beş

193 26 3
                                    

5•

"Prens'im, rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat hekim geldi ve sizinle acil bir görüşme yapması gerektiği konusunda ısrarcı." Seokjin konuştuğunda hafif bir şaşkınlıkla elindeki çubukları masanın üzerine bırakmıştı. "Odama geçmesini söyle, birazdan geleceğim." Seokjin birkaç adım geri giderek masaya karşı eğildiğinde hızlıca yemek salonundan ayrılmıştı. Tabiiki de masaya saygı göstermemişti. Masanın baş köşesinde oturan Kral'a ve aynı zamanda Prens'e bir saygıydı bu.

Jimin yakasında asılı mendili yerinden çıkartıp nazikçe dudaklarını sildiğinde sandalyesini geriye iterek ayağa kalkmıştı. Kral kaşları çatılı Prens'e dönüp bakmıştı. Son zamanlarda bu çocuğun neler yaptığını biliyor ama anlayamıyordu. Bir köle için bu kadar çaba sarf etmesinin tek nedeni aşk olabilirdi -belki de acıma da olabilirdi ama oğlu insanlara acıyınca böyle davranmazdı- fakat aşık bile olsa bunu asla onaylamayacaktı. Ne güzelki oğlu, birine aşık olduğunu anlayamayacak kadar düz görüşlüydü zaten. "Afiyet olsun." Kral, çocuğun gidişi hakkında tek kelimede bulunmamış, onun yerine kahyasını çağırıp birkaç şey emretmişti.

Jimin ise koşar adım odasına çıkmış, içeri girmişti. İçeri girdiğinde karşılaştığı manzara ise stetoskopuyla Yoongi'nin karnını dinleyen bir hekimdi. Jimin'in anında kaşları çatılmış, hekim stetoskopu kulaklık kısmını kulaklarından çıkartarak eline almıştı. "Prens'im!" Hekim saygı duruşuna geçtiğinde Jimin gömleğini düzelten bedene doğru ilerleyip onu hekimin yanından uzaklaştırmıştı. "Seokjin sonuçları almak için yanınıza gelecekti. Sabahın bu saatinde burada ne işiniz var?" Hekim aldığı soru karşısında heyecanla parıldamıştı.

"Çok üzgünüm, sizi gerçekten rahatsız etmek istemezdim ama bekleyemedim ve gelmek zorunda kaldım." Jimin koltuğuna otururken Yoongi'yi de yanına oturtmuştu. Hala bileğini tutuyordu. "Söyle." Hekim kenara bıraktığı kağıtları karıştırarak birkaç kağıdı eline almıştı. "Prens'im, bildiğiniz gibi dünyamızda sadece kadınlar doğum yapabilir. Neredeyse bilimsel dilde; yumurtanın döllenebilmesi için, erkeğin cinsel ilişki sırasında kadının vajeninin üst bölgesine bıraktığı spermlerin, rahim ağzından salgılanan ve servikal mukus denilen sulu sümüksü akıntının içinden geçerek rahim içerisine ulaşması gerekir." Tek nefeste konuştuğu için bir süre susmak zorunda kalmıştı, hekim. "Sonrasında spermler, fallop tüplerinin içlerine doğru ilerler. Bunu spermlerin hızlı ileri doğru hareketleri sağlarken, rahim duvarı da işlerini kolaylaştıracak şekilde kasılma hareketleriyle spermlere destek olur. Bu yolculuk sırasında spermlerde yumurtayı dölleme işlemine hazırlayan yapısal değişiklikler gerçekleşir." Hızlı hızlı konuşması yüzünden Jimin onun söylediği şeylerin bir çoğunu anlamıyor, bu da onu sinirlendiriyordu.

"Bu anlattığım şey, döllenmenin oluşumunun bir kısmıydı. Yani kadının rahminde gerçekleşip bebeğin oluşmasından hemen önce olan şey. Sadece kadınlarda olan. Çünkü rahim erkeklerde değil, sadece kadınlarda bulunur." Jimin göz devirmişti. Sabahın bu saatinde fen dersi görmesi ne iyiydi böyle. Sabah sabah tek ihtiyacı buydu zaten. "Bu durumda erkekler sadece kadının rahmine spermlerini bırakabilir. Ne olursa olsun bir erkek hamile kalamaz çünkü. Fakat Prens'im, neredeyse trilyonda bir olabilecek birşey tam yanınızda duruyor. Trilyon değil, daha düşük bir ihtimal bu. Katrilyonda falan." Son cümleyle Jimin'in kaşları çatılmış, Yoongi'ye dönmüştü. Yoongi ise duyduğu şeyler karşısında hiçbir şey anlamayınca etrafa bakmaya başlamıştı. Duvarların desenleri çok güzeldi, gerçekten hepsi altın mıydı?

"Hamile bir erkek." Yoongi duyduğu şeyle duraksadığında Jimin de ondan farksızdı. "Sekiz haftalık. İlk test sonuçlarını aldığım andan itibaren gece-gündüz bir araştırma yaptım ve birkaç asır önce yaşayan üç tür keşfettim. Alfa, beta ve omega deniyormuş onlara. Alfalar sizler gibi üstün kişiler, betalar işçiler ve omegalarsa doğum yapan kesim. Doğum yapmalarına rağmen çoğunluğu erkeklerden oluşuyor ve sadece alfalar tarafından hamile kalabiliyorlarmış." Elindeki kağıtlara göz gezdirirken bu karmaşık durumu açıklamaya çalışıyordu ama hiç başarılı görünmüyordu. "Zamanla omega ve alfaların nesli tükenmiş; geriye sadece betalar, yani bizler kalmışız. Sadece kadınların doğum yapabildiği kesim... fakat! Tek bir aile de omegalar yaşamaya devam etmiş, Min ailesi!" Hekimin heyecanı ciddi anlamda görülmeye değerdi çünkü çok tatlı hareketler yapıyordu.

• vaveyla •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin