"Sizin dans hocası artık spor salonlarında ders verecekmiş Hoseok. Boşuna buraya kadar emek çekmişsin."
Hoseok farklı branştan çok da samimi olmadığı arkadaşını duyunca boş olan salondan çıktı.
"Benim niye bundan haberim yok?"
"Aramışlar aslında ama ulaşamamışlar. Buraya gelirsen haber vermemi istediler. "
Hoseok zaten sıfır enerjiyle uyandığı bir günde yaşadığı ilk aksilikle sıkıntıyla ofladı.
"Nerede olduğunu biliyor musun?"
"Adresi ortak gruba atmışlar. Oradan bakarsın."
"Peki, teşekkürler. Görüşmek üzere."
Hoseok hızlı adımlarla büyük binadan çıkarken bir yandan da sabahtan beri sessizde tuttuğu telefonu minik sırt çantasından çıkarıyordu.
Sonunda kıyafetlerin dibine düşen telefonu bulduğunda hızlıca bir durum olursa diye arkadaşlarının kurduğu ortak gruba girdi. Adresi bildiği için kendini şanslı hissetmişti anlık olarak.
Yoksa iki saat taksilerle uğraşacak, geç kaldığı için daha çok canı sıkılacaktı. Geç kalmaktan her zaman nefret ederdi.
■■■
Uzun yolculuk sonrası varabildiği spor salonuna parıldayan gözlerle baktı. Resmen 'ben yeni yapıldım' diye bas bas bağırıyordu. Hoseok daha önce buranın önünden defalarca geçsede yakından bu kadar güzel göründüğünü tahmin etmemişti.
Silkelenerek etrafına baktı. Çok fazla kişi yoktu. Anlaşılan henüz keşfedilmemişti bu harikulade yer. Hoş, kalabalıktan hazzetmezdi zaten. Bu onun işine gelirdi.
Yüzünde oluşan minik gülümsemeyle hızlı adımlarla spor salonuna girdi. Pozisyonu alan arkadaşlarını görünce herhangi bir soyunma odasına girip rahat kıyafetlerini giyinmeye başladı. Kıyafet değiştirmek ona işkence gibi gelse de eşofman tarzı kıyafetlerle dışarı çıkmak istemediğinden her zaman yanında yedek kıyafet bulundururdu.
Çıkardığı kıyafetleri çantasına düzgün bir şekilde katlayarak koyup arkadaşlarının yanına ilerledi.
Bugünkü hareketleri her zamankinden çok daha zordu ve kişi sayısı arttığından biraz zorlanacağı ortadaydı.
Salonun büyük olmaması nedeniyle aralarındaki mesafe azalırken bugünün çabuk bitmesi için içinden dualar etmeye başlamıştı bile.
Sonunda başlayan şarkıyla ezbere bildiği hareketleri utana sıkıla yapmaya başladı.
Göz ucuyla önündekilere baktığında ne kadar istekle yaptıklarını gördü. Aslında o da çok istekliydi fakat okul, iş, dans kursu derken yeterince yoruluyor ve güne enerjisini tamamen kaybetmiş bir şekilde uyanıyordu.
Tam kendi kendine düşüncelere dalmışken suratına yediği ani ve sert tekmeyle neye uğradığını şaşırmış, hiçbir tepki veremeden yere yığılmıştı. Dansın bu hareketinde her zaman birinin başına bir şey gelirdi. Anlaşılan talih kuşu Hoseok'un başına konmuştu.
Bir haftadır çektiği baş ağrısı yetmiyormuş gibi aldığı sert darbeyle beyni zonkluyor, dışarıdan gelen hiçbir sesi algılayamıyordu.
'Keşke' dedi bir an için. 'Keşke her şey daha kolay olabilseydi.'
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.