"Kalktım baktım gecenin üçündeymişim
Ben nasıl bir adamım hiç sevilmemişim"K
endinizi sevdiniz mi? Ya da mantıklı hareket etmediğinizi düşündüğünüz oldu mu hiç? Kendi hareketlerinizi saçma buldunuz mu peki? Onca şeye rağmen nasıl böyle olabildiğinizi sordunuz mu kendinize?
Ben Yang Jeongin, hiçbir zaman kendi hareketlerimi sorgulamadım. Mantıklı hareket edip etmediğimi tartmadım kafamda. İşte bu yüzden, sadece aptallık edip durdum. Hiçbir zaman mantıklı kararlar veremedim. Ne zaman aklımı kullanmak istesem duygularım ön plana çıktı, mantığımla hareket etmeme engel oldu.
Aptal duygularımın yaptığı tek şey beni incitmekten ibaretti. Bu yüzden sürekli kendimi suçlayıp duruyorum. İnsanlar beni üzüyordu belki ama üzülmeme izin veren de bendim. Üzülüyordum, üzülen ve kendini yiyip bitiren bendim yani. Her şey benim suçumdu. Şu anda bu çatıda ümitli bir şekilde Hyunjin'imi bekliyor olmam da benim suçumdu.
Aynı durumu üçüncü kez yaşıyorum. Üçüncü defa aptal bir ümitle onu bekliyorum. Üçüncü defa sevgiliyiz düşüncesiyle yanıma varmasını umuyorum. Üçüncü defa geldiğinde onu rahatlıkla öpebileceğimi sanıyorum. Her seferinde artık ona güvenmediğimi söylüyorum ama her seferinde de daha büyük bir umutla bekliyorum onu.
Daha önce bu duruma düştüğümde de onu bekliyordum, geldiğinde sevgilim diyeceğini sanıyordum bana. Evet, geldi. Hiçbir zaman beni yarı yolda bırakmadı ama sevgilim de demedi bana.Belki yine gelecekti ama sevgilim demeden gidecekti. Belki de sevgilim derdi bu sefer. Dün gece içimdeki ümit tohumunu filizlendirmişti, bana sevgilim demesi gerekmez miydi?
Yaklaşık yarım saat oldu, çatıda onu bekliyorum. Gelmesini bekliyorum ve ağzından çıkacak olan kelimeleri çocuk heyecanıyla bekliyorum. Hani küçükken aileniz size yeni bir hediye aldığında sevinirsiniz ya, aynı o heyecan var içimde. Hyunjin'in bana bir kere erkek arkadaşı olduğumu söylemesi en büyük hediye olur bana ve ben bu hediyeyi dört gözle bekliyorum.Hyunjin geldiğinde ona söyleyeceğim sözleri kafamda tartıyorum. Ne yapsam bilemiyorum çünkü, elim çok terliyor. Sakinleşmeye çalışıyorum. Hyunjin gergin insanlardan hoşlanmaz. Eğer bu kadar kasarsam Hyunjin beni sevmez, bana sevgilim demez, öpmez beni.
Aradan iki buçuk saat geçiyor, kendimi varile yaslanmış uyurken buluyorum. Uyandığımda çoktan akşam olduğunu ve yine yıldızların beni seyrettiğini görüyorum. Gülümsüyorum ama anında geri siliyorum gülümsememi. Hyunjin neden gelmedi? Akşam olmadı mı? Yıldızlarımız bile geldi bizi dinlemeye, Hyunjin neden gelmedi?
Kaşlarımı çatıyorum, Hyunjin her zaman gelirdi diye mırıldanıyorum kendi kendime. Belki kırmak için, belki kızmak için, belki öpmek için, belki sarılmak için, belki de içini dökmek için... Nedeni her ne olursa olsun gelirdi. Bu yüzden gelmeme ihtimalini düşünmüyordum ya zaten, Hyunjin beni bırakmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette // hyunin
Romance"Madem bana verdiğin sözü tutmadın, o zaman ben de sana verdiğim sözü tutamayacağım hyung. Dudaklarıma değen sigara ve ciğerlerime işleyen duman, Hwang Hyunjin'e verdiğim sözü tutmayışımın kanıtıdır." - angst,minific -