım zamanlar. Boş vakitlerini burda geçiriyor ara ara romalar alıp yerleştiriyordum. Eskiden düzenli kitap okuma alışkanlığım yokken zamanla haddinden fazla sevmeye ve okumaya başlamıştım.

Raflarda gözünü gezdirirken başlayacağım bir kitap seçmeye çalışıyordum.

Gözüm 'YALANCILAR' kitabına takıldığında rafa doğru yaklaşıp kitabı aldım. Güzel bir romandı. Lisede geçtiği için bana çok hitap etmese de merak ediyordum kitabı.

Kitabı alıp salona geçtikten sonra ben daha koltuğa oturmadan zil çalmıştı. Pizzacı olduğunu düşünerek kapıyı açtım. Fakat düşündüğüm gibi değildi. Karşımda gördüğüm kişilerle şaşkınlığım yüzüme vurmasa da şaşkındım. Genelde duygularını belli edemezdim.

"Merhaba" efe neşeli sesiyle konuştuktan sonra bir şey dememe izin vermeden eve girdi. Bunların burda ne işi var?!

Arkasından Alp de içeri girdikten sonra şaşkınlığımı bir kenara bırakıp kapının ardına baktım. Kimse görünmüyordu. Kapıyı kapatıp salona geçtim.

Kendi evleri gibi koltuklara yayılmışlar bense misafir gibi ayakta bekliyordum.

"Ne işiniz var burada?" Dedim sert bakışlarımı onlara gönderirken.

"Seni görmeye geldik Gece ablacığım." Dedi efe

"Ben senin ablan değilim çocuk. Kafanıza estiğinde evime gelemezsiniz." Dedim. Muhtemelen 'ailem' vermiştir adresi.

"DNA testi de öyle diyordu ablacığım." Dedi efe 'ablacığım' kelimesine baskı yaparak. Tepeme kadar sinir doluyorum.

"Siz abla kardeş daha test sonucu çıkmadan bir şeyleri kabullenmişsiniz ama benim kabullenmeye hiç niyetim yok." Dedikten birkaç saniye sonra zil çaldı. Kapının önüne gittim. Ailecek geldiler şimdide galiba.

Söylenerek kapıyı açtığımda karşımda pizzacı vardı. Ah! Çok güzel.

"Ben pizza getirmiştim ama?" Dedi pizzacı. Pizzayı alıp kapıyı kapattım. Ödemeyi zaten yapmıştım.

"Biz de açtık." Dedi alp elimden pizzayı alırken. Salona geçip paketti açtı ve içinden bir dilim pizza çıkarıp ısırdı. Efe de aynı şekilde bir dilim pizzayı alıp ısırdı. Samimi olmaya çalışırken bokunu çıkardıkları 10 kilometre öteden çıplak gözle görülür şekildeydi.

Sinirle gözlerimi kapatıp açtım. Derin nefes verdikten sonra tekli koltuğa oturdum.

"Neden böylesin?" Dedi Alp. Neyden bahsediyordu Bu? Nasılmışım ki Ben? Alamadığımı belirten bakışlarımı ona gönderirken benim anlamadığımı anlayıp açıklama yapmaya başladı.

"Yanı neden böyle soğuksun?" Diye devam etti.

"Kişilik." Diye cevap verdim gözlerimi pencere çevirirken.

Tek BaşınaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin