"Derek de artık uyuduğuna göre bence siz de çok geçe kalmayın." dedi Levi.
"Başım biraz dönüyor, kendimi toparlar toparlamaz gideceğim.." eliyle yüzünü kapattı.
"Kusura bakmayın lütfen, size de eminim yük oluyorumdur.""En azından bunun farkında..."
"Bünyenizin hassas olduğunu bilseydim, inanın hiç içirmezdim.""Hayır aslında nugün içmek istiyordum...sizinle."
"Emilie...haddimi aştığımı zannediyor olabilirsiniz, bu tarz şeylerle de pek bir aram yoktur ancak bir bakıma benden hoşlanıyor olabilir misiniz?"
"Demek sonunda fark ettiniz..."
"Oh."
"Savcı olduğu için algılarımı geniş bilmiyorum ama gerçekten de kafasında kurduğu her şey doğru çıkıyor..."
"Bu tarz bir ilişki istemiyorum. Umarım bunun için oğlumu kullanmıyorsunuzdur.""Üzgünüm...ama sanırım öyle yaptım."
"Bak Emilie, evliliğimin bitmiş olması ya da artık bekar bir adam oluyor olmam eşimi hâla sevmediğim anlamına gelmiyor."
"Huh?"
"Ben eşine hâla aşık bir adamım ve bir gün mutlaka tekrar bir araya geleceğimize inanıyorum."
"Ama...üzgünüm, aptallık ettim. Sadece sizden gerçekten çok hoşlanmıştım."
"Sadece bunun gibi şeyler için oğlumu kullanmayın."
"Evet...üzgünüm."
* * *
"Yok, bu böyle olmaz, ben gidiyorum."
Evde bir o yana bir bu yana ileri geri gidip kara kara düşünen Paislee, en sonunda dayanamayıp anahtarını aldığı gibi evden çıkmıştı.Zaten kendisine çokta uzak oturmayan Levi'ın evine giderken kafasında milyon tane senaryo uyduruyordu.
Derek'i merak etmiş olabilirdi, netice de onun da çocuğu değil miydi?Evin önüne geldiğinde, bir süre kapıyla bakıştı ancak en sonunda zile basma kararı aldı.
Bir süre bekledi ve sonunda kapı açıldı.
"Bayan Paislee."Paislee, şaşkın şaşkın bu saatte hâla Levi'ın evinde olan ve alkol kokan kadına baktı.
"Bayan Emilie?""?'
"Saatin kaç olduğundan haberiniz yok sanırım?"
"Aslında var, biraz sarhoş olduğum için Rivaille benim biraz daha durmamı sıkıntı etmedi."
Paislee, sinirle gülerek içeri girdi.
"Peki sizin saatin kaç olduğundan haberiniz var mı?"
"Fark eder mi?"
Paislee, Emilie'ye dönüp sert sert baktı.
"Dağdan gelip bağdakini kovmuş gibi duruyorsunuz.""Bağdaki de artık bağda olmayabilir."
"Paislee?"
Levi, şaşkınca mutfaktan elinde kahve dolu bir bardakla çıktı.
"Burada ne işin var?""Gelmeyecektim, gelmemek için kendime tonla sebep de saydım ancak kendimi tutamadım ve geldim. Ne zamandan beri oğlunun öğretmeniyle kırıştırıyorsun?" dedi öfkesine hâkim olamayarak.
Levi, içindeki heyecanı bastırıp, kendisine güvenmeyen Paislee'ye hayal kırıklığı ile baktı.
"Böyle biri olduğumu nasıl düşünürsün?""Kadın sarhoş olmuş Levi, sarhoş! Ve tek başına içtiğini de hiç sanmıyorum!"
Levi, kaşlarını çattı.
"Sadece iki kadeh içtim, nerede ne yapacağını bilen birisiyim. Ne kadar çirkince bir laf ettiğinin farkında mısın?""Ben artık gitsem iyi olacak galiba..."
Emilie, yalpalayarak evden çıktı."Geç bile kalmıştı...'
" Neye bu kadar sinirlendin de geldin!?"
"Hayatına birini aldığında bana söyleyeceğini söylemiştin!"
"Hayatıma kimseyi almadım Paislee, hem bu neden bu kadar umurunda!?"
"Elbette Derek için!" diye yalan söyledi Paislee."Oğlumuzun hayatına öyle kolayca birini sokamazsın!"
"O adam seni öptüğünde de aynı şeyi düşündün mü!?"
"Sen...ne?"
Şaşkınca Levi'ya bakıp kirpiklerini kırpıştırdı."Sizi gördüm! Elbette beni aldatmadığını biliyorum ancak bunu bana söylemen gerekmez miydi? Sözde Derek için diyerek kıskançlığını bastırmaya çalışıyorsun, ancak senin evliyken bunu saklaman neydi?"
"Bunu gördüğünü bana söylemeliydin, aptal herif..." diye mırıldandı, yaşlı gözleriyle ona bakarak Paislee." Evliliğimiz kötüye gidiyordu sürekli tartışıyor ve kavga ediyorduk, kötü bir ânımda beni teselli ediyordu ve-"
"Devamını anlatma zaten biliyorum, onu ittin ve tokat attın. Tek kötü zamanlar geçiren sen değildin, ben de berbattım Paislee. Sadece bana bunu anlatmanı bekledim, ancak yapmadın."
"Bitmesinden korkmuştum."
Gözlerini kırpıştırdığında göz yaşları yanağından süzülüp boynuna ulaşmıştı.
"Bu yüzden kendim halledebileceğimi düşündüm.""Bunu için boşandığımıza inanamıyorum gerçekten..." diye mırıldandı Levi.
Paislee'ye yaklaştı ve ıslak yanaklarını sildi.
"Şunu öğrenmelisin ki senden sonra kimse olmadı, olmayacakta. Sen benim aşık olduğum tek kadınken yerini kim alabilir ki?""Hâla bana aşık mısın?" diye sordu Paislee heyecanını bastırmaya çalışarak.
"Bunca şeye rağmen mi?""Her şeye râğmen. Seni sen olduğun için seviyorum, başka hiçbir şeyin anlamı yok. O gün mahkemede kendimi ne kadar zor tuttuğumu biliyor musun? Tahmin bile edemezsin...ramak kalmıştı 'Hakim bey, ben karımı seviyorum. Lütfen bizi boşamayın' dememe. Sonra o soğuk bakışlarını gördüm, mutlu olmana izin vermem gerektiğini düşündüm. Çünkü Paislee, senin mutluluğunu kendi mutluluğumdan daha çok önemsiyorum. Çünkü seni seviyorum, her şeye ve herkese rağmen."
"Bunları bana önceden söylemen gerekiyordu aptal!" dedi Paislee, ağlarken Levi'ya hafifçe vurdu.
"Beni artık sevmediğini ve benden kurtulmak istediğini düşündüm ve seni aldatmışım gibi hissedip seni hak etmediğimi zannettim! Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum, her zaman yatağın soğuk tarafına bakıp ağlıyorum. Ailemi geri istiyorum, hepsi bu.""Dolaylı yoldan evlenme teklifi mi alıyorum şuan?"
Tebessüm etmişti.Paislee, kızararak gözlerini kaçırdı.
"Öyle de denilebilir...ama eğer istemiyorsan ve başka biriyle denemek istiyorsan...devam etmek seninde hakkın, sana engel olmayaca-"
Levi, dudaklarını Paislee'nin dudaklarına bastırıp onu susturdu.
Şaşkınlıkla açılan gözlerini kısa bir süre sonra yumarak Levi'ın öpücüğüne karşılık vermişti.Levi, nefes nefese dudaklarını ayırdığında Paislee'nin alnına bir öpücük kondurdu.
"Daha evvel çok kez söyledim, ciddiye almadın galiba...ancak ben başkasıyla gülmektense seninle ağlamayı tercih ederim, benim hırçın sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kid.|| levi ackerman.
Short Story"Beni yarım bırakmayacağını zannediyordum ama artık paramparçayım."