"Bir bilsen ne hallerdeyim
Öldüm de gömülmelerdeyim
Depremsiz başıma yıkıldı evim
Bak taksi kapıda bekliyor
Kilitlendi ayağım gitmiyor
Al, kalbim neyine yetmiyor?"İçimde kıpırdanan aptal duygularımı görmezden gelip onun yanına ilerledim. Hala bana aşıktı, dün gece öyle söylemişti.,Bana aşık olması sevgili olacağımız anlamına gelmiyordu.,Sevgili olamazdık da zaten.,Yani,,şu ana kadar öyle düşünüyordum. Çünkü ilk defa gökyüzüne güneş hakimken beni çatıya çağırmıştı. Belki dün gece hakkında konuşacaktı. Kim bilir, belki de bana çıkma teklifi edecekti. Kendimi ister istemez umutlandırıyordum.
Terleyen avuçlarımı pantolonuma silerek güler yüzümle yanına oturdum. 3 yıl önceki aptal velet gibi davranıyordum şuan ve bunun farkındaydım. Sadece... onunla sevgili olmak istiyordum ve mantığımı devre dışı bırakıp isteklerimi dinliyordum.
"Selam hyung."
"Selam Jeongin."
Elini sigara paketine attı, pakette 5 sigara vardı. Çünkü şuan gece değildi ve sigaraları daha bitmemişti. Günde en az bir paket bitiriyordu, azaltmasını söylesem de beni dinlemiyordu.
Sigarasını yaktı ve dumanı çekti içine. Ben de onu izledim.
"Dün hakkında konuşmak için çağırdım seni. Kafam yerinde değildi ve sarhoştum, söylediklerime kulak asma."
Duyduğum aptal cümlelerle kalbimde parçalanan birkaç şeye, dolan gözlerime, titreyen bedenime ve büzülen dudaklarıma engel olamadım. Belki de olmak istemedim. İlk defa onun karşısında mutsuz görünmekten rahatsızlık duymadım. Onu hâlâ sevdiğimi biliyordu ve beni aptal yerine koyuyordu. Gerçi ben de kendimi aptal gibi gösteriyordum.
"Jeongin? İyi misin?"
Aşık olduğum bedenden çıkan şefkatli sesle irkildim. Şu an aptalca sırıtmanın sırası değildi, gözlerimdeki yaşlar yanaklarıma doğru süzülmek istiyorsa onları tutmayacaktım.
"Jeong? Neden ağlıyorsun? Bebeğim ne oldu?"
Hyunjin telaşla başımı kendisine döndürdü ve gözyaşlarımı sildi.
"Ne bekliyordum ki?"
"Hm?"
Safa yatması beni daha çok sinirlendirmişti ve o anlık sinirle yanaklarımdaki ellerini sertçe ittirdim ve ayağa kalktım. Benim ani hareketimle o da ayağa kalktı ve telaşlı gözlerle beni süzmeye devam etti.
"Tanrı aşkına salağa yatma! Sana olan duygularımın farkındasın ama hala böyle davranıyorsun! Soracak olursam benim iyiliğim için yapıyorsun değil mi? Saçmalık. Benim iyiliğim için hiçbir bok yapmanı istemiyorum. Sadece seni istiyorum ve sen bana kendini yasaklıyorsun. Neden?"
İlk defa ona karşı sesimi yükseltmiştim ve ilk defa ona karşı bu kadar sinirliydim.
"Jeongin sakin olur musun biraz. Bilmediğin şeyler va-"
Bildiğimi henüz söylemeyecektim ama artık bu lafı söylemesi sıkmıştı bu nedenle lafını kestim.
"Söyle de bileyim o zaman tamam mı!Şu aptal şeyi söyleyip durma!Bilmediğim şeyler varsa söylersin ve ben de bilmiş olurum. Ne zamandan beri birbirimizden bir şey saklıyoruz?"
Kendini kandırma jeongin. Başından beri o senden hayatını saklıyor, sen de ondan bildiklerini saklıyorsun. İlişkiniz aptal bir yalan çemberinden ibaret, kabullen.
"Jeongin lütfen diyorum bak."
"Ben de sana çok lütfen dedim. Lütfen sigara içme Hyunjin, lütfen bana her şeyini anlat Hyunjin, lütfen sağlığına dikkat et Hyunjin, lütfen beni sev Hyunjin. Peki söyle bana, hangisini yaptın? Hangisini?"
"Seni sevdim Jeongin tamam mı!Bir aptal gibi seni sevdim ve seni sevdiğim için sana olan sevgimden vazgeçtim, anlıyor musun?"
"Ben seni anlıyorum ama sen beni anlamamak için direniyorsun Hyunjin, siktir etsene."
"Neden siktir ediyoruz?"
"Bitti çünkü. Artık seni düşünen başka birini bul kendine. Belki biri de sana aşık olur ve onu beni üzdüğün gibi üzmezsin. O benim kadar üzülemez zaten. Çünkü kimse seni, benim seni sevdiğim kadar çok sevemez."
Gözyaşlarımdan ötürü bulanıklaşan etrafa aldırış etmeden çıkıp gittim ve onu, o koca çatıda yalnız bıraktım. Her şeyi bitirmiştim, kendim de dahil her şeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette // hyunin
Romance"Madem bana verdiğin sözü tutmadın, o zaman ben de sana verdiğim sözü tutamayacağım hyung. Dudaklarıma değen sigara ve ciğerlerime işleyen duman, Hwang Hyunjin'e verdiğim sözü tutmayışımın kanıtıdır." - angst,minific -