Final

587 25 2
                                    

Çok özlemiştim.

Her şey hemen olsun bitsin yaşanacaklar yaşansın ama en sonunda onunla olayım isterdim her zaman. Kokusuyla sarmalanmak, kolları arasında uyumak isterdim geceleri. Her şeyin sonunda yine de onunla olacağıma çok inandırmıştım kendimi. Yatmadan önce hayaller kurar neler yapacağımızı planlardım. Dinlediğim bütün şarkıları ona armağan ederdim.

Ama şimdi kaybettim hepsini. Beklemek güzeldi eğer sonunda o varsa, şimdi karanlıklar içinde kayboldum. Her karanlığın bir aydınlığı, her gecenin bir sabahı vardır derler. Ben güneşimi kaybettim.

Gidememiştim. Ondan gideceğimi söylemiştim, yapamadım. Şimdi onun odasında, onun koltuğunda her zaman hayalini kurduğum şeyi yapıyordum.

Onu bekliyordum.

Fakat güzel olanın onu beklemek değil sonunda onun olmasını bilerek beklemek olduğunu anlamıştım. Ruhum acı çekiyordu.

Uzun soluklu bir görevden bahsediyorlardı. Çok zormuş, hangi timi gönderecekleri belli değilmiş. Gidenlerin kurtulması zormuş.

O gitmeden önce kulağıma ilişmişti bunlar. Daha bir saat geçmeden onun gittiğini öğrendim. Beni görmemek için o gitmişti, sonunda ölüm olma ihtimalini bile bile.

Normal bir görev değildi. Babam bile başka bir şekilde halledilmesi için çok diretmişti. İntihar olacağını söylemişti.

Fakat Türk askeri korkmazdı, kaçamazdı. Konu vatansa gerisi onlar için teferruattı.

Alparslan gitmek için çok diretmiş.

O gittikten sonra babama sarılıp uzun uzun ağlayarak onu anlatmıştım. Babamın onu öğrenmesi de böyle oldu. Kollarında baygın düştüğümde telaşla hastaneye götürmüş; uyandığımda da onun sapasağlam döneceğini, ne kadar yetenekli olduğunu, döndüğü zaman da beni üzdüğü için sıkı bir azar çekeceğini söyleyip durdu.

Fakat gözlerinde görmüştüm. Geri dönmeyecekti.

O gittiğinden beri nefes alamıyorum, uyuyamıyorum, gülemiyorum. Onu düşünmeden tek bir anım geçmiyor.

Çok fazla pişmanlığım çok fazla keşkem var. Keşke her şey daha farklı olsaydı, keşke daha erken cesaret edebilseydim, en başta daha açık olsaydım, daha fazla diretseydim.

Ya da onu hiç görmeseydim.

O zaman her şey daha farklı olurdu. Benden kaçmak için gitmezdi. Belki bir kadını severdi, çocukları olurdu. Her zaman hayalini kurduğu o sıcacık eve sahip olurdu. Eğer onu sevmeseydim ve ona söyleyecek kadar delirmeseydim sevgimden, mutlu olurdu.

Her zaman ona kavuşmak için dua ederdim. Doğum günümde muma üflerken, kayan bir yıldız gördüğümde, papatyanın kopardığım her yaprağında onu dilerdim.

Her dilek gerçekleşmez, her beklenen gelmezmiş.

Şimdi onun odasında, onun masasında onu bekliyordum ama gelmiyordu. Günlerdir olduğu gibi...

Odanın kapısının yavaşça açılmasıyla daldığım yerden kapıya baktım. Babam gelmişti. Çökmüş omuzlarıyla kapattığı kapıya yaslanıp kafasını yere eğdi. Derin derin nefes alıyordu.

Kalbime bir ağırlık çöktü, nefesim tekledi. Oda gittikçe bulanıklaşmaya başlarken yavaşça oturduğum yerden kalktım.

Babam kafasını hafif kaldırıp kızarmış gözleriyle bana baktı. Kurumuş ve ısırmaktan kızarmış dudaklarını birbirine bastırmıştı. Kaşlarını çatıp derince nefes çekti içine. Söyleyemedikleri boğazına dizilmiş gibi art arda yutkundu.

PUSU-Gay-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin