hyunjin felixin evine gelmişti. felix gelir gelmez brownie yapmaya başlamıştı. hyunjin mutfaktaki masaya oturup felixi izledi bir süre. sonunda onu görmüştü. sarı saçlarını , yüzündeki çilleri , minik burnunu , ve dudaklarını. gerçekten yakışıklıydı.
felix işini bitirince brownieleri fırına koydu ve masaya oturdu. ikiside sessizdi. felix aniden ayağa kalkıp içeri gitti ve elinde kağıt kalemle geri döndü. ikisinide hyunjine uzatıp masaya tekrar oturdu. ama hala konuşmuyordu. hyunjin kalemi eline alıp bir şeyler karalamaya başladı. Felix bekledi. uzun bir şey yazdığını düşündü. o kadar uzun sürmüştü ki brownieler pişmişti. Felix kalkıp fırından çıkardı. birazda soğumasını beklemelilerdi. hyunjin hala karalıyordu. felix daha fazla sessiz kalamadı ve konuştu.
"veda notu falan mı yazıyosun eğer öyle bir şeyse istemiyorum hyunjin çünkü intihar etmeyeceksin."
kafasını iki yana salladı hyunjin. sonrada yavaşça güldü. felixe gerçekten bağlanmıştı. nasıl bırakacağını bilmiyordu ama kafasına koyduğu şeyleri her zaman yapardı.
brownieler soğuyunca felix masaya koydu.
"ye, bakalım beğenecek misin?"
yavaşça uzandı hyunjin. bir dilim aldı ve ağzına götürdü. yerkende bir yandan düşünüyordu.
"nasıl tadı?"
hyunjin ağzını açtı ve konuşmaya çalıştı.
"çok guzel. hayatımda yediğim en güzel brownielerdi felix."
zorla konuşmuştu. boğazı çok ağrımıştı ama umrunda bile değildi. konuşabilmişti! felix hyunjinin konuştuğunu duyunca şaşırmış ve duygulanmıştı.
"konuştun hyunjin! konuştunn!" diye bağırırken hyunjinde öksürüyordu. zorlanmıştı çünkü. felix hyunjine su verip tekrar oturdu masaya. biraz daha yediler. ama hiç konuşmadan. hyunjin tadını çıkarıyordu. mutluluğu hissediyordu şuan. güvende hissediyordu, nede olsa koruyucu meleği yanındaydı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brownie yiyelim mi? °hyunlix
Novela Juvenilo an dikkatini başka bir mesaj çekmişti. bildirime tıklayıp instagrama girdi. deepvoicelix: hey merhaba ben felix! -angst