5

251 8 1
                                        

Neydi insanı güçlü yapan? Hayattan çıkardığı dersler miydi yoksa ona güçlü olmayı öğreten kişimiydi? Ben güçlü olmayı yaşadıklarımdan, çıkardığım derslerden ve beni büyütenlerden öğrenmiştim. Çınar'ın iyi olduğunu biliyordum, çünkü ikiz hislerim bunu söylüyordu bana. Onsuz bir hayatı düşünemezken şuan nerede olduğunu bile bilmiyordum, güçlü olmalıydım. Ağlayıp kendimi perişan edemezdim, güçlü olmalıydım çünkü karşımda kim olduğunu bile bilmediğim düşmanlarım vardı.

NC yine her zaman ki gibi kalabalıktı, Çınar'ın yokluğunda Teo ilgilenirdi burasıyla. Savaş arabadan inerken ben de indim, yanıma gelip elimi tuttu ve birlikte kapıya doğru ilerledik. Emir de tam arkamızdaydı, vip bölümünden girip en arka masalardan birisine geçtik. Burası özel misafirlere ayrılan kısımdı, tüm gözler üzerimizdeydi. Teo geldi yanımıza bizimle ilgilenmek için, şaşkınca bana bakıyordu.

"Nehir.. Çınar nerede?" gülümsemeye çalıştım ve arkama yaslandım rahatça.

"Minik bir iş seyehati diyelim, sana emanet bir süre daha buralar." kafasıyla hay hay der gibi onayladı beni.

"Hoş geldiniz Savaş bey, ne içersiniz?" Savaş beni izliyordu.

"Viski" dedi düz bir sesle.

"Kanka bana da her zamankinden biliyorsun." Teo Emir'i onaylarken bana baktı kısa bir an.

"Ve küçük hanıma da alkolsüz kokteyl." hafif tebessüm edip onayladım onu, Teo giderken Emir bize döndü.

"Benim yukarı çıkıp Çınar'ın önemli eşyalarını almam lazım, Nehir istediğin bir şey var mı?" kafamı iki yana salladım, Emir masadan ayrılırken Savaş bana döndü.

"İkizinin gece kulübü var ve sen alkol kullanmıyorsun, süt fabrikası açması daha mantıklı olabilirdi." dedi alayla, kaşlarımı çattım.

"Bay sevimsiz komik olmaya çalışıyor demek, seni ilgilendirmiyor bu konu." bana doğru eğildi.

"Bay sevimsiz?" sırıtıp geri çektim kendimi.

"Daha iyi bir isim bulamazdım, tam sana göre." arkasına yaslanıp etrafı izlemeye başladı.

"Etrafta bir sürü güzel kadın varken ben burada seninle vakit öldürüyorum. Bunun hesabını o piçe soracağım." gözlerimi devirip bende onun gibi etrafa baktım, gerçekten kadınlar ona bakıyordu.

"Seninle burada kalıp vakit geçirmeye bayılmıyorum bay sevimsiz, ikimiz de buna katlanmak zorundayız." bana döndü ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Bunu daha katlanılabilir bir hale getirebilirsin." kaşlarımı çatarak ittirdim onu.

"Sana sınırlarıma yaklaşma dedim, bunu teklif bile etme." dudakları yukarı kıvrıldı.

"Unuttun mu, şuan rol yapıyoruz ve ben senin sınırlarını geçmekte özgürüm." Teo içkilerimizi masaya koyarken kendiminkinden bir yudum aldım.

"Benim sınırlarım halka açık değil, şuan rol yapmamızı gerektirecek bir durum da görünmüyor. Gidip başka kadınların sınırlarını geçebilirsin." o da kendi içkisinden bir yudum alıp arkasına yaslandı.

"3 ay senden başka kimsenin sınırını geçemem." alayla güldüm.

"Bu senin için zor olmalı, sahi nasıl kaldırıyor miden?" masadaki çerez tabağını kucağıma koydu.

"Sence uzaktan önüne gelen her kadınla birlikte olan birisi gibi mi görünüyorum?" yüzümü buruşturdum ve kucağımdaki çerez kasesinden aldığım fındığı attım ağzıma.

"Etraftaki kızları yatağa atmak isteyen sensin." mavilerini yeşillerime dikti.

"Yanılıyorsun, ben onlarla yatmak için değil onlara bakamadığım için söyledim. Senin yüzünden görüş alanım kısıtlanıyor ve senden başkasına bakamıyorum. Gece kulübünde avlanmaya çalışan kızlarla işim olmaz, tercihe..." elime aldığım çerezleri ağzına tıktım.

Hukuksuz +18 (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin