14•
"Kral mısın be kardeşim!" Tam bir ay sonra, noele neredeyse az bir zaman kala, Kim Krallığı'ndan Prens Taehyung ve Jeon Krallığı'ndan Prens Jeongguk, Park Krallığı'na adımını atmıştı. Prens Taehyung, sabahın erken saatleri olması yüzünden hala uyuyan Prens Park'ın odasına baskın yapar gibi girdiğinde Jimin'in korkuyla sıçrayıp yatakta aniden ayağa kalkması ve Yoongi'nin istifini bile bozmaması Jeongguk'u kapı eşiğinde güldürmüştü. Beşikte yatan Küçük Prens Doyun da Yoongi gibi kollarını iki yana açmış uyuyordu. Bomba patlasa duymayacak gibi görünüyorlardı. Haksız da sayılmazlardı.
"Siz... sizin ne işiniz var burada?!" Jimin'in krallıktan mı yoksa odadan mı bahsettiği meçhuldü. Tamamen uyanması uzun sürecekti. "Sevgilimle kuzenimi ziyarete geldim, ne var canım?" Yoongi hızlıca gözlerini açmış, yüzünü onlara dönmüştü. Göğüsü biraz acımıştı ama artık dikiş olmadığı için yaranın açılmasından korkmuyordu. "Gerçekten mi? Sabah daha, sabah! Nasıl bu kadar fevri davranabilirsiniz?!" Taehyung'un gözleri büyümüş, odanın dışına çıkmıştı. Tehdit altında hissettiği için gerilemişti. Jimin'in aurası öncesinden tamamen farklıydı. Odadaki bu kokuda neydi zaten, başları dönmüştü.
"Üzgünüm, üzgünüm! Sizi bekleyeceğiz!" Kapıyı arkalarından kapatıp gittiklerinde Jimin içinden küfürler etmiş fakat dışından sessiz kalmıştı. Derin bir nefes alıp Yoongi'ye döndüğünde onun kendine şaşkınca baktığını görmüştü. Bedeni titriyor, terliyordu. "Sorun ne?" Jimin sorduğunda Yoongi yutkunmuştu. Gözlerini Jimin'in irislerine sabitlemiş, bir şeyi anlamaya çalışıyormuş gibi görünüyordu. "Oluyor." Jimin başını sağa doğru yatırıp anlamadığını belirtmişti. "Ne?" Yoongi hızlıca Jimin'e yaklaşıp boynunu kokladıktan sonra tedirgin bir ifadeyle geri çekilmişti. "Gözlerin, sarı oldu." Jimin haliyle birşey anlamamıştı. Gözleri nasıl sarı olabilirdi? İmkansızdı bu.
"Prens'im gerçekten oluyor." Yoongi hızla ayağa kalkıp volta atarken tırnaklarını yemeğe başlamıştı. Jimin onu taklit edip hızla ayağa kalkmış, Yoongi'nin önünde durup kıpırdamasını engellemişti. "Ne oluyor, Yoongi? Soruma yanıt ver." Yoongi'nin gözleri dolmuş, bedenini yere bırakmıştı. Jimin'in o an ne kadar korktuğunu bir Tanrı bilirdi. "Bu--" Yoongi nasıl yanıt vereceğini bilmiyordu. Olmaması gereken ama olan bir şeyi nasıl anlatabilirdi? "Fizyolojik ya da her neyse artık, olmaması gerekiyordu! Asırlardır bütün duyular köreldi ama şimdi oluyor!" Jimin anlamamıştı. Yoongi'nin söylediği şey pek mantıklı değildi çünkü. Hem, körelen duyular mı? Yoongi ne söylediğini bilmiyor muydu acaba?
"Alfalar ve omegalar asırlar boyunca bütün duyularını, fiziksel özelliklerini kaybetti." Yoongi titrek titrek konuşmaya başlarken yanıtlamıştı onu. Jimin başta anlamamıştı. "Bunlara tabiiki de feromon yaymak, kurt özelliklerini kaybetmekte dahildi. Asırlar önce kaybedilen şeyleri bir anda elde etmek imkansızdır. Yapılamaz, yapılması akıldan bile geçemez." Jimin'in aklı karışmıştı. Sanki düşünme yetisini kaybetmiş gibi hissediyordu. "Bir kurt sürüsünde omegalar, alfaların ortasında ilerler. Böylece dışarıdan gelen bir saldırıda omegaları korumak daha kolaydır. İçgüdüsel olarak omegalar onlar için her şeydir." Jimin nefesini tutup Yoongi'den uzaklaşmıştı. Bir kurt olmadığını biliyordu ama içinde bazı zamanlar ortaya çıkan ve Yoongi'yi koru diye haykıran şeye söz geçiremiyordu. Yoongi'nin bahsettiği şey bu muydu? Normalde körelmiş olması gereken ama bir anda ortaya çıkan?
"Min Ailesi'nin omega duyuları tam körelmedi. Bu yüzden hala daha doğum yapabiliyoruz. Fakat dünya üzerindeki diğer bütün insanların duyuları köreldi. Alfalar, omegalar. Herkes birer betaya dönüştü." Yoongi burnunu çekerek dizlerini göğüsüne bastırmıştı. Hem karnı, hem de göğsü biraz acımıştı ama şu an bunu düşünmenin sırası değildi. Eğer Prens gerçek bir alfaya dönüşürse o zaman... Yoongi kendi düşüncesini tamamlamak istemiyordu. Tırnaklarını yemeği kesmeden göz ucuyla hala uyuyan Doyun'a bakmıştı. Hayır, hayır. Lütfen. Tanrım, oralarda bir yerlerdeysen, lütfen. Lütfen yapma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• vaveyla •
Fanfic[min yoongi ✝ park jimin] Şimdi bazı şeyleri suskunlukla geçiştireceğim.