| THE GAMERS⚠︎

-Bölüm 6-

[2. GÜN SONRA]

Saat şuan 05.00'dı, ben ise gece 3 gibi kalkıp bilgisayar başına geçmiştim çünkü alıştırmalarda berbat oynuyordum ve Japonya ile olacak maçı kazanamamız gerektiği için 2 saattir alıştırma yapıyordum.. Ancak işey yarıyor mu derseniz.. sanmam!

Sinirle elimi koltuğun koluna vurup kafamı arkaya yasladım, çıldırmak üzereydim, nasıl bu kadar berbat oynayabiliyordum!

Kafamı kaldırıp tekrar alıştırma bölümüne tıklayacakken boynumda hissettiğim öpücükle irkilmiştim daha sonra Minho olduğunu anlamış kafamı arkaya yasladım.

Kollarını arkamdan sarıp çenesini omzuma koydu..

"Bebeğim bu saatte n'yapıyorsun?"
"Off, biliyorsun alıştırmalarda berbat oynadım, ceo'da çok çalışmamı ve Japonya ile olan maçı kazanmamızı istedi, ancak hâlâ berbat oynuyorum!"
"Şşş, güzelim. Sen harika oynuyorsun! Ayrıcaa senin gibi birinin bu oyunu berbat oynaması gibi bir ihtimal var mı? Tabii kide yok!"
"Bilmiyorum Minho, tek bildiğim Japonya ile olacak maçı kazanma imkânımızın %40 olduğu."

Minho derin nefes alıp sandalyemi kendi tarafına çevirip yüzüme yaklaştı.

"Eğer bir daha kazanamayacağımızı söylersen.. seni öperim!"

Dediğin gülüp onu ittirmeye çalıştım ama hareket bile etmemişti..

"Hadi ama itiraz etsene şimdi de!"
"Yok yok kazanıcaz, valla!"
"Ksbskqhowhw hadi kalk uyuyalım, sen olmayınca boşluk hissediyorum!"
"Pekâlâ zaten şurda 19 saatimiz var maça 2 saat önce gidicez alıştırma yapıp başlicaz yani saat 9'da kalkıp yürüyüşe çıkıca yaklaşık 2 saat, oradanda eve gelip kahvaltı yapıcaz yaklaşık 1 saat sürer hazırlaması falan ve ben biraz hızlı el antremanları yapıcam 1-2 saat sürecek.
Geriye 5 saatimiz kalıyor 2 saat önce sirkette olmamız gerekiyor, yani 3 saatimiz kalıyor. O 3 saatte de dinlenir hazırlanır şirkete geçeriz!"

"Beynim yandı lan!"
"Lan'mı?!"
"Bian ağzımdan kaçtı vallaha!"
"Tamam tamam hadi yatalım!"

Yatağa girmiştik Minhoya dönmüş kafamı göğsüne koymuştum, oda kolunu belime sarıp kafasını saçlarıma gömmüştü..

[SAAT 18.30 MAÇ ALANINDA]

Maçın başlamasına yarım saat vardı son bir kere antreman yapmak istemişlerdi ancak parmaklarımı yormamak için ben gitmemiştim, en üst kaça çıktım ve terasa çıktık derin nefesler alıp verdim ve kafamı demirlere koyup etrafı izlemeye karar verdim.

"Gelebilirmiyim?"
"Ha? Ah pardon. Tabiki gel!"
"Waow Japonca biliyormusun?"
"Evet, küçükken öğrenmiştim :)"
"Benden daha iyi konuşuyorsun!"
"Hahahaha!"

Karşı takımdan Haruto Mikasaki gelmişti ve Japonca konuştuğumda baya şaşırmıştı, size kısaca ondan bahsedeyim. Zeki, kaslı, yakışıklı ve saçları aynı Stray Kids'den Jeongin'in saçıyla aynıydı.. Ancak bir Minho etmez!

"Sen neden gitmedin?"
"Ah, parmaklarımı yormak istemedim, bugün çalıştım yeterince, sen neden gitmedin?"

Dediğimle demirlere yaslanmayı bırakıp yere oturmuştu bende yanına oturup karşıyı izlemeye başladım..

"Grup arkadaşlarımla tartıştım ve şuan yanlarında olmasam daha iyi, maçda ne yapıcaz bilmiyorum ama! Ahh herneyse! Ee Kim Lina, grupça katılacağımız kutlamaya gelecekmisin?"
"Bilmiyorum pek sevemem öyle yerleri."
"Gel lütfen belki gruplarımız yakınlaşır?"
"Ah pekâlâ senin hatrına gelicem."
"Tamam o zama-"
"Haruto Mikasaki ve Kim Lina! Maç maşlamak üzere!"
"Tamamdır. Geliyoruz!"

Haruto ayaklanmış ve bana elini uzatmıştı gülümseyip elini tuttup ayaklandım, terastan çıkıp asansöre bindik ve 2 alt kata indik. Girdiğimizde ikimizin takımı da gelmişti. Birbirimize dönüp el sıkıştık ve ellerimiz tutuşurken..

"Başarılar Kim Lina!"
"İyi olan kazansın Haruto Mikasaki!"

Gülüp ben sağ tarafa o sol tarafa geçmiş grup arkadaşlarımızın yanına oturmuştuk, Minho bana sinirli bakıyordu..

"Minho? Birşey mi oldu?"
"Sence?"
"Anlamıyorum, gerçekten-"
"EVET MAÇ BAŞLIYOR! İKİ TAKIMADA BAŞARILAR!
KURALLAR:
ARGO KELİME KULLANMAK, KARŞI TAKIMA SATAŞMAK VE KARŞI TAKIMIN DİKKATİNİ DAĞITMAK YOK! SADECE CHATDEN TAKIMINIZLA MAÇ HAKKINDA KONUŞABİLİRSİNİZ!"

"3 - 2 - 1 BAŞLA!"

Maç başlamıştı ve arada Minho'ya bakıyordum ama o takmıyordu, nesi var bunun!

                               [ALTINCI BÖLÜM SONU]