"Hyunjin!!"
"Bebeğim!"
Siyah saçlı olan koşarak sarıldı büyüğüne. Ailesi evden çıkmama cezası verdiğinden haftalardır görüşemiyordu büyüğüyle, Sıkıca sarıldı, çok özlemişti hyungunu. Sarı uzun saçlı genç hemen kucağına alıp döndürdü küçüğünü. Öptü yüzünün her bir yanını, özlemi ilk defa bu kadar yoğun hissediyordu.
"Çok özledim seni hyung!"
Sarı saçlı güldü ve yanağına bir öpücük kondurup kucağından indirdi siyah saçlıyı. "Ben de seni bebeğim. Ee ne yaptın üç hafta bensiz?"
Siyah saçlı yakınlarındaki ağacın altına oturup yanını patpatladı ve büyüğünün yanına oturmasını bekledi. Uzun saçlı hemen oturdu yanına.
"Hiçbir şey yapamadım ki hyung. Ailem beni hiç evden çıkarmadı. Boğulduğumu hissettim."
"Seni kaçırmayı teklif etmiştim güzelim."
Göz kırparak söyledi uzun saçlı. Küçük olan güldü ve omzuna vurdu hyungunun."Yakalanırsak ailem bir daha görüşmemize izin vermezdi hyung. Bu riski göze alamazdım."
Uzun ince parmaklarını saçlarının arasından geçirip kolunu yanındaki gencin omzuna attı uzun olan. "Neyse ne, saçlarımı örmeyi özledin mi?"
"Evet!!" diye bağırdı hemen ve büyüğünün arkasına geçti. "Şimdi örebilir miyim?"
"Çok güzel olur Jeongin'im."
Jeongin bir yandan önündeki uzun sarı saçları örerken bir yandan çok özlediği aşkıyla konuşuyordu. Platonik olduğu aşkıyla.
"Peki hyung, ben yokken hiç resim çizdin mi? Çok güzel resimler çizip gösterecektin bana."
"Çizmez miyim..." Jeongin'in örmeyi bitirdiğini anlayıp yerinden kalktı ve uzakta duran çantasından bir defter çıkardı. "Otuza yakın resim çizdim. Bakabilirsin hepsine."
Jeongin heyecanla defteri eline aldı ve çevirdi sayfaları. Her sayfada kendi resmini görüyor ve şaşırmadan edemiyordu. Otuza yakın resim vardı ve hepsi Jeongin'di.
"Hyunjin... çok güzel resimler çizeceğim demiştin."
"Evet, dünyanın en güzel çocuğunu çizdim."
Siyah saçlı kızaran yanaklarını gizlemeye çalışsa da başaramadı ve yüzünü büyüğünün boynuna gömdü.
"Hyunjin! Beni her seferinde utandırmayı başarıyorsun."
"Sen de her seferinde fazla güzel olmayı başarıyorsun."
Jeongin, kafasını Hyunjin'in boynundan kaldırıp yüzünü inceledi bir süre aşkının. Her şeyiyle kusursuz olan yüzü incelemek her zaman olduğu gibi yine iyi gelmişti ona.
"Yıldızlara benziyorsun Hyunjin."
"Ne anlamda?"
"Onların da tek bir kusuru bile yok, senin gibiler. Onlar gibi parlıyorsun Hyunjin."
"Anlattıklarına göre yıldız olan sensin Jeongin."
"Ama benim saçlarım siyah!"
"Bazı yıldızlar ışıklarını kendine saklarlar bebeğim, sen de öylesin işte. İnsanlara ışıklarını saçmıyorsun çünkü bu seni korkutuyor. Yanılıyor muyum?"
Jeongin cevap vermedi ve sevdiğini incelemeye devam etti. Onu bu kadar iyi tanıması garip ama güzel hissettiriyordu. Sesli bir şekilde iç çekip kafasını omzuna koydu Hyunjin'in. Bacağının üzerinde duran elini kendi eliyle birleştirdi. Şu an Jeongin'den huzurlusu yoktu tabi. Nasıl olsa karşılıksız sevdiği adamla bunları yaşamak herkesin başına gelmiyordu değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette // hyunin
Romance"Madem bana verdiğin sözü tutmadın, o zaman ben de sana verdiğim sözü tutamayacağım hyung. Dudaklarıma değen sigara ve ciğerlerime işleyen duman, Hwang Hyunjin'e verdiğim sözü tutmayışımın kanıtıdır." - angst,minific -