kid.|| levi ackerman.

7

"Baba..kötü bir rüya- Aa! Annem gelmiş!"
Derek, uykulu bir şekilde odasından çıkıp koşarak annesine sarıldı.
"Beni mi özledin anne?"

Paislee, oğlunu kucağına alıp güldü.
"Elbette, başka kimi özleyip gelebilirdim ki?"

"Iım...beni?" Diye sordu Levi, kaşlarını kaldırıp imâyla ona baktı.

Paislee, gözlerini devirip gülmeye devam etti.
Yine de Levi cevabını almış kadar olmuştu.

"Öğretmenim, bugün benimle çok ilgilendi anne."
Derek, ellerini Paislee'nin boynuna sardı.

"Sadece seninle ilgilenmekle kalmamış anlaşılan, ne harika bir öğretmen ama."

Levi, öksürdü.

Paislee, gözlerini kısarak ona baktı.

"Peki...6 yaşında olabilirim ama bir tuhaflık olduğunu anlayabiliyorum?" Dedi Derek, annesiyle babasına bakarak.

"Bak sen!"
Paislee, oğlunu koltuğa yatırıp gıdıklamaya başlamıştı.
"Büyümüşte tuhaflık olduğunu seziyormuş!"

Derek, kahkahalar atarken Levi'de ailesini tebessümle izliyordu.
İşte çok özlediği aile tablosu buydu.

"T-tam-tamam...p-pes e-edi-haahha!"

Paislee, oğluyla nefes nefese kalana kadar uğraştıktan sonra gülümseyerek onu serbest bıraktı.
Derek, gülmekten akan yaşlarını sildi ve sırıtarak ailesine baktı.
"Yarın cumartesi!"

"Yani?" Diye sordu Levi, kaşlarını kaldırarak." Yoksa birileri uykudan kaçmak mı istiyor?"

"Uhm...şey..."
Derek, ayağa kalkıp ellerini arkada bağladı ve masumca ailesine baktı.
"Olmaz mı?"

"Acaba olabilir mi?" Diye sordu Paislee, Levi'ya bakıp.

Levi, dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kısarak önce Paislee'ye sonra da Derek'e bakmıştı.
"Bence harika bir fikir."

Derek, kollarını açarak zıplarken, sevinç nidaları atmayı da eksik etmiyordu.

"Ama önce..."
Levi, oğluna yaklaştı ve koltuğa oturup onu dizine oturtturdu.
"Önce rüyanı anlat bakalım, ne gördün?"

"Şey..." dedikten sonra durdu ve gözlerini kocaman açıp eliyle ağzını kapatıp güldü.
"Unuttum!"

Paislee, koltuğun koluna oturup onlara yanaştı.
"Demek ki o kadar kötü bir şey değilmiş."

"Ups, hatırladım..."
Derek, babasının dizindeki yerinde kıpraşıp yerini aldı.
"Peki, öğretmenimle babam evleniyordu."

Paislee, tebessüm ederek oğlunu dinlerken birden ciddileşip yerinden kalktı ve gülümsemesini sahte de olsa yüzüne takındı.
"Öyle mi?"

Levi, önce Paislee'ye suçum yok bakışı atıp tekrar oğluna döndü.
"Gerçekten kötü bir kabusmuş, neyse ki gerçek olma ihtimali hiç yok."

"Yok, değil mi? Bu çok korkunç olurdu, evde de ders yapmak istemezdim!" Dedi Derek dehşetle.

"Sadece bu yüzden mi?" Diye sordu Paislee oğluna.
"Ders için mi?"

"Elbette hayır, o zaman annemle babam tekrar evlenemezdi!" Ellerini yanaklarına koydu Derek." Eyvah, artık hayal ettim şimdi daha çok korkuyorum!"

"Böyle bir şey olmayacak, Derek. Sakin olabilirsin." Dedi Levi, oğlunun başına küçük bir öpücük kondurup.
"Çünkü annen olduğu sürece gözüm başka bir kadını görmeyecek. Yani kimse senin aileni bozamaz."

"Baban doğru söylüyor hayatım, neticede biz bir aileyiz." Dedi Paislee, eğilip ellerini Derek'in dizine koyarak.
"Ve ayrı olmamız bunu değiştirmiyor."

"Ama anasınıfından bir arkadaşımın ailesi ayrı ve onlar evli..." dedi Derek, dudağı büzülmüş ve dudakları titremeye başlamıştı.
Yeşil gözleri dolmuştu.
"Ama başkalarıyla...üstelik kardeşleri var, birden çok hem de!"

"Sssh, ağlama..."
Paislee, oğlunun gözlerindeki yaşları sildi.
"Bu çok farklı bir durum."

"Annen doğru söylüyor oğlum, onların aralarındaki sevgi bitmiş ve başkalarını sevmeye başlamışlar."
Paislee'ye sıcak bakışlarıyla baktı.
"Biz de öyle bir durum yok."

Paislee, tebessüm ederek Levi'dan gözlerini çekti ve tekrar oğluna baktı.
"Bu doğru, biz hâla babanla birbirimizi çok seviyoruz. Yani başkalarıyla evlenmeyeceğiz, kardeşte yapmayacağız."

"Yani başkalarından yapmayacağız." Diyerek onu düzeltti, Levi.

Paislee, gözlerini kocaman açarak tekrar Levi'ya baktı.
"Levi!"

"Yani birbirinizden yapabilirsiniz mi demek oluyor bu?!"
Derek hemen neşelenmişti.
"Yani annem şişko olabilir, değil mi?!"

"Elbette olabilir!" Demişti Levi, Paislee'yi daha da utandırarak.

"Neden bu konu hakkında fikirlerim sorulmuyor?!" Dedi Paislee, kızararak.

Derek, annesine baktı.
"Sınıfta oylama yaparız ve çok olan taraf kazanır, anne. Öğretmenimiz bize böyle öğretti."

"Öğretmenin bu öğrettiği şeyi bu konu hakkında kullandığını duysa muhtemelen çok pişman olurdu..." diye mırıldandı kendi kendisine Paislee.
"Her neyse, şişkoluk durumunu bir kenara koyalım şimdilik."

"Hıhı.." diye söylendi Levi." Ondan önce yapacak çok başka bir mevzu var."

"Ne gibi?" Diye sordu Paislee, meraklı bakışları Levi'da gülme isteği uyandırıyordu ama kendisini bastırdı.

"Evet baba, ne gibi?" Diye sordu Derek, gözlerini irice açarak.
Bazen gerçekten eşine benzetiyordu onu.

"Tekrar bir arada yaşamak gibi. Bir aile olarak."

Paislee, şaşkınlıktan dona kalmıştı.
Elbette böyle bir şey olacağını biliyordu, sonuçta kocasına aşıktı ve onsuz geçen gecelerden de nefret ediyordu.
Ancak tekrar evliliğinin bitme ihtimali onu korkutuyordu.

"Tekrar birlikte mi yasayacağız? Bu harika! Her şey harika olacak! Tekrar annem bize yemek yapacak, babamla maç izleyecek ve annem uyku saatimi kaçırdığım için bana kızarken babam onu destekleyecek üstelik ben uyuyorum zannederken birlikte odalarında dua edecekler!"

Paislee, cümlenin sonuna doğru kıpkırmızı kesilmişken, Levi de oğlundan beklemediği sözleri duyduğu için hafif gerilip sırıtmaya çalıştı.
"Ah..tabi."

"Bu konu hakkında babanla biraz konuşmalıyız."