-Bölüm 8-

8 17 0
                                    

"Rüya değildi değil mi, hepsi gerçekti değil mi?"

İkiside hızla bana bakmış yanımdaki koltuğa uturmuşlardı, ikisindende çıt cıkmıyordu..

"Onu bırakıp o lanet olası partiye gitmemeliydim. Onu koruyabilme imkânım vardı ama... Ben koruyamadım!"
"Senin suçun değildi Lina."
"Nasıl benim suçum değildi Minsung onu bırakmicaktım. Kız resmen bize söyledi belki etti ama biz mal gibi onu salladık!"
"Tamam Lina yeter!"
"Aptal kafam onu nasıl bıra-"
"LİNA YETER DEDİM ALGINMI KAPALI ZATEN MODUMUZ İYİ DEĞİL BİDE SENİNLE UĞRAŞAMAYIZ!"

Minsung kapıyı çarparak odadan çıkmıştı, Minho ise oturduğu yerden kalkıp bana sarılmıştı. Anında karşılık vermiş 1-2 dakika öyle durmuştuk..

"Nasıl devam edeceğiz?"
"Bilmiyorum! Tek bildiğim zor olacak!"

Kendimi daha fazla tutamamış ağlamaya başlamıştım..

"Çok sinir bozucusun!... Sana ağlama demiştim!"[Ao Haru Ride :)]

Minho kafasını omzuma koymuş sarılmıştı...

---------------------

Hannah'ın ölümünün üzerinden 1 hafta geçmişti ve biz bir kere bile şirkete gitmemiş birbirimizi görmemiştik, eger biri buna bir nokta koymassa böylede devam edecekti, resmen evde ruhlar dolanıyordu..

Cesaretimi toplamış odamdan çıkıp salona girmiştim Minho ve Minsung orada oturuyor konuşmuyorlardı, mutfağa gecip 3 su şişesi alıp içeri girdim iksidene verip suyun kapağını açtım ve içtim daha sonra diğerleride içti ve masa koydular, Minsung söze girdi..

"Böyle ilerleyemeyiz sadece düşüşe uğrarız bu yüzden daha faz-"
"Bitirelim!"

Dediğimle ikiside hızla bana bakmışlardı.. Benden böyle birşey beklemiyorlardı sanırım.

"Hannahsız bir hiçiz, bu bize sadece zarar verir, ceo ile konuştum bugün bizi şirkete çağırdı sonkes daha konuşucaz karara göre ya bitiricez, yada birşekilde devam edeceğiz!"

İkisindende çıt çıkmıyordu, öylece yere bakıyorlardı.. yapacak diye ek bir şeyim yoktu, tek bildiğim işlerin iyiye gitmeyeceği, üzerimize çok geleceklerdi.

Telefonumun çalmasıyla elime aldım, Ceo arıyordu.. derin nefes alıp açtım.

"Lina? Sizi bekliyorum neredesiniz!?"
"Ah unuttum birazdan oradayız!"
"Pekâlâ bekliyorum!"

"Hadi kalkın gidiyoruz!"

İkiside ayaklanmıştı üzerimize möntlarımızı giymiş pijama ile olmamızı takmamıştık sweatshirt'ümün şapkasını kafama geçirip gözlüğümüzü ve maskemizi takmıştık.

Arabaya bindiğimizde kimseden ses çıkmamıştı..

------------------------

"Hoşgeldiniz çocuklar buyrun oturun."
Şapkamı, maskemi ve gözlüğümüzü masaya koymuş ceo'ya dönmüştük..

"Biliyorum zor dönemlerden geçiyorsunuz ama kariyerinizde önemli bunun için yeni bir antlaşma imza-"
"Bitirelim!"

Ceo şokla bana bakıyordu, Minho ile Minsung ise sadece ceo'ya bakıyordu.

"Ama çocu-"
"Bizim sözümüz burada biter! Ben lider Kim Lina Vagabond üyelerinin fikriylede birlikte grubu bitirme kararı aldık ve bugün burada Vagabond grubu kapanacak, son kararımız da budur!"

Minsung ile Minho bana bakıp onaylamışlardı.. Söze devam etmiştim..

"Bugünden itibaren Vagabond üyelerinin hepsi ayrılacak farklı yollara gidecekeler.
"Ama Lina-"
"Sözümüz bu kadardı herhangi bir antlaşma daha yapmayacak burda bitireceğiz!"
"Ah, pekâlâ. Evrakları getirin!"

İçeri bir adam girmiş ve 3 tane evrağı önümüze koymuştu..

"Bu evraklar imzalandığında artık Vagabond diye bir grup kalmayacak, ama hızlı karar verme-"

Hepimiz hızla imzalamış kalemleri kağıdın üzerine bırakmıştık..

"Yurtdan ayrılıcaz ve artık sizinle hiçbir bağlantımız kalmayacaktır! Artık siz ne bizi tanıyın ne biz sizi tanıyalım!"

Ayaklanıp masadaki eşağlarımızı alıp salondan çıktık.. Şirketin kapısına geldiğimizde paparazziler vardı ve sinir kat sayım artmıştı maskemi ve gözlüğümü takıp aralarından geçmeye çalıştım, ama biri önümü kesti ve..

"Bize açıklama yapana kadar buradan gidemessiniz!"
"Kwbskwjkdb öylemi?"
"Öyle!"

Gülüp yakasından tutup yumruk atmam ile yere düşmüştü, herkes şokla uzaklaşmıştı..

"Başka isteyen varmı?!"

Ses gelmemişti tam gidecekken kameraya kayıt alan adama yaklaşıp elindeki hameraya tekme attım ve arabaya doğru ilerledim..

"Kebdkwbkshs sinirlerim bozuldu!"
"Ksbxkwhksbwkbd"

Minsung'un dediğine benimde sinirlerim bozulmuş gülmüştüm..

"Gülmeyeli uzun zaman olmuş."
"Haklısın!"
"Ah herneyse! Artık yollarımız ayrılıyor ha?"
"Evet, lan özlicem lan sizi!"
"Bende sizi özlicem lan ksbdjendkbe"

Gülmüştük..

Eve gittiğimizde odalarımıza çıkıp yatmıştık aklıma Minho gelmişti. Hızla telefonumu alıp ona mesaj attım..

"Hannahdan sonra ikimizde berbat olduk ve artık ilişkimize devam edebileceğimizi sanmıyorum! En iyisi baglarımızı koparmak."
"Haklısın, burada bitirelim. Arkadaşım!"

Ona görüldü atmıştım, örtüyü üzerime cekip uyumaya çalıştım..

                          [SEKİZİNCİ BÖLÜM SONU]

| THE GAMERS⚠︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin