33.Bölüm

3.8K 198 24
                                    


2 Yıl Sonra;

Mama kaşığını yoğurda batırıp, Mina'ya uzattım. Ayaklarının arasındaki telefondan bakışlarını ayırıp yoğurdu yedi.

Sabahtan beri iki kaşık birşeyler yedirmeye çalışıyorduk hanımefendiye.

Ama yemek dışında kırmızı balık daha çok dikkatini çekiyordu. Koltukta oturmuştuk birlikte.

Tekrardan bir kaşık uzattığımda telefonun üstüne azıcık damladı. Başını kaldırıp bana baktı Mina. "Pey," dedi minik elini ağzına kapatarak.

Ona kızacağımızı bildiği şeyler yaptığında ya da biz bir hata yaptığımızda yakınış eder gibi pey diyordu. Bunu halamdan öğrenmişti.

Bildiği tek tük kelimeler vardı zaten. Acıktığı zaman dolabın önüne gelip mama diyordu. Suyu her konuşmayı yeni yeni öğrenen bebekler gibi istiyordu. 'Fu' diyordu suya. Emziğe tam dili daha dönmediği için 'ezmik' diyordu. Ve bizden daha da çok bağlandığı çizgi film. Ne alakaysa artık telefon veya çizgi film istediğinde 'kuki' diyordu.

Pardon!
En önemli şeyi unuttum!

Baba diyordu birde. Tam akıcı söyleyemediği için heceleyerek 'babba' diyordu.

Benimle iletişimi için gelip biryerlerimi dürtmesi yetiyordu ona. Anne demeye niyeti yoktu.

Mina'nın çizgi film izlediği telefonum çaldığında direk telefona döndü. Ömer arıyodu. Elini telefonun ekranına üst üste vurduğunda telefon açılmıştı bende uzanıp sesi dışarı verdim. "Güzelim n'apıyorsun?"

Mina şaşkınca bana bakıyordu. Ne ben ses çıkardım ne de o.

"Ada?" Dediğinde sevgili kızım araya girdi.

"Babba"

Çok güzel artık sesinden bile tanıyordu. "Efendim babacım?"

"Ge"

Ge onun dilinde gel demekti. "Hemen geliyorum prensesim"

Konuşması bitmiş gibi telefonu bana uzayıp oyuncaklarına doğru emekledi.

"Efendim?"

"Yavrum?"

Telefonu hopörlerden alıp kulağıma yasladım. "Hmm" dedim mutfağa ilerleyip tabağı bırakarak.

"Markete gidelim, alışverişe çıkalım Mina'ya birşeyler alıcam diyordun. Ben işten erken çıktım hazırlan gelip alayım sizi. Gidelim. Hem dışarıda yemekte yeriz"

"Olur, yarım saate gelir misin?"

İçeriden ağlama sesi duyduğumda koşar adım oraya gittim. "Mina?"

Yemek masasının altına girmiş çıkamıyordu yine. "Annem yine ne işin var ya orda?"

Sandalyeyi geri çektiğimde emekleyerek çıktı. Oyuncaklarına ilerlediğinde bir yerde sabit durması için çizgi film açtım.

"Yarım saat degilde bir kırk beş dakikaya oradayım"

"Tamam hazırlanıyoruz biz"

"Görüşürüz"

Telefonu kapattığımda, masaya bırakıp içeri geçtim. "Annecim?"dedim Mina'yı kucaklayarak. "Hadi bakalım babaya gidiyoruz"

Merdivenlerden yukarı çıkıp ilk onun odasına girdim. Çekmeceden şortlu bir tulum alıp giydirdiğimde saçlarını tarayıp iki yandan bağladım. Parfümünü sıktığımda üstü ile uyumlu ayakabılarını giyidirdim. Yatak odasına geçip yere bıraktığımda direk ortalığı karıştırmak için atağa geçti.

Sadece SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin