"lan bu konuşamayan intihar delisi varya. ne kadar şanssız biri amk. intihar etmeye çalışmasına şaşmamalı. baksana şuna. fizikci taciz ediyomuş birde bu çocuğu. aslında yardım edecektim ama sonra komik geldi ağladı bide. kendi neden karşı koymuyor bu tarz şeylere? başıma iş almamak için gittim ordan"
çocuk , bahçede arkadaşlarına bunları derken önündeki çocuğa kağıdı uzatıyordu. felixte baktı kağıda.
"neden yardım etmedin bari bir şeyler yapsaydın"
"başıma hiç iş alamam valla"
"kim bu çocuk? intihar delisi?"
"ya üst sınıflardan biri. hwang hyunjin diye. birçok kez intihar etmeye çalışmış. konuşamıyor bile. boynunda boyunlukla geziyor. ses telleri zarar görmüş sanırım. çamaşır suyu mu içmiş bişe içmiş tam bilmiyorum. aslında varya, şu korkak halinden bir çıksa ve her an intihar edecek gibi durmasa aşırı yakışıklı bir çocuk. ilk senemizde yani geçen sene aşıktım sanırım ona. ama sonra zorbalığa uğradığını falan gördüm. yardım edemezdim 1. sınıfız. ya hemde ben seme seviyorum. hyunjin tam uke. korkağın teki. geri unuttum o yüzden."
'hwang hyunjin?' diye geçirdi içinden Felix.
"nerde o şuan. bay bae nereye götürdü onu?"
bağırmıştı Felix. ayağada kalmıştı aniden. hyunjinin korktuğunu düşününce çıldırmıştı adeta. ağladığını duyunca kendini suçlamıştı. aynı okulda olduklarını nasıl bilmezdi? düşündü. bu sabah tanık olduğu zorbalığı düşündü. parası alınan çocuk, acaba hyunjin miydi diye. görememişti tam yüzünü. o korkunç çocuk 'hemen çık önümden' diye bağırınca korkmuştu felix.
"napacaksın felix?"
"yardım edicem jeongin? ne yapabilirim?"
"başına iş alma Felix. boşver. alışık o çocuk zaten"
"saçmalama jeongin. nerde olduğunu söyle bana"
"en üst kattalardı"
"en üst kat kullanılmıyor ki"
"evet işte. yakalanmamak için felix. aklını falan kullansana? orta koridordalardı"
koşarak uzaklaştı ordan felix. hyunjin'i kurtarmak için elinden ne geliyorsa yapacaktı. müdür yardımcısının odasına dalıp konuşmaya başladı.
"hocam acilen gelmeniz gerekiyor. öğretmenlerimizden biri öğrencilerden birini taciz ediyor şuan"
"ne diyosun oğlum? hangi öğretmen?"
"hocam bay bae. hemen gitmemiz lazım. yoksa yakalayamayız."
" gidelim çocuğum gidelim nerdeler"
"en üst kat orta koridorda bir sınıftalarmış hocam."
koşarak gittiler oraya.orta koridor, sınıflara teker teker bakacaklardı şimdi. ilk kapıyı açtıklarında bulmuşlardı bile. bay bae üzeri çıplak hyunjine yaklaşıyordu yavaş yavaş. hyunjinse ağlıyordu. berbat hissetmişti Felix. hyunjini bu kadar geç kurtardığı için kızmıştı kendine.
hyunjinin karşısına çıkamazdı. henüz hazır hissetmiyordu kendini. kapıdan kendini gizleyerek onlara bakıyordu. hyunjinse sevinmişti. bu şeye bir kez daha katlanmadığı için çok sevinmişti. odaya hızlıca giren müdür yardımcısına bakıyor, göz yaşlarını siliyordu. ardından kapıya kaydı gözü. gene sarı saçlar görmüştü. yanına gidecekken ayak sesleri geldi kulaklarına. çocuk koşarak uzaklaşmıştı ordan. görememişti kendisini kurtaran çocuğu. teşekkür etmek istemişti, ama yapamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brownie yiyelim mi? °hyunlix
Teen Fictiono an dikkatini başka bir mesaj çekmişti. bildirime tıklayıp instagrama girdi. deepvoicelix: hey merhaba ben felix! -angst