seven

196 26 22
                                    

Perinin tam olarak neler yediğini bilmediğim için klasik bir sandviç yapıp elimdeki tabakla odama doğru yöneldim. Ben sandviç hazırlarken Jex perisini bulduğum yere bakmak için Chan ile birlikte çıkmıştı. Evde sadece ben ve minik peri kalmıştık. Onu Jex gelmeden uyandırmak istemedim. Sadece ikimizin olduğunu anlarsa korkabilirdi. Orada neler yaşadığını bilmiyordum ama korkunç şeyler yaşadığı gözlerinden dahi okunuyordu. Benim yüzüne dokunmaya dahi kıyamayacağım bu güzel perinin kanatlarını kesmişler ve belki de düşünmek dahi istemeyeceğim korkunç başka şeyler de yapmışlardı.

Yatağın başucundaki sehpaya tabağı bırakıp yere çöktüm. Hafif bir uykudaydı, her an uyanacakmış gibi görünüyordu. Ara ara çattığı kaşları rüyasında gördüklerinin pek de iyi şeyler olmadığının bir habercisiydi.

Periye olan şeyleri araştıracaktım. Böyle masum ve güzel birine yaptıklarını yanlarına bırakmayacaktım. Jex'in aylardır süren halleri ve perinin ilk uyandığı hallerini düşünmek içimdeki intikam duygusunu daha da körüklüyordu. İlk defa gördüğüm bu periye bir günde neden bu kadar değer verdiğimi anlamlandıramıyordum. Sadece tek istediğim onu bütün kötülüklerden koruyup kollamaktı. Belki de ruh eşi kavramı gerçekten de vardı ve benim içimdeki bu kırılgan sevgi kırıntıları ona olacak olan aşkımın habercisiydi.

Güzeller güzeli yüzünü incelemeye dalmışken hafifçe titredi göz kapakları. Ardından sulanmış mavi gözlerini usulca açtı. Islak olmasının da etkisiyle zaten parlak olan gözleri şimdi daha da ışık doluydu. Yaşadıklarına rağmen sanki hâlâ yaşama tutunmak, sevgi dolu peri ruhunu canlandırmak istiyordu bedeni.

Gözlerini açtıktan sonra, gerçekliğin farkına varamamış bir şekilde hızlıca doğruldu.

"Hey hey sakin ol peri. Ben Hyunjin, unuttun mu? Zarar vermeyeceğim sana. Konuşmuştuk. Sadece yemek getirdim."

Hafifçe yan taraftaki sehpaya yöneldi parlak gözleri. Ardından bana ilişen mavilerinin sonraki rotası ise odamdaki ormanı gören açık pencere olmuştu. Bir süre dışarıyı izledi. Hızlanan nefesleri yavaşça düzelmeye başladı. Hafifçe gülümseyip gözlerini kapattı. Derin bir nefes çekti içine, yıldızlarla dolu olan minik burnundan.

Havada açık camdan içeriye usul usul süzülen hoş bir esinti, kuşların tatlı sesleri eşliğindeki şarkıları, karşımdaki aklımı kaçırtacak derecede gerçek dışı olan güzeller güzeli peri... 

Huzurla gözlerimi kapattım bende onun gibi yüzümdeki huzurlu tebessümle. Buram buram kokan güzel yasemin kokusu ciğerlerime doldukça içimde birtakım hisler uyandırıyordu. Bağımlısı olacağım türden, içimi mutlulukla dolduran bir his... Sanki kokusunun duygular üzerinde bir etkisi vardı. Sahi var mıydı perilerin böyle bir özelliği? Bunu araştırmayı zihnimin bir köşesine not etmeliyim.

"Eğer düşündüğünüz buysa Bay Büyücü Hyunjin; evet biz periler, kokumuz diğer varlıklara mutluluk ve huzur verecek şekilde yaratıldık."

Duyduğum cümleyle hızla gözlerimi açtım. Şaşkınlıkla karşımdaki periye bakıp konuştum:

"S-sen düşünceleri okuyabiliyor musun?"

Ufak bir kıkırtı bıraktı. Ufacık kıkırtısının bile güzelliğine şaştım. Gülmek nasıl olur da onda böyle olağanüstü durabilirdi.

"Hayır akıllım. Akıl okuma gücümüz yok bizim. Vampir miyim ben ya? Burnun tıkanmış da açmaya çalışıyomuşsun gibi hızlı hızlı derin nefesler alıyordun. Öyle tahmin ettim. Eh yüzündeki gülümseme de bir kanıtıydı."

O an fark ettiğim geldiğim andan beri istemeden hızlı ve derin nefesler aldığımı. Perinin kokusu resmen beni sarhoş etmişti.

Minikçe öksürüp çöktüğüm yerden kalktım ve sehpanın üzerindeki tabağı alıp perinin karşısına yatağa oturdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

magic - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin