43.Bölüm

2.7K 122 13
                                    

Keyifli Okumalar❣

🗝

Başımı yan tarafıma çevirip boydan aynaya baktım. Dudağımdaki ruju, dudaklarımı birbirine sürterek iyice yedirdiğimde yatağın üstündeki geceleğimin saten üstünü aldım. Dizlerimin biraz üstüne düşüyordu. Kollarımı geçirip önümdeki ipi bağladığımda arka koltuğun üstündeki Ömer'in eşyalarının arasından çakmağını alıp kapıyı kontrol ederek koltuğun yanındaki Ömer'in ufak içki dolabına sakladığım pastayı aldım. Paketten çıkarttığımda üstüne mumları dizdim. Pastayı bir elimle tutup odadan çıktığımda aşağıda film izlemek için beni bekleyen kocamı daha fazla bekletmemek için merdivenlere yöneldim. Mumları yaktığımda merdivenleri dikkatlice indim. Ömer filmi seçmiş koltukta beni bekliyordu. Hemen merdivenlerin sonunda olan prizlerinden ışıkları kapattığım an Ömer arkasına döndü. Beni gördüğünde gülümsedim. O da gülümseyip ayağa kalktığında ona doğru ilerledim.

"İyi ki doğdun sevgilim." dedim önünde durarak. Pastaya baktığında gözleri tekrardan beni buldu. "Bakma öyle dilek tut, üfle hadi."

Gözlerime bakıp mırıldandı. "Dilek değil ama bir teşekkürüm var..." sesi fısıltayla çıkıyordu.

"Seni benim karşıma çıkaran her şeye, herkese minnettarım sevgilim."

Başını eğip mumları üflediğinde gözlerim dolu dolu izliyordum onu. Pastayı orta sehpanın üstüne indirdiğimde ona dönüp sıkıca sarıldım. "İyi ki doğdun..." dedim tekrardan.

"Teşekkür ederim."

Ne kadar naif ve cesur bir adama aşık olmuşum diyorum kendime dönüp. Zamanın nasıl geçtiğine şahit olan tek şeymiş evimizin duvarındaki saat...
Hiç bıkmadan beni sonsuz dinlemen, anlamadığım her şeyin üstüne basa basa tekrarlaman... Üzüldüğüm zamanlar gözlerimi sana, ruhumu başka diyarlara götürmen... Yeri gelir okşayarak, yeri gelir tezahürat ederek  beni motive etmen...
Gözlerimi kapayana kadar nefesini benim için harcaman...Seni nasıl anlatabilirdim daha ne kadar içime sığdırabilirim seni söyle.

Boynuma dudaklarını bastırıp geri çekildiğinde göz göze geldik. Dudaklarına kısa bir buse kondurup geri çekildim.

"Otur, sıra hediyende." dediğimde televizyonun hemen karışısındaki koltuğa oturdu. Televizyonun altındaki çekmeceye sakladığım flashı alıp televizyona takarak Ömer'in yanına oturdum.

Bütün aileden güç bela aldığım videolarla yaptığım editi açtım ve arkama yaslandım. Ekranda ilk Şirin belirdi.

"Immm," dedi bir kaç saniye düşünerek. "Doğru bazen çok huysuz olabiliyorsun, bazen anlaşamıyoruz ters düşebiliyoruz hele senin bazen her şeye burnunu sokman beni gerçekten çıldırtıyor ama sen kusurlarınla bile dünyanın en iyi abisisin. İyi ki doğdun abicim, seni çok seviyorum!"

Ara sıra Ömer'e bakıp tepkilerini ölçmeye çalışıyordum. Daha sonra ekranda Fırat belirdi.

"Ne diyeceğimi bilmiyorum ki ben oturttunuz beni bu ekranın başına." diyordu kameranın arkasına bakarak. "Ya içinden geçenleri söyle işte!" diyordu Şirin.

"Benim içimden hiç bir zaman sana karşı bir şey geçmedi," dedi kameraya bakıp gülerek.

Ömer'de dudağının kenarı ile güldü. "Ama her zaman iyi ki vardın kardeşim, doğum günün kutlu olsun."

Sadece SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin