3.Bölüm

95 16 15
                                        

                           "
Zaman her şeyin ilacıdır           derler.Yalnışları,hataları,kayıpları unutdururmuş.Peki benim acımı neden unutduramadın?
Ve zaman fısıldadı:
-Senin yaralarını ben bile saramıyorum.......
                           "

-"Yakınlarda kalıcak yer biliyormusunuz diye sorucaktım" dedi.
-" Hm evet biliyorum.Okula 15dk mesafede" dedim kehribar gözlerine bakarak.

Hala onun nasıl burada olduğuna inanamıyorun. Yıllarca onun okuması için didinip duruyordum. Hep benlik değil okumak diye geçiştiriyordu.

Benden ayrıldıkdan sonra çalışıp bir okul kazandığını duymuştum.Ama benim okuluma transfer olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.

Benden asla kolay vaz geçmeyeceğini bilmeliydim. Her istediğini elde eden biriydi.Bu yüzden her şeyi zor yolla bile olsa alırdı. Dün de konuyu çabuk kapatdığım için bir şey dememesinin sebebini şimdi anladım.Aklı sıra yanımda olursa, zamanla onu affedeceğimi düşünüyor.Ama çok yanılıyor.
Ben kolay-kolay sevdiğim insanları hayatımdan çıkarmıyorum.İlk yalnışlarında onları silmiyorum.
Zamanında bana karşı yapdıkları hataları birikdirmişti kalbim.Son olaydan sonra ise bitirmenin zamanı geldiğini anlamıştım.
Düşüncelerimden onun sesiyle ayrıldım.

-"O zaman vaktinizi alıyorum ama adresi söyleye bilirmisiniz?" Dedi.
Her kes dağılmağa başladı.Oda yanıma doğru yürüdü.
-"Bizim apartmanın karşısındakı evi kiralıya bilirsin" dedim.

Şaşırmıştı.Benden böyle teklifi beklemiyordu çünkü.Bende beklemiyordum.
Ama onun yakınımda olursa affeteceğim düşüncesini yanıltmak istiyordum. İsterse dibimde olsun onu asla affetmeyecektim.

-"O zaman gidip emlakçıyla konuşayım bakalım" dedi sırıtarak.
-"Hadi görüşürüz" deyip yanından uzaklaştım.

1 Hafta sonra......

Yatağıma uzanmış bilgiseyardan film izliyordum.Sherlock Holmesin ergen kız kardeşi olan Enolanın maceralarından bahs eden bir filmdi.
Filmde asıl konusu kendi özgürlüğümüzün bizim elimizde olduğunu ve yaşamımızı sadece bizim değiştireceğimizden bahs ediliyordu.

Bu doğruydu.Neyi seçersek seçelim bizim için doğru yolsa o yola devam etmeliyiz.Çünkü geleceğimiz bizim elimizde. Mutlu oluyosak sevdiyimiz şeylerin arkasıyca gitmeye çalışmalıyız.

Kapının açılmasıyla düşüncelerimden ayrıldım.Sanki hortlak görmüş gibi bakan Leylanın elindeki poşetlerle yatağımın ucuna oturuşunu seyretdim.
Yüzüme bakarak sanki bir şey söylemek istiyorda ama söylerse üzülcem diye söylemekden vaz geçiyordu.Kafasını çevirip "Yok yalnış gördüm" dedi.

-"Neyi yalnış gördün kızım?" Diye sordum şaşkınca.
-"Öykü" dedi.Sanki söyleyeceği şey beni üzecekde yavaş-yavaş anlatmak ister gibi bir yüz ifadesi vardı.
-"Evet Limon ne oldu? Neyi yalnış gördün söyle bakayım" dedim.
-"Öykü şey"
-"Ne şey?"Dedim gözlerine bakarak.
Yok bu gerçekten bir şey saklıyor.Ve söylemeye çekiniyor.Hadi hayırlısı.
-"Öykü şey" dedi mahçup olmuş gibi.
-"Leyla vallaha darladın ha beni.Hadi söylesene be kızım" dedim bu durumdan sıkıldığımı belli edercesine.
-"Kapı komşumuzu gördünmü?" dedi.

Bende diyorum ne oldu bu kıza.Ömerin yeni komşumuz olduğunu öğrenmişti.

-"Ömeri gördün galiba sen ?" dedim düşüncelerimden ayrılıp.
-"Evet de sen nerden bildin ki?
-"Limonum aslında sana anlatacaklarım var.Eğer ki beni öldürmeyeceğine söz verirsen konuşacağım."
-"Tamam söz.Hadi dökül bakalım"

Olanları her ayrıntısına kadar anlatmağa çalıştım.Ben konuşdukca bazen şaşırıyor,bazen "bunları niye bana geç anlatdın" diye cimcikliyordu.Kolum fena morarıcakdı.
Ama hak etmiştim.

-"Hmm.Vallaha kızım ben Ömeri tanıyosam kolay kolay vaz geçmez" dedi.
-"Evet biliyorum.Bu yüzden onun artık benim için pek önemli olmadığını göstereceğim".

-"Kuzum peki bu duruma üzülmedin dimi sen?"

-"Yok merak etme üzülmüyorum.Kapandı o konu benim için.

Aslında pek kapanmamıştı.Ama kendime aynı acıyı yaşatamazdım.Eninde sonunda bıkacakdı bu durumdan.Ve çıkıp gidecekdi.
Hem ben bu yıl okulu bitiricekdim.Ve başka bir ülkeye gideceğim için asla karşılaşamayacakdık.

-"Ne bileyim belki üzülürsün diye düşündüm"dedi

-"Yok böceğim beni üzemez artık. merak etme sen " dedim gülerek.

-"Üzemez zaten döverim onu ben "deyip sarıldı bana.

-"Döversin döversin de.Açlıkdan midem kazındı hadi kalk gidip yemek yapalım" dedim.

Birlikde yemek yedikden sonra çay demleyip salona geçdik.
Kapı çalınca ayağa kalkıyordum ki Leyla sen otur ben bakarım dedi.Telefona bu gün hiç bakmadığımdan mesajlar birikmişti.
Cevap yazmak için telefonun şifresini yazıyordum ki Anılla Leyla girdi salona.
Arkalarındaysa Ömer vardı.

Ömerle Anıl çocuklukdan beri arkadaşlar. Bu yüzden bir-birlerine çok bağlılar.Ne Ömer Anılı bırakıp yanıma gele biliyordu ne de ben Leylayı.
"Hep sevgiline git sen.Ben yalnız kalmağa alışığım"diyip tribe giriyordu Leyla.
Ömer de belki tanışırlarsa bir-birlerinden hoşlanırlar diye düşündü.Bizde rahat geze bilirdik belki diye düşünüyordu.Ben pek bu işin tutacağına emin deyildim ama Ömerin hissleri kuvvetli çıkdı.

Bir gün onları bir araya getirdik. O günden bu yanada sevgililer işte.

-"Hoşgeldiniz" dedim ayağa kalkarak.
-"Hoşbulduk baldız" dedi Anıl elini uzatarak.

Ömerle sevgiliyken bana "yenge"derdi.
Leylayla sevgili oluncada baldızlığa telfi edildim.

-"Size yeni komşunuzu getirdim" dedi Ömeri işaret ederek.

-"İyi yapmışsın hadi geçin ben de çay getireyim size"dedim.
Ömer şaşkınca bana bakıyordu.Benden öyle söyleyeceğimi beklemiyordu.

Ehhh insanları şaşırtmayı severim işte.
Onun artık benim için bir şey hissetdirmediğini göstermeliyim.Burnumun dibinde bile olsa artık onun diğer insanlardan farkı olmadığını belirtmeliyimki vaz geçsin. Sevsek bile artık bizden olmazdı.Olmamalıydı.Bir birimizin canını çok yakmıştık.Bunları nasıl unuta bilirdik ki?

Çayları tepsiye dizip yanlarına geçdim.

Ortama sessizlik çökmüştü.Kimse ses çıkarmamağa sanki özen gösteriyordu.
Tabi bu sessizlik uzun sürmedi.
-"Hadi gelin "Doğruluk mu? Cesaret mi?" oynayalım" dedi Ömer.

Leyla söylese yada Anıl anlarımda ama Ömerin söylemesi baya şaşırtdı beni. Bu oyundan nefret etdiğini en iyi ben bilirim.

-"Olur kardeşim" dedi Anıl.
-"Bende katılıyorum.Hadi oynayalım" dedi Leyla.
Her kesin onayladığını görünce bende katıldım.
Diğer odadan bir şişe kapıb yanlarına geldim.
Ömer karşımda,Leyla sağımda ve Anılda solumdaydı.

Şişeyi ilk çeviren Anıl oldu.Anıl sorusunu Leylaya yöneltdi.

-"Doğruluk mu? Cesaret mi aşkım?
-"Doğruluk"
-"Beni mi çok seviyorsun Öyküyü mü?"
-"Tabikide Öykü " dedi Leyla bana göz kırparak.
-"Aaa kızım sattın he sevgilini"
-"Arkadaş sevgiliden önce gelir birtanem"dedi Leyla.
Anılın yüzü düşmüştü.Leyla doğru söylüyordu.Benim içinde arkadaşlık hep ilk gelir. Aşk seni hiç ummadığın an terk eder.

Sıra bana gelmişti.Şişeyi çevirdim.Şişe tam da Ömerle benim aramda durdu.
Soruyu Ömer sorucaktı.
-"Doğruluk mu? Cesaret mi?"
-"Doğruluk olsun"dedim
-"Beni affede bilirmisin?"

OnsraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin