2.Bölüm

10K 362 30
                                    


Güneş yerini aya bırakmak için sabırsızlanırken  günün en güzel saatine ulaşmıştık. Hava ne sıcaktı ne soğuktu, hafif esinti saçlarıma vururken aynı anda onlarca yemeğin kokusunu alabiliyordum.

Dakikalar içinde sabahki görüntünün aynısı ile karşı karşıya kaldığımda ayağa kalktım. Cafeden içeri girdiğimde yengem çoktan masayı kurmuş misafirlerini bekliyordu. Ne misafir ama...

"Tekrardan hoşgeldiniz," sesini duyduğumda arkamı döndüm. İsmini dahi bilmediğim belki birazdan geleceğimi ona emanet edeceğim egoistimiz mekana giriş yapmıştı.

Aynı sandalyeye oturduğunda arkasından iki adam tekrardan yerlerini aldılar. Gözlerimi kısıp yüzüne baktığımda yine göz göze geldik. Göz kırptığında önümdeki çilekten bir tane aldım. Dudaklarıma götürüp yarısını ısırdığımda anlındaki bir damarın belirginleştiğini farkettiğimde yutkundugum sırada gerdanıma baktı. Üstteki ilk düğmesini açtığında otel sahibi tekrardan yanındaki sarışın ile içeri girdi.

"İyi akşamlar Ömer bey," kaşlarım havalandığında adam karşısına geçip oturdu. İsmi Ömer'di,

"Direk konuya girmeliyiz bence," dedi sabırsızca. "Nasıl isterseniz, cafe sahipleri ile konuştum hiçbirinde bir problem yok kabul ettiler, buranın sahibi Niyaz'i bey ile henüz görüşmedim" dediğinde amcam ellerini önünde bağlamış mahçupça bakıyordu.

Ömer benimle göz göze geldiğinde kararımı o an duymak istediğini anladım. Amcama baktığında gömleğinin düğmelerinin ilk ikisini açtı yine kalbi zorlanıyordu.

Doğdum, yıllar sonra ailemi kaybettim. Çocuk oldum, dayım tarafından darp edilerek kapının önüne koyuldum. Genç oldum amcamın, babaannemin, halamın sıcacık kollarına, iki minik kızın güzel ruhlarına kavuştum. Gerçek hayatın farkına vardım, çalışmak istedim amcam arabasını satıp üniversite okuttu. Biraz daha büyüdüm, yüklerini hafifletmek için  babannemi yanıma alıp bakmak istedim halam gençsin hayatını yaşa dedi. Bu yaşıma geldim, üniversiteyi bitirdim babaannem dedemden kalan son para ile, kefen parası ile Nurten yengem kolundaki üç bileziği ile kendi iş yerimi açmamı sağladı. Kendi paramı kazanmaya başladım hiçbiri kabul etmedi, başkasının eline muhtaç olma dediler.

Ömer'e döndüğümde hala bana bakıyordu. Başımı olumlu anlamda salladığımda hafifçe gülümsedi.

Celal beye döndüğünde devam etti. "Burayıda alıyoruz," oturduğum yerden kalktığımda devam etti. "Ama Nurten hanım ve Niyaz'i beyi işlerinden çıkartmıyoruz. Aylık kazançlarının iki katını her ay ikisinede maaş olarak vericeksiniz" dediğinde gülümsedim. Amcam yengeme sıkıca sarıldığında tekrardan arkamdaki sandalyeye oturdum. "Tabii efendim, o zaman anlaştık?" dedi Celal bey.

Sarışın kız, Ömer'in önüne sözleşme koyduğunda Ömer ceketinin iç cebinden çıkarttığı kalemle sözleşmeyi imzaladı. Elindeki kalem? O kalem benim aylar  önce kaybettiğim uğurlu kalemimdi, kiliniği açtığım sırada ilk imzamı, ilk randevumu onla oluşturmuştum ne ara onun eline geçti? Nasıl aldı?

Ömer ayağa kalktığında arkasındaki adamlara döndü. "Hesabı halledin, sözleşme içindeki gerekli kontrölleri yapın," Celal beye bakıp devam etti. "Bir yanlışlık gördüğünüz an icabına bakın"

Şuan yaz dizilerinde, zengin çocuğun evinde yapılan kahvaltı sahnesinin tam ortasındaydık. O kadar uğraştık tek lokma yemedi.

Ömer cafeden dışarı çıktığında kasanın arkasından çıkıp arkasından gittim. Dört beş ahşap basamağı indiğimde etrafıma bakındım yoktu. Sabahki ara sokağa yürüdüğümde oranında ıssız olduğunu farkettim. Geri döndüğüm sırad bir anda belimden tutulup geri çekildim. Sırtım duvar ile buluştuğunda göz göze geldik.

Sadece SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin