Sabah aşağıdan gelen seslerle gözümü açtım, yatağın sol tarafında duran telefonumu elime alıp saate baktım daha 7.30du.
Ellerim ile gözlerimi ovuşturup odada bulunan lavaboya girdim, işlerimi halledip alt kattaki sesin geldiği yere yani mutfağa girdim.
Hannah kahvaltıyı hazırlıyordu ona gülüp yanına adımladım, beni görünce kollarını iki yana açtı ona sarıldım kafamı okşayıp ayrıldı.
"Şu NRG Şirketin seçmelerinede katılalım hem belki onlar kabul eder." "Hannah bu konuyu konuşmuştuk, düşük seviyeli şirketler bile bizi almazken NRG gibi büyük bir şirket nasıl alsın bizi."
"Ama o şirketlere uzun yıllar önce başvurduk hem şuan eskisine göre daha profesyoneliz, gel bir son kes şansımızı deneyelim. Söz buda olmassan artık vazgeçicem."
"Hayır Hannah, uzatma lütfen ve ümitlenmede sonucunu biliyoruz zaten. Onlara pro arıyoruz deyip bize aynı şeyleri söyleyecekler."
"Ahh cidden çabuk pes ediyorsun!"
"Ben çabuk pes etmiyorum sana olacakları söylüyorum."Hannah derin nefes verip masaya oturdu bende arkasından oturdum. Kahvaltımızı yaparken ikimizde konuşmadık.
"Oyuna girmemiz gerek, puanımız düşmesin." "Tamam gireriz."
Onu kırdığımın farkındaydım, ama boşa ümitlenip hayal kırıklığına uğramasını istemiyorum. Kahvaltı bittikten sonra mutfağı temizleyip Hannahın oyun odasına girdik 2 tane bilgisayar vardı birinin başına ben diğerinin başına o oturdu, maça girmiştik, gayet güzel oynuyordum.
"Ben geliyorum birazdan sen oyna." "Tamam ben ikimizi idare ederim."
Hannah gitmişti ama odada hala tek gibi hissetmiyorum, Hannah hala burada gibi, aman neyse.
"Bu iş bu kadar."
"Evet, benim işimde burada bitti." "Hannah sen buradamıydın ve ne işi bitti."
"Az önce sen oyun oynarken ki videonu çekip NRG Şirketine gönderdim, bize 2 gün sonra cevaplarını söyleyeceklerini söylediler."
"Ah cidden, boşuna uğraşıyorsun. Asla kabul edilmeyeceğiz. Ha birde kendi videonuda gönderseydin."
"Ne o ümitlendin mi bayan Lina, hani başarısız olacaktık bak sen bile ümitlisin artık."
"Hayır yani belki diye tek kalmamak için yoksa hala ümitsizim."
"hı hı aynen."Saçımı karıştırıp bana sarıldı bende ona karşılık verdim, Hanna evet ortaokuldan beğri arkadaşız, lisede ise aynı okula girdik. Hattaki yaşama duygusunu o bana aşılıyor. İkimizinde fiziksel, duygusal sorunlarımız var ama bunları hep beraber üstesinden geldik.
"Yine daldın hadi kalkda dışarı çıkalım böyle evde otura otura bi hal oldum."
Başımla onaylayıp Hannahın odasına çıktık dolabından siyah bir eşofman beyaz bol bir t-shirt alıp bana verdi, kıyafetleri alıp banyoya girdim.
Ellerim cebimde dışarıda dolaşıyorduk.
"Lina luna parka gidekmiii pleasss?"
"Napçaz orda."
"Hiiç savaşacaz, salak ya Luna parkta nolur Allah aşkına, tabiki oyuncaklara binilip eğlenilir."
"Bebekmiyiz biz ya"
"Bebeklikle ne alakası var ya."
"Ayh, tamam gidek. İlk hangisine bineceğiz."
"TAGADA."
"Asla, ona binmem."
"Yaa Lina lütfeeen binelim, beni seviyosan."
"İyi binelim ama beni birilerinin üzerine itersen, seni..."
"Paylaşmam ben karımı."Gülüp Tagadanın olduğu yere gittik parasını ödeyip insanlardan uzak bir yere oturduk. Tabi gittkçe doldu. Karşıma bir adam oturmuştu yüzü çok tanıdık gelmişti. Bir dk bu dünkü konuştuğum adamdı yandada arkadaşı olarak düşündüğüm bir oğlan oturuordu. Gözlerimi ondan çektim ama bu seferde o bana bakmaya baladı. Bir saniye olsun çekmedi gözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
| THE GAMERS⚠︎
Teen FictionHayallerine ulaşmaya çalışan genç bir kız ve onun her an yanında olacak en iyi arkadaşları, ancak bu birliktelik ne kadar sürecekti - Sonsuza kadar mı? + Sanmam!