9. Bölüm «Final»

318 22 4
                                    

Hyunjin'e döndüğümde gülümsemesi solmuştu. Ona baktığımı fark edince tekrar gülümsedi. "Sorun değil. Anlıyorum seni..." dedi. Derin bir nefes aldı. Eski günler aklına gelmiş olmalı. Amacım asla onu üzmek değildi. Bu yüzden üzülmüştüm. Onun yanına yaklaşıp dizindeki elinin üzerine elimi koydum. Destek vermek istercesine sıktım elini. Gülümseyerek baktım ona. Yüzünde gerçek gülümsemesini görünce mutlu oldum. Saniyeler sonra Hyunjin ayaklandı ve "Neyse bir şekilde kamp alanına dönmeliyiz." dedi.

"(...) buradan dönersek bulacağız. Gel." sözümün bitmesiyle karşımızdaki çalının içinden geçtik ve...Evet! "Oha! Gerçekten buldun! Bundan sonra senin adın 'Bayan pusula' yok Korecesi olmadı. 'Miss Compass' bak bu oldu." dedi ve güldük.

"Bu arada göl kıyısında olanları kimseye anlatmasak. Ben sadece Soojin'e ve Minho oppaya anlatırım." dedim. İlerleyeceken kolumdan tutup beni durdurdu ve konuştu, "Minho hyung biliyor mu?" Kafamı sallayarak onayladım onu. "Seni beklerken Minho oppa ile konuşuyorduk, anlamış senden hoşlandığımı. Merak eder diye..." diye açıkladım. "Ha, tamam. Ben de sadece Lix'e anlatmıştım." dedi.

Soojin beni gördüğü anda sarıldı, "Çok korktum. Neredeydiniz?!" dedi. Yanımdaki Hyunjin'i işaret ettim ve "Bu arkadaş yüzünden kaybolduk." dedim. Hyunjin ağlamaklı bir surat ifadesi takındı, " 'Bu' mu oldum şimdi?" dedi. Ardından yüzündeki ağlamaklı ifadeyi silip sinsice gülümsedi ve "Ayrıca arkadaş mı?" dedi. Ne dediğini fark eder etmez "Yah! Hyunjin!" dedim. Soojin gözlerini büyüterek "Bir dakika, siz... yoksa-" diyordu ki sözünü kesip hızla konuştum: "Hayır! Yasağımın bitmesini bekleyeceğiz. Felix ve Minho oppa dışında kimse bilmeyecek."

"Okay. Clear! (Tamam. Anlaşıldı.)" diye ingilizce biçimde cevapladı Soojin.

***
Şuan Hyunjin ile Bay Park'ın odasına doğru gidiyoruz. Ve nedeniyle alakalı zerre bilgimiz yok. Kamptan dönüşümüzün üzerinden 2 hafta geçti. Yakında bir ödül törenimiz var. Geldiğimizde Hyunjin kapıyı tıklattı, "Gel" komutunu duyunca o önde, ben arkada içeri girdik.

"Hoşgeldiniz çocuklar!" dedi Bay Park, sıcak olduğunu düşündüğü bir gülümseme ile. Saygı için eğilerek "Hoşbulduk efendim." dedik aynı anda. Oturmamızı işaret edince masanın karşısındaki ikili koltuğa yakın olmayacak şekilde oturduk.

"Sizi neden çağırdığımı merak ediyorsunuzdur. Açıklayayım: Geçen haftalarda Yeongho, bir yayın açmıştı. Bu yayının üzerine primlerinin, sizin sevgili olduğunuz haberleri arttı. Bizde bir karara vardık; sevgili olun, ister gerçek, ister sahte. Yeter ki bize prim sağlasın. Bunu ödül töreninde duyuracağız." Bay Park'ın sözüyle gözlerim büyüdü. Mutlu oldum açıkçası.

Aslında yayınında olan şeyden sonra bu çok normaldi.

/Flasbacks/

Yurdun dans pratik odasına inerken arkamdan gelen adım sesleriyle arkamı döndüm. Hyunjin'miş. "Selam." dedi. Bende aynı şekilde "Selam." dedim. Aşağı doğru inmeye devam ettim. Bana yetişen Hyunjin "Birlikte çalışalım mı?" diye sordu. Son basamağı da inince gülümseyerek ona döndüm ve "Olur." dedim.

Yaklaşık iki saat çalıştıktan sonra mola verdik. Hyunjin yarım saat ila bir saat içersinde döneceğini söyleyip çıktı. Bende bu arada sıkıldığım için yayın açmaya karar verdim. VLive'a girip yayını başlattım.

Yayını başlatır başlatmaz bir sürü kişi girince hemen selam verdim. Ardından "Nasılsınız Beleive?" diye sordum ve gelen yorumları okumaya başladım. "Ben iyiyim, teşekkürler. Soojin şuan burada değil, üzgünüm." dedim. Herkes hem Soojin'i hemde ödül törenini soruyordu. "Üzgünüm, ödül töreni hakkında konuşamam." Türkçe bir yorum gördüm, hemen okudum. Yorum: Bugün doğum günüm, iyi ki doğdun diyebilir Nazan misin? Lütfen! "Doğum günün kutlu olsun Nazan! İyi ki doğdun." dedim Türkçe. Sürekli Korece konuşmadan dolayı aksanım değişmişti.

Just A Friendship «Hwang Hyunjin»Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin