22.Bölüm

660 24 1
                                    

Hâlâ dumanı tüten kahvemi tekrar dudaklarıma yaklaştırıp bir yudum aldım.
Can sıkıntısıyla derin bir nefes çektim içime.

Alparslan'la en son o oda da konuşmuştuk. Beni gördüğü yerde ya gözlerini kaçırıp yoluna devam ediyor ya da soğuk ve ifadesizce bakıyordu.

Bir kere yemekhâne de konuşmaya çalışsam da beni görmezden gelip çayını aldıktan sonra gitmişti. Yanımda oluşan hareketlilik ile kafamı çevirdim.

"Selam."

Anıl'ın neşeli ve gülümseyen yüzüne karşı zoraki bir tebessümle bakmıştım.

"Selam." dedim önüme dönerken. Ses vermeyince göz ucuyla ona baktım. Kaşlarını çatmış dudaklarını büzüp anlamaya çalışır gibi yüzüme bakıyordu.

"Noldu?" dedim ben de kaşlarımı hafif çatarak. Alnını kaşıyıp dudaklarını araladı."İyi görünmüyorsun, normal de hep güler yüzlüsünde, şaşırdım biraz. Ondan öyle baktım yani ne oldu?"

"Bir şeyim yok canım sıkıldı da biraz ondan durgunum öyle." dedim. 'hee' dermiş gibi baktı yüzüme."Bende kötü bir şey oldu sandım." diyip güldü.

"Yok yok." deyip güldüm ben de. Bir beş dakika geçmişti ama ikimizinde sesi çıkmıyordu. Atmosfer garip geldiği için yerde olan bakışlarımı kaldırdığım sırada gözüm askeriyenin girişine kaydı.

Alparslan uzun iri cüssesiyle arabasından iniyordu.

Arabasını kilitleyip önüne döndüğü sırada onun da gözleri bana değmişti. Birkaç saniye baktıktan sonra gözleri yanımda ki Anıl'a kaymış ardından kalın kaşlarını çatmıştı yine. Zate hep çatıktı.

Biraz daha bize bakıp büyük ve sert adımlarla girmişti askeriyeye. Ardından bakakalırken omzumdan dürtülmem ile Anıl'a bakmıştım.

"Hayırdır daldın?" ima ile sorduğu soruya karşılık gözlerimi büyülttüm.

"Ne-Ne diyorsun sen Allah aşkına?"

Omzuyla omzumu dürtüp," Hadi hadi saklama, benden bir şey kaçmaz bak."

Kafamı eğdim hafifçe. "Alparslan'dan hoşlanıyorum evet." dedim kısık bir sesle. "Merak etme karşı değilim ben böyle şeylere, ben de biseksüelim çünkü." deyip güldü. Duyduğum şeyle gözlerimi büyülttüm.

"Gerçekten mi?"

"Evet." dedi gülümseyerek. "Ne oldu sen bir şaşırdın?"

"Ne bileyim beklemiyordum hiç." dedim. Gerçekten de beklemiyordum. " Bak şimdi bir şeyi merak ettim." dedim. 'Hm' dedi dinlediğini belirtmek için.

"Senin şu Mustafa diye biriyle bastığın kişi kız mıydı erkek miydi?" diye sordum merakla. "He yok o kızdı canım." deyip güldü. Ardından ben de güldüm.

Arkama yaslandığım sırada bakışlarım askeriye binasının camına kaydı.
Alparslan sinirle bize bakıyordu. Neden sinirlendiğini anlamayacak kadar salak değildim tabii ki.

Bariz bir şekilde kıskanmıştı.

Bu şekilde kıskanmasına rağmen neden benden kaçıyor veya soğuk yapıyordu bir türlü anlamıyordum. En iyisi Alparslan'ı bir yerde yakalayıp derdi neymiş öğrenmekti.

O sırada tekrar cama baktığımda Alparslan'ın olmadığını görmüştüm. Hızla ayaklandım.

"Hadi ben kaçtım." dedim Anıl'a el sallayıp.

"Görüşürüz."

Şimdi derdini öğrenecektim.

---------

Merhabalaar

Baya uzun süredir yokuz. Bölüm bekleyen vardıysa eğer kusura bakmayın lütfen baya boşladık çünkü.

Diğer bölümü de en kısa zamanda atmaya çalışacağız.

Satır arası yorum yaparsanız çok iyi olur. Çünkü gerçekten kitap hakkında düşüncelerinizi çok merak ediyoruz.

Diğer bölüm görüşmek üzereee✋

PUSU-Gay-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin