"Evet Derek, şimdi sıra sende."
Öğretmeni ona seslendiğinde, 5 yaşındaki Derek yerinden neşeyle kalktı.Arkadaşlarının her birini karşısına alıp, ellerini arkasında birleştirmişti.
"Babam bir başkomiser, bu sebeple bazen geceleri babamı göremem. Ancak o benim kahramanım .Annem ise bir savcı, kötü adamlara dersini verir! Onları hapseder, bizi rahat ettirir! Yani, babam ve annem aslında çok uyumlular! Birisi yakalıyor diğeri ise hapsediyor!"Çocuklar, ona dil çıkarırken kaşlarını çatmıştı.
"Benim babam benden asla uzak durmaz!"
"Akıllım, ben babamın beni görmediğini söylemedim zaten hem benim babam bir kahraman tamam mı?" Demişti Derek, sinirlice.
"Annen bir savcı mı? Ne sağıyor, inek mi?"
Bütün sınıf kahkaha attığında, Derek ise gözlerini devirmişti."Senin cahil olman benim problemim değil, savcı demiştim ve biliyor musun bir savcıya bu şekilde hitap etmen bir suçtur. Güzel olduğun kadar akıllı olsaydın, böyle olmazdı."
"B-beni güzel mi buluyorsun?"
"Hayır, o yüzden güzel olduğun kadar dedim zaten. Gerçi her türlü aptal oluyorsun o zaman."
"Öğretmenim, Derek bize hakaret ediyor!"
"Sssh! Susun artık çocuklar, bırakın da arkadaşınız anlatmaya devam etsin!"
Tüm sınıf homurdanıp, sessizleşmeye başladığında Derek tekrar gülümsedi."Anlatmaya devam et, canım."
"Annem ve babam, yaklaşık 6 yıl önce evlenmişler, onlara beni neden düğünlerine davet etmediklerini sorduğumda bir cevap vermiyorlar ancak bu çok kırıcıydı. Evet, ailemin düğününde bile yoktum!"
Öğretmeni istemsizce gülerken, Derek hüzünlü gözlerle öğretmenine baktı.
"Ben de yoktum..." diye bir mırıltı geldi sınıftan, daha sonra birkaç çocuktan daha.
"Gördün mü? Tek sen ailesinin düğününe davet edilmemiş değilsin, Derek." Demişti öğretmeni.
Bunu duyup rahatlayan Derek, tekrar güldü."Şey bir de ailem hep çok mutludur, çok çalışırlar ama eğlenmesini de çok iyi biliriz! Üstelik annem çok dindardır, geceleri odalarından sürekli Tanrıyı andığını duyuyorum ve o kadar temizler ki neredeyse sürekli gece duş alır-"
"Vov vov vov! Bir dakika, öhm..." öğretmeni tekrar onun sözünü kesmişti." Uhm, Derekciğim, bunu böylece söylememelisin..."
"Huh? Neden? Temiz ve dindan olmak iyi bir şey zannediyordum?"
"Şey tabi öyle ama..." öğretmen utanıp, yanağını kaşımıştı.
Küçük Derek'e durumu nasıl izah edeceğini bilemiyordu ve ufak ufak terlemesi de söz konusuydu.
"Uhm, her neyse...sadece annenin dindar, ailenin temiz olduğunu söylemen yeterliydi...""Hıım...peki." Demişti Derek, tekrar sınıfa baktı ve kollarını kocaman açtı.
"Beni sürekli böyle karşılarlar, üstelik çokta severler!"Öğretmen, tebessüm ederken sınıftan bazı arkadaşlarıda içten bir şekilde gülümsemişti.
"Bu çok hoş Derek!""Ve babam birkaç hafta öncesine kadar beni her zaman görmeye geleceğini söylemişti." Dedi, gülümsemesi yavaşça solmaya başladığında öğretmeni bir terslik olduğunu anlamaya başlamıştı.
"En azından onlar boşanana kadar öyleydi..."
Başını eğip üzgünce yere bakmıştı."Boşanmak ne demek?" Diye sordu bir başka arkadaşı.
"Şey, annemin dediğine göre artık iki evim olacakmış." Diye yanıtlamıştı Derek, hafifçe omuz silkti." Aslında bir evi çok seviyordum, onlar her zaman oradaydı. Artık eve geldiğimde, birisinden biri bana sarılamıyor..."
"Keşke benim ailem de boşansa! İki ev harika!"
"Evet ben de iki ev istiyorum!"
"Çocuklar, çocuklar!" Diye seslendi öğretmeni, ellerini birbirine vurarak.
"Bunu boşverelim."
Derek'in omzuna elini koydu.Derek, başını kaldırıp annesinden aldığı yeşil gözleri öğretmenine dikip tebessüm etti.
"Ailem sanırım ayrıldı, değil mi?"Eren'in çocukluğu + bebekliğini kullanicam iscbsjxj
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kid.|| levi ackerman.
Short Story"Beni yarım bırakmayacağını zannediyordum ama artık paramparçayım."