17.Bölüm

1.2K 61 10
                                    

Onu ilk gördüğüm zaman öleceğimi sanmıştım.

O an ki duygularım sadece şoktan ibaret. Hareket bile edemezken tek yapabildiğim ona bakmaktı. Dakikalarca orada öylece durup ona baktım.

Sonra öyle bir telaş, öyle bir heyecan bastı ki bedenimi yerimde durmak mümkün bile değildi. Onun yanına gidip ne saçmaladım bilmiyorum çünkü o sırada kendimi tamamen kaybetmiştim. Tek düşünebildiğim   onunla konuşmaktı.

Sürekli onu izledim. Yemek yerken, alışveriş yaparken, askerlere eğitim verirken bir saniye bile gözümü ayırmadım. Onu o kadar çok seviyordum ki bunu istesemde yapamadım. Sanki biri tüm kalbimi yerinden söküp onun ellerine vermiş gibiydi. Her şeyimle ona bağlanmıştım bir anda.

Sonra tatil bitti. Tüm benliğimi geride bırakıp gitmek zorunda kaldım. Haftalarca haber alamadım ondan. Her gece onun için ağladım, öleceğimi sandım.

Ona yazdığımda sanki ruhumun eksik parçasını bulmuştum. Tüm ihtiyacım buymuş gibi tüm neşem yerine gelmişti. Onunla konuşurken bana ne dediği umurumda bile olmadı. Ne kadar kalbimi kırarsa kırsın bir an bile vazgeçmeyi düşünmedim.

Şimdi ise kayıptım. Derin bir boşluk içinde onun için çırpınıyordum. Babamın ağzından dökülen şehit haberi ruhumu parçalamıştı.

Ya oysa.

Babamın odasındaki koltukta öylece uzanmış onunla konuşmalarımızı tekrar tekrar okuyordum. Daha birkaç gün ince gülerek okuduğum mesajlarda hüngür hüngür ağlıyordum.

Yapamazdım.

Onsuz olmazdı.

Onun için gelmiştim buraya ama o yoktu.

Telefonu kapatıp yanıma koydum. O ölmezdi, gelecekti buraya. Yerimden diklenip boş boş duvara baktım. Bugün gelmeleri gerekiyordu ama hâlâ bir haber yoktu. Odanın kapısı yavaçşa tıklanarak açıldı.

"Birlik gelmiş."

Gözlerimi kocaman açarak askere bakıp yerimden fırladım. Koridorları hızlıca geçerken de bahçeye çıkarken de sadece ağlıyordum. O da oradaydı, olmak zorundaydı.

Gelen askerlerin arasında onu ararken kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

Sonra dünya durdu benim için. Sanki her yer karardı, sadece o ve ben kaldık. Orada öylece durmuş birbirimize bakarken sadece biz vardık. Gözlerimden boşalan yaşları umursamadım, arada çıkan hıçkırıklarımı da umursamadım, yanımdan geçip giden babamı da umursamadım.

Sadece o vardı.

Yavaş yavaş kendime geldiğimde fark ettim sarılmış kolunu. Kalbim bu sefer heyecanla değil korkuyla çarptı. Yaralanmıştı.

O da transa girmiş gibi bakarken babamın seslenmesiyle irkildi. Babamla konuşmaya başlarken ben biraz geriye çekilerek gözyaşılarımı sildim.

Bu sefer tek odağım onun kolu oldu. Nasıl yaralanmıştı? Bir de söz vermişti sağlam geleceğim diye.

Konuşmasını bitirip askeriyeye doğru adımlarken bana bakıyordu. O biraz ilerledikten sonra ben de peşine takıldım. Birlikte revire girdik. Alp sedyeye otururken ben onun hemen yanındaki sandalyeye oturarak ona bakmaya başladım. O da öylece duvara baktı.

Hemşire gelip koluna pansuman yaparken de gözünü oradan ayırmadı.

"Kolunuzu hareket ettirmemeye özen gösterin lütfen. İki-üç günde bir gelin sargıyı yenileyeyim." Hemşire onu bilgilendirmeye devam ederken kafasını bana çevirdi. Öylece yüzümü incelerken hemşire odadan çoktan çıkmıştı. Kendi kendine mırıldandı.

"Hatırladığımdan çok daha güzelsin."

Ellerimi kıpkırmızı olan yanaklarıma koyarak gözlerimi kaçırdım.

"Mesajlarda utanmazca konuşuyordun ne oldu şimdi?" Alay eder gibi konuştuktan sonra kocaman bir kahkaha attı.

"Mesajlaşma ile bu bir mi? Hem üstelik daha yeni görevden geldin, konuşarak başını şişirmemi istiyorsan bana sorun yok." Bende sırıtarak konuştum. Onunlayken surat asmak mümkün değildi, sürekli gülesim geliyordu.

"Utanırken çok tatlı oluyorsun." Şaşkınca ona bakarak iyice kızardım. Neden sürekli iltifat ediyordu.

"Çok korktum sana bir şey olacak diye. Bir de sağlam geleceğim diye söz vermiştin bana. Ne bu şimdi? Yaralanmışsın." Kaşlarımı çatarak ona bakmaya devam ettim.

"Üzgünüm yaralandığım için. Çatıştığımız adamlara sakın bana vurmayın sevdiğime söz verdim demem gerekiyordu." O gülerek konuşurken ben donakalmıştım.

Sevdiğim.

------------
Merhabaaa
Biz geldik

Bölüm nasıldı? Sonunda buluştular çok şükür ajossksn

Kitap çok uzun olmaz gibi. Kaos olur mu bilmiyorum belki olur belki olmaz. Ama olsa da çok uzun sürmez. Alp çok mu hızlı bir şeyler hissetmeye başladı bilmiyorum ama çokta uzatmak istemedik.

Neyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere



PUSU-Gay-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin