20.Bölüm

814 37 5
                                    

Askeriyenin bahçesinde banklarda oturmuş kahvemi yudumluyordum. Şu an Alp'in yanında olmak vardı ama yarım saat önce odasına girdiğimde uyuduğunu gördüğüm için el mecbur dışarı çıkmıştım.

Yanıma birinin oturduğunu hissettiğimde merakla başımı sağ tarafıma çevirdim.

"Selam?" dedim sorgulayan bir sesle. Bunu anlayıp elini uzatmıştı hemen.

"Anıl ben. Burada tek oturduğunu görünce yanına geleyim dedim." dedi. Sesi ne sertti ne de inceydi.
Elini tutup kendimi tanıttım.

"Ömer ben de memnun oldum." dedim sakin bir sesle. Bir anda anılarından bahsetmeye başladığında şaşkınca baktım ona. Nasıl asker olduğundan kalp yaralarına kadar her şeyi anlatmıştı.

"Sonra bunu o Mustafa'yla bastım işte." Elimi şaşkınca ağzıma götürüp 'aaa' diye bir ses çıkardım. O da 'yaa' demişti üzülerek.

Sohbeti onun telefonunun zil sesi bozmuştu. "Arkadaş arıyor, acil bir şey olabilir. Haydi selametle." dedi ayağa kalkarak.

"Ben de kalkayım bir yere gidecektim."

Aniden bir çift kol hissettim bedenimin etrafında. Bana sarılmıştı.

"Beni dinlediğin için teşekkür ederim. Tanıştığıma çok memnun oldum." dediğinde ben de gülümseyip sarıldım. "Asıl ben teşekkür ederim. Eğlendim sayende"

Sonunda benden ayrılarak elini salladı."Görüşürüz." dedi sonunu uzatarak.Ben de tebessüm ederek el salladım. Çok iyi biriydi.

Kafamı iki yana sallayıp gülerken arkamı döndüm. Binaya bakarken gözlerim Alparsla'nın olduğu odanın camına takıldığında donup kaldım. Çünkü Alparslan kaşlarını çatmış kıstığı gözleriyle ve kasılmış çenesiyle oldukça korkutucu bir şekilde bakıyordu bana.

Sanırım yanlış bir şey yapmıştım.

----------
Selamlaar

Son zamanlarda bölüm aralıkları o kadar uzun ki bir bölüm daha yazıp atalım dedik telafi etmek için. Biraz kısa oldu ama geçiş bölümü olarak sayalım bunu.

Roseanlily

PUSU-Gay-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin