two

799 132 59
                                    

Ertesi sabah Jex ve ben erkenden uyanıp kahvaltımızı yapmıştık. Bugün içimde oldukça pozitif bir enerji vardı ve bu içimdeki umut tanelerini tekrar gün yüzüne çıkartıyordu.

Çalışma masamın üzerinde oturmuş, önündeki kağıda hızlı hızlı bir şeyler yazan minik pixieye baktım. Dili dışarıda yazdığı şeye oldukça odaklanmış gözüküyordu. Sevimliliği karşısında yüzümde ufak bir tebessüm oluştu. Ne yazdığını merak edip yanına doğru adımladım.

"Minik Jex neye bu kadar odaklanmış bakalım?"

Sesimi duymasıyla varlığımı fark etmiş ve hızlıca kağıdın üzerine yatmıştı. Küçük bedeni neredeyse kağıtla aynı boydaydı.

"HYUNJIN BAKMA!"

"Hey,hey. Sakin ol, üzgünüm. Bakmıyorum."

diyerek dudak büzdüm.

"Şey, özür dilerim sana bağırıp seni üzmek istememiştim. Lakin bu perim için yazdığım bir not. Ona kavuştuğumda bunu vereceğim. Perimi bulacağıma olan inancım sonsuz. Bu kağıdı başka biri okursa uğursuzluk getirebilir... Bana çok kırıldın mı Hyunjin? Bağırdığım için çooook özür dilerim. Gerçekten seni üzmek istememiştim."

Art arda hızlıca konuşan Jex'in tatlılığına bir kahkaha attım.

"Hayır suçlu hissetme. Sadece seninle dalga geçiyordum. Üzülmedim. Ve bende perini bulacağımıza inanıyorum. Umudunu asla kaybetmemen bana da umut veriyor."

Jex sözlerimle heyecanının bir göstergesi olarak kanatlarını çırpıp yanıma doğru uçtu. İki eliyle elimi tutup her ne kadar gücü yetmese de beni kapıya doğru ilerletmeye çalıştı. Bir yandan da heyecanlı heyecanlı konuşuyordu.

"Bak bu gün ikimizin de içerisinde harika bir umut var. Hadi gidelim. Hadi gidelim. Hadi gidelimmm."

Gülümseyerek beni kapıya doğru sürüklemesine -daha çok o sadece elimi tutuyor ben yürüyordum- izin verdim. Kapıdan çıktığımızda durdu ve elimi bırakıp başını yere eğdi. Birden değişen ruh haliyle hafifçe kaşlarımı çattım.

"Ne oldu şimdi birden? Neden böyle hüzünlendin?"

"Nereye bakacağız ki daha? Neredeyse her yere baktık. Lixie’m hiç bir yerde yok işte."

"Ama daha az önce konuşmadık mı umudun sonsuzdu hani?"

"Hala sonsuz zaten. Ama artık aklıma bakacak başka bir yer gelmiyor ki..."

Birkaç saniye aramızda bir sessizlik oldu. Bu sırada kafamda başka bakabileceğimiz yerlerin bir listesini yapmaya çalışırken aklıma gelen şeyle hızlıca Jex'e döndüm.

"Peki şeye ne dersin? İnsanların dünyası? Evet belki biraz saçma gelecek ama ya perini biri oraya götürdüyse?"

Söylediklerimi bir süre düşündü. "Aslında olabilir. Hadi gidelim!"

Jex ile hızlıca ormana doğru yürümeye başladık. İçinden defalarca kez geçtiğimiz yeşilliklerin güzelliği ile hafifçe gülümsedim. O güzel periyi bulacaktık.

Bir süre yürüdüğümüzde gördüğümüz telaşlı telaşlı koşan minik kişiyle yavaşladık ve onun olduğu tarafa doğru yürümeye başladık. Bizi fark ettiği gibi hızla yanımıza doğru koşmaya başladı. Yaklaştıkça yavaş yavaş yüzünü görmeye başlamıştım. Bu dostumuz Alexti!

Yanımıza geldiğinde hızlı hızlı alıp verdiği nefesleri arasında konuşmaya başladı.

"HYUNJIN! JEX! YARDIM EDİN! GEÇİT KAPISINDA BİR İNSAN BULDUM. ŞUAN BAYGIN AMA NE YAPACAĞIMI BİLMİYORUM. BU TARAFA NASIL GEÇMİŞ OLABİLİR?"

Duyduklarımla şaşkınca gözlerimi sonuna kadar açtım. Jex de benim kadar şaşırmış olmalı ki o da şaşkınca bana bakıyordu.

"İyi de bu nasıl- ne? Hiçbir şey anlamıyorum."

"HYUNJIN! HEMEN ORAYA GITMELIYIZ. BENI TAKİP EDİN VE KENDİ GÖZLERİNİZLE GÖRÜN."

Hızlı hızlı yürüyerek bizi geçit kapısına doğru götüren Alex'i takip etmeye başladık. Hala aklım almıyordu. Bu nasıl olabilir? Yüzyıllardır hiçbir insan ne bizim bu sihirli dünyamıza gelmişti ne de buradan herhangi bir canlı görmüştü. Biz elimizden geldiği kadar dikkatli olmaya çalışıyorduk ve şimdiye kadar hiç bir sorun çıkmamıştı. Ayrıca bu tarafa tek başlarına geçmeleri imkansızdı.

Yaklaştığımız sarmaşıklarla çevrili, dev, taştan kapıyla Alex aniden durdu ve etrafına bakmaya başladı.

"ANLAMIYORUM. DAHA AZ ÖNCE BURADAYDI. KAÇMIŞ OLABİLİR! NE YAPACAĞIZ?"

Alex'in üzerindeki telaş bana da geçmişti ve bende bağırmaya başladım.

"BİLMİYORUM. NE YAPACAĞIZ!? ONU HERHANGİ BİR ŞEY GÖRMEDEN BULMALIYIZ. AYRILIP ONU ARAYALIM."

Ayrılıp her yere bakmaya başlamıştık. Telaşlı telaşlı çalılıkların arasında hareket ediyor, insandan bir iz bulmaya çalışıyordum. Aniden duyduğum çığlık sesiyle yerimde sıçrayıp hızlıca sesin geldiği yöne döndüm. Oraya doğru koşmaya başladım. Kalbim korkuyla hızlıca çarpıyordu.

Gördüğüm bedenle şaşkınlıkla bende bir çığlık attım. Benim ani çığlığımdan korkan Jex de bir çığlık attı. Ve birden herkes birbirine bakarak çığlık atmaya başladı.

- ♡ -

aylar sonra merhabaa biraz kisa bir bolum oldu ama hic yazma fırsatı bulamadım buna ve ancak bu kadar yazabildim.. kafamda bazı yerler planlı ama şuan biraz doğaçlama gidiyorum umarım kötü olmuyordur bolum hakkındaki görüşlerinizi belirtirseniz çok mutlu olurumm <3

sizce insan kim??

sınır 20 vote 60 yorum

sınır 20 vote 60 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
magic - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin