Çağatay'dan
Ben böyle büyük bir olayda nasıl tepkisiz kalıyorum anlamadım. Robot gibi, ama tamamen duygusuz değil. Yaşadığım tek duygu İNTİKAM duygusu. Canımdan çok sevdiğim Melek'ime karşı nasıl da böyle bir duygu besleyebilirim? Bana böyle şeyleri yaşatmasına rağmen hâlâ ona Melek'im diyebiliyorum ya, ah Melek nasıl uyuşturucu gibi yayıldın bedenime? Başta kalbim olmak üzere.
Ben şimdi sırf intikam almak için Cansu ile evlensem, Melek bundan rahatsız olur mu? Olmaz. Ama o beni aldattı diye ben hayata küssem, bu hayata ve Melek'e yenik düşmüş olurum. Bu hayatta sadece sen yoksun Melek! Ama önceleri sadece sen vardın. Beni bu halimle gerçekten seven sadece o idi. O da yalanmış işte. Bir gün o elin Amerikalısı'ndan ayrılırsan, ve beni ararsan, avucunu yalamanı büyük bir zevkle izleyeceğim. Ama kalbimi öldüreceğim. Kalbime söz hakkı verirsem, bunu yapamam.
Cansu,keşke seni sevebilsem, çünkü seninle evleneceğim.
****************************
Melek'tenÇağatay, gitme, gitme ne olur gitme. Neden kendine zarar vermek istiyorsun? Ben sana ne yaptım? Daha evlenecektik bak. Gelecek misin? Çok şükür. Hadi tut elimi. Hayır, hayır hayır.
Of, bu ne biçim bir rüyaydı? Kan ter içinde uyandım. Psikolojik olarak ağlamaya başladım. Selin de uyandı.
"Melek? Ne oldu? Ağlıyor musun sen? Kötü bir rüya mı gördün ne oldu?"
"Rüya mı? Kabus desek daha doğru olur."
"Ne gördün anlat hadi."
"Şimdi İstanbul'dayız. Boğaz köprüsü. Çağatay intihar ediyordu."
"Çok özledin ya ondandır. Hadi yat uyu takılma böyle şeylere."
"Daha bitmedi Selin."
"Hee? Devam et."
"İkna etmeye çalıştım onu. Hatta ikna etmiştim. Elimi tutmaya çalışıyordu. Elimi tutsa kurtulacak. Ama yanımıza sapsarı bir yılan geldi. Çağatay'ı bacağından ısırdı. O da dengesini kaybedip düştü. "
"Hahaha"
"Niye gülüyorsun" dedim. Şu an Selin'i bile çekecek durumda değilim ki ben. Bir de beni kan ter içinde uyandıran rüyaya gülüyor.
"Ne kadar komik bir rüya. " dedi alay edercesine. Ama biliyorum bir yandan da. Selin benim duygularımla alay etmez. Vardır geçerli bir sebebi .
"Umarım ciddi değilsindir."
"Yılan gitmiş bacağından ısırmış."
"Ama Çağatay öldü!!" Diye bağırdım. Daha fazla nasıl tutabilirdim ki kendimi?
Bu bağırmadan sonra Selin de anladı ciddi olduğumu."Özür dilerim. Geçti bak. Sadece rüyaymış. Çok etkilendin belli ki. Hadi uyu. Yarın ararsın, sesini duyunca rahatlarsın."
"Öyle mi dersin?"
"Ben yalan söylemem Melek."
"Biliyorum tamam bağırdığım için üzgünüm." Dedim ve bu sefer ben gülmeye başladım.
"Sen mi yalan söylemezsin?"Selin de bıyık altından güldü .
"Ya evet bazen söylerim ama ciddi konularda söylemem. Ya Melek bilmiyor musun beni Allah aşkına?""Tamam canım şaka yapıyorum. Hadi uyuyalım. Uykum kaçmak üzere."
"Hadi canım." Dedi ve yastığa başını koyup uyumaya başladı. Ben de yattım. Ama can sıkıntım tam anlamıyla geçmedi. Her zaman rüyalara karşı tedirgin olmuşumdur. Tamam, hiç inanmadım, «Rüyalar gerçekleşir» diye bir fikir de beslemedim. Ama rüyaları hiçbir zaman bir hayal ürünü olarak da görmedim. Gece boyu dua ettim. Bu lanet rüya saçma bir beyin uydurması olsun diye. Ama düşünmemeye de çalıştım. Çünkü fazla kafama takarsam rüyanın tutacağı varsa tutar. Of, bunlar hep ailemin bana alıştırdığı batıl inançlar. İnanmasam da beynime yerleşiyor işte.
Uykusuzluğuma karşı iç sesim bile dayanamadı ve uyumaya başladım .
***
Bugün pazar olduğu için Selin ile geç kalkmamız gerekiyordu. Evet, pazar günleri geç kalkmak Selin ile haftalık rutinimiz. Ama bu hafta rutin dışına çıktık. Selin'in isteğiyle. Rüyadan çok etkilenmişim. Bir parka oturmaya gideceğiz. Hava yağmurlu ama olsun, yağmurun sesi insana huzur verir. Hazırlandığımızda farkettiğimiz şey ikimizin de kahverengilere büründüğü oldu. Tam sonbahar mevsimine uygun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR
Romance03.04.2013 "Her şey çok güzel olacak sevgilim. evleneceğiz ve çok mutlu olacağız. Ben gelene kadar bekleyeceksin değil mi?" Evet anlamında başını salladı. Çıkarken Nazife annemin elini öptüm. Çağatay ile konuşmalarımızı duymuş "O seni nasıl bırakab...