Number Eight-Umbrella Academy
∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷
"Face It, The Healthiest Long-Term Relationship In This Family Was When Five Was Banging That Mannequin."
∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷∷
Bir süre sonra kitaptan sıkılıp koridora çıktım ve odalara bakınmaya başladım. Yan odalarımda Klaus ve Diego vardı. Kalus'un odasından başlayıp geri Diego'nun odasına gelmek üzere yola çıktım. Klaus odasında yatmış boş boş tavana bakıyordu. Birkaç adım ötedeki odalarda da Allison ve Luther vardı. Allison'u sevmiştim aslında ama pek konuşmamıştık. Luther ise tam bir lider ve abi havasındaydı bence.
Odaların kapısına gelince Allison'un odasının boş olduğunu gördüm. Yan odada ise kapı hafif aralıydı. İçeri baktığımda Luther ve Allison oldukça yakın şekilde gülüşüyorlardı. Hemen geri çekildim ve diğer odalara bakmaya gittim.
Vanya odasında keman çalıyordu sesten de anlaşıldığı gibi. Beni görünce gülümsedi. Ben de bölmemek için hiçbir şey demeden güldüm ve ilerlemeye devam ettim. Five'ın odasına gelmiştim. Five içerde değildi.
İçeriye göz attığımda bir duvarın matematik işlemleriyle kaplı olduğunu gördüm. Matematiğim çok iyidir ve onu çok severdim. Dayanamayınca içeri girip işlemleri tek tek inceledim. Yazısı ve işlemleri düzenliydi ve neyin ne olduğunu kolayca anlayabiliyordum. Fakat sonlara doğru bir işlem sonuçsuzdu. İşlemi okudum cidden zordu ama birkaç dakika kafa yorunca güzel bir yöntem buldum çözmek için. 'Eşittir'in karşısını onunki kadar düzenli ama onunkinden farklı olduğu anlaşılan yazı tipimle dolduruyordum ki arkamda birini hissettim: Five az önce buraya ışınlanmıştı.
"Aslında ben çözerdim." dedi kibirli bir ifadeyle.
"Çözseydin, niye boştu? Altına başka işlemler de yapmışsın demek ki boş bırakmıştın."
"Kahve almaya gittim." Diyince göz devirdim. İkimiz de cevabı bulamadığını biliyorduk.
"Ayrıca sen niye benim odama girdin ki izinsiz?"
"Özür dilerim ama işlemleri görünce incelemek istedim. Neyse ben gidiyorum görüşürüz." dedim ve odadan ayrıldım.
Molamız dolmak üzereydi ve ben son olarak Diego'nun odasının önünden geçip kendiminkine ulaşarak tur atmış olacaktım.
Diego'nun odasına geldiğimde bıçaklarını biliyordu. odanın önünden geçerken bana seslendi.
"Selam."
"Selam, canım sıkıldı da odaları geziyordum. Zaten molanın bitmesine de az kaldı."
"Öğlen yemeği için aşağıya inelim mi?" başımla onaylayınca odasından çıktı ve merdivenlere ilerledik.
Yemek salonunda bir tek ikimiz vardık ve ben de merak ettiğim soruyu rahatça sorabildim.
Sırıtarak"Bu arada Allison ile Luther'ın arasında bir şey var değil mi?" diye sordum.
"Evet, yani sanırım, bize pek anlatmıyorlar da sen nerden öğrendin?" Dedi. O da sırıtıyordu.
"Luther'ın odasında ikisini yakın ve gülüşürken görmüş olabilirim." Konuşmamız diğerlerinin de yanımıza gelmesiyle sonlandı. Reginald Hargreeves de gelince hepimiz sandalyelere oturduk ve tabağımızdakini yemeye koyulduk.
"Yemek süreniz bitti. Herkes odalara!" emriyle odama çıktım.
Odamın pencere kenarında baya boşluk vardı ve orada çalışacaktım. Yatağımın olduğu duvardaki mantar panoya astığım insan fotoğraflarından birini seçip çalışacaktım.Mantar panoya fotoğraf asmıştım çünkü şekil değiştirirken olacağım kişiyi canlı veya fotoğraftan görmüş olmam gerekiyordu ve sokakta geçirdiğim günler boyunca gördüğüm onlarca insanın fotoğraflarını çekmiştim kullanmak için.
60'lı yaşlardan bir kadınla başladım. Gittikçe yaşı azaltacaktım çümkü yaşlıya dönmek gence dönmekten daha kolaydı. Maksimum iki saiye sonra boy aynama baktığımda yaşlı bir kadın görünce 50, 40, 30, 20, 10 diye gittim.
"Sydney? O küçük çocuk sensindir umarım?" gelen sesle kafamı kapıya çevirdim. Diego gelmişti.
"Evet tabii ki de." diyip normal vücuduma döndüm.
"Öğlen eğitimi bitti haber vermeye geldim. Bu arada saat dört ve altıda yemek var."
"Tamam sağ ol dalmışım. Altıya kadar ne yapacağız?"
"Boşuz, Luther ve Five ile kutu oyunu oynayacağız bir kişilik yer var ister misin?"
"İsterim, ne oynayacağız?"
"Axis & Allies." cevabıyla anlamaz şekilde baktım.
"Aşağı inelim, anlatırız." diyince baraber indik. Salondaki sehpanın etrafındaki koltuklara Five ve Luther çoktan yerleşmişti bile. Five'ın yanına Luther'ın karşısına oturdum. Diego Five'a anlatsana bakışı atınca o konuşmaya başladı.
"Bu savaş strateji oyunu 2. Dünya Savaşı temalı. Takım olarak oynanmıyor ama ittifak yapabiliyoruz..." diye oyunu kuralları ile anlatınca ben de anladığımı belli etmek için kafa salladım ve oyuna başladık. Ben SSCB, Five İngiltere, Diego Almanya ve Luther da İtalya'yı aldığımızda oyuna başladık.
Bir süre sonra Luther Avusturya'yı almaya çalışmış Five ise onu engellemişti. Diego hamlesine karar verirken Five "İttifak olalım mı?" diye sordu. Ben de çıkarlarım doğrultusunda olduğundan onayladım. Diego'nun hamlesine karşılık Five tanklarını sürerken ben de hava saldırısı yaptım ve İtalya'nın bir kısmını işgal ettik.
"Hey Diego bunlar takım olmuş biz de olalım." Luther'ı Diego onayladı ve bunun üstüne Luther İngiltere'ye yani Five'a saldırınca Diego da destek olarak tanklarını oraya sürdü.
"Beni işgal edecekler, izin vereceğim ama tanklarını yok edeceğim, Almanya'ya saldır, savunmasızlar." diye fısıldadı Five sadece benim duyacağım şekilde.Bunun üstüne dediğini yaptım ve Diego ve Luther gafil avlanınca savaşı ben kazandım Five'ın fedakarlığıyla.
"Beklemiyordum."
"Sağ ol." diye fısıldadım ben de Five'a, o ise memnun bir şekilde gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐍𝐮𝐦𝐛𝐞𝐫 𝐄𝐢𝐠𝐡𝐭
Fantasi1 𝙴𝚔𝚒𝚖 1989'𝚍𝚊 𝚎𝚜𝚛𝚊𝚛𝚎𝚗𝚐𝚒𝚣 𝚜̧𝚎𝚔𝚒𝚕𝚍𝚎 𝚍𝚘𝚐̆𝚊𝚗 43 𝚋𝚎𝚋𝚎𝚔𝚝𝚎𝚗 𝚋𝚒𝚛𝚒 𝚘𝚗 𝚊𝚕𝚝ェ𝚜ェ𝚗𝚊 𝚐𝚎𝚔𝚍𝚒𝚐̆𝚒𝚗𝚍𝚎 𝚁𝚎𝚐𝚒𝚗𝚊𝚕𝚍 𝙷𝚊𝚛𝚐𝚛𝚎𝚎𝚟𝚎𝚜 𝚝𝚊𝚛𝚊𝚏ェ𝚗𝚍𝚊𝚗 𝚎𝚟𝚕𝚊𝚝 𝚎𝚍𝚒𝚗𝚒𝚕𝚒𝚛 𝚟𝚎 𝚂̧𝚎𝚖𝚜𝚒𝚢𝚎 �...