Eşekgözlü'm

○ 4lü Café'de bir fiyasko ○

pazar gününden sonra her gün bulusmustuk. Yani aslinda emrivaki bi sekilde, cünkü Ufuk neredeyse her Sabah kapida bekliyordu ve ise gitmeden önce bi yerde kahve icip öyle ayriliyorduk. Birlikte Zaman cok Cabuk geciyordu, cok egleniyorduk.

Bugün günlerden cumartesi, yani ilk bulusmamizin üzerinden neredeyse iki hafta gecmisti. Bu sabahda beraber kahvemizi ictik ve ben ise gidiyorum. Ama aklima takilan ufak (!) bir Problem var: Begüm, Berk ve digerleri Ufuk'la bulustugumuzu yada konustugumuzu bilmiyorlardi. Ve baskasindan duyarlarsa bana cok kirilacaklarini biliyorum.. Neyse bi aksam olsunda düsünürüm diyerek dükkana geldim, ve üzerimi degistirip ise basladim.

Ögleden sonra cok durgundu isler.. ehh tabi bu sicak havada kim kuaföre gelsin ki? Insan yüzmeye gider gezmeye gider.. aahhh ahh su 3 saatde gecsede bende azda olsa günesin tadini cikarsam.

'bzzzzzzz' - 1 yeni mesaj.

Gönderen: Ugi

Napion esekgözlüm? :-)

dükkanda oldugumu ve is olmadigi icin canimin skldigini belirten bir mesaj yazip onunda ne yaptigini sorup gönderdim. Baska bi isim olmadigi icin saclarimi düzlestirdim ve Makyajimi tazeledim. Mutfaga geri döndügümde yeni bir mesaj gelmisti.

Gönderen:Ugi

Hic ya birazdan hazirlanicam bi kizin yanina gidicem :-)

OHA ! YUH! Hayvan yaaa!!! Bide utanmadan dedigi lafa bak! ahhhhh Melis sen ne sanmistin ki? Iki hafta icinde sana asik olacagini felan mi? Ah benim salak kafam..

ben böyle kendi kendime söverken, cikis saatimde gelmisti zaten. Cantami topladim, dükkanida kapattiktan sonra cantamda kulakliklarimi ararken bi yandan da tepeden asagiya tranvay duragina Dogru yürümeye basladim. Kulakliklari telefona taktigim anda Ufuk aradi.

"Efendim?"

"Ya sizin bu terme'nin etrafi hep mi böyle pis kokuyor?" dediginde oldugum yerde durdum ve ne demek istedigini anlamaya calistim. "arkani dön esekgözlüm" dedi ve kapatti. ISTE ORADAYDI!

"sen bi kizin yanina gitmiyormuydun?" diye sordum trip attigimi belli etmemeye calisarak.

"hangi kizin diye sorsaydin Ismini söylerdim ama sorma geregi duymadigin icin bende söyleme geregi duymadim." Allahim ya harbi salak bu cocuk ya, her halti ben mi sorucam. Sormadan insan gibi söylesen noluyo yani. Bosu bosuna kendi kendime sövdüm sonucta onun yüzünden.

Eve doğru yol almistik ki telefonumun sesi muhabbetimizi böldü.
- efendimmm
- romantik pandam saat 5de bizim cafede ol Berk herkese haber vermis gec kalma hadi öptüüüümmm
- ama!
Cümlemi tamamlayamamistim çünkü Begüm suratima kapatmisti ve bu itiraz hakkım olmadigini göstermis oldu.
E ben simdi Ufuk'u ne yapicam ya 1 saatlik yol var 4lü cafeye, yani teorik olarak hemen yola cikmam lazim.

" ya şey Ufuk .. benim Begümlerin yanina gitmem lazim. Yani şey .."
"tamam tamam kisacasi bana git diyorsun anladim. Ama en azindan gideceğin yere kadar geliyim?" Deyip bana köpek yavrusu gibi bakinca teklifini kabul ettim.

Cafe' nin arka tarafina gelmistik, ön taraf sirf cam oldugu icin bizimkilerin Ufuk'u görme ihtimali 100%dü. Birbirimize kisa bir süre baktiktan sonra yanagima ufak bir buse konduran Ufuk arkasini dönüp gitti.
Aslinda suan hic kimse umurumda degildi, sadece arkasindan kosup ona sarilmak istiyordum. Sebepsiz bir sekilde .. icimden bunu yapmak gelsede, yapamayacagimi bildigim icin cafe nin ön tarafina gidip iceri girdim.

"Oooooo Melis haniiim buyrun buyrun. Gözlerimiz yollarda kaldi" diye bagiran ve beni ilk fark eden kisi Berk di. Masadakilere selam verdikten sonra her zaman ki yerime yani Berk'in sol yanindaki sandalyeye oturdum.
Muhabbet koyuydu herkesin neşesi yerindeydi, peki ya benim? Bedenim burdaydi ama aklima Ufuk'taydi.. normal bisey olmadiginin farkindayim ve kendimi muhabbete dahil olmaya zorladim.

Konu konuyu actikca her kafadan bir ses cikmaya baslamisti ve ben calismanin verdigi yorgunlukla kafami Berk'in omzuna koydum. Her zaman yaptigi gibi kolunu omzuma atti ve kisa bi süre icin yüzüme bakti. Bunu hep yapardi, yüzümü görmek isterdi, moralimin nasil oldugunu anlamak icin ve anlamasi icin 1-2 saniye bile yeterdi.
"Neyin var?" Diye fisildadi kulagima.
Veee iste başlıyoruz ..
"Biseyim yok yorgunum sadece, caktirma simdi Begüm'ün dirdirini cekemem" dedim yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirerek.

Bana dikkatlice baktiktan sonra geri masadakilere döndü. Elimi eline aldi, konuyu bilmesede yanindayim demek istiyordu bunu biliyorum. Allahtan daha fazla sıkıştırmamisti ohhh ..
Ben öyle düşüncelere dalmisken Mesut (Berk'in abisi olur kendileri aralarinda 1.5 yaş var (-: ) ic sesimin laflarini yarida kesti: "Hey millet bir dakika beni dinleyin. Simdi su ikiz dingillere bi bakin" dedi ve Berk ve beni işaret etti. Sessizlik .. herkes bize bakiyordu fakat kimse birsey demiyordu. Mesut'un demek istediğini anlamistim ve hafif kafami kaldırıp basimi Berk'e döndürdüm. Oda anlamisti konuyu ...

Begüm haric bu gruptaki herkes bizi Berk'le yakistirirdi ve sürekli sevgili olmamizi isterlerdi. Ama anlamak istemedikleri bir konu daha var oda biz Berkle GERÇEKTEN kardes gibiyiz.
Allahim ya anlamalari icin kagit üzerine yazip mi versek acaba? Tövbe tövbe yaa ..

Berkle sevgili olma konusuna gelicek olursak, bunu ikimiz birgün buluşup konustuk. Cok üzerimize geliyorlardi ve bi çözüm bulmaya karar vermistik. O gün Berk bunun belki kötü bir fikir olmadigini söylesede konuşmanın sonunda yürütüp yürütemeyecegimizi bilmediğimiz bir ilişkiye baslamanin sacmalik oldugunu ve dostlugumuza zarar vermenin ne kadar da aptalca bir fikir oldugu kararini almistik. O yüzden artik ikimizde rahatiz konustuk ve bizim icin bu mesele kapanmisti.
Ne yazikki bi tas kafalilar anlamak istemiyordu -.-

"Biriniz bile bi yorum yaparsa kalkar giderim haberiniz olsun" dedim sevimli görünmeye çalışarak. Ve ise yaramistiiiii!!! Herkes tekrardan muhabbet etmeye baslamisti. Bende tam ic sesimle muhabbet edecektim ki kolumda tarifsiz bir aci hissettim!
Mal Berk kolumu isiriyordu! "Ya oğlum hayvanmisin? Ya biraksana! Berk birak aciyoooo! Beeeeeerk" diye veryansin etsemde birakmadi ve bende onun kolunu kaptim. Hahahhaha hem aci hissediyorum hemde aci veriyorum ve bu hosuma gidiyor. Acaba ben piskopat felan miyim?
Herkes bize döndü ve gülerek bizi izliyordu. Bana saatler gibi gelen bir zaman diliminde Berk kolumu birakti ve bende baris imzalamak icin dislerimi kolundan ayirdim. "Hayvanmisin Melis sen?" diye söylenmeye başlamıştı Berk. "Niye sen hayvanmisinda kolumu isiriyorsun?"
" hayir ben şaka yaptim" dedi masum bir suratla insan görünümlü köpek arkadasim. "Tamam iste Berk bende sana şaka yaptim, sakalastik iste hahahhahaha" sesli bir sekilde kahkaha atiyordum ki bu seferki aci daha güçlüydü!!
"Berk molmosn! Ya bork aaaaaaaaaa!!" isyanlarimin arasinda yanagimi Berk'in dislerinden kurtarabilmistim. Masadakiler ve Cafe'de olan diger insanlarda dahil hepsi bize bakip gülüyorlardi. Burada taninmak güzel birsey sonuc olarak cok ses yapiyoruz ama kimse bisey demiyor, hatta bazen bizim masaya oturanlar bile oluyordu.
Sinirli sinirli Berk'e bakiyordum ki beni kendine dogru tekrar çekti ve sarilip isirdigi yanagima sulu ve uzuuuuun bir öpücük bıraktı.

Tam Berk'in dislerinden, dudaklarindan ve kollarindan kurtuldum diye seviniyordum ki gözüm tam karşı camdan Cafe'nin icine bakan iki ates sacan göze takildi. Ve ben kötü birsey yapmadigimi bildigim halde herseyi nasil mahfettigimin farkina vardim ...