32.Bölüm

3.3K 187 5
                                    


Ahmet baba, ezanı okumayı bitirdiğinde her kulağına üç  defa Mina diyerek fısıldadı.

Yemek yenmiş, çaylar içilmişti şuan Mina'nın adını kuruyorduk.

Ahmet baba bitirdiğini belirtip dikkatlice kucağıma verdi Mina'yı. Huysuzlaşmamıştı, hâlâ uyuyordu.

Ahmet baba elinde tuttuğu tam altını önümüzde durarak benim yakama taktı. "Rabbim analı babalı büyütsün"

"Sağol baba"

"Biz müsade isteyelim artık" dedi geri çekilerek. "Bu gece kalsaydınız baba?"

"Yok oğlum, iş güç bekler orda"

Onları kapıya kadar uğurlayıp, her ne kadar Şirin Mina'dan ayrılamasada uğurlayıp içeri geçtik. Aslı ortalığı toparlerken bizde odamıza çıktık . Yakamdakini çıkartıp sakladığımda uyuyan Mina'yı dikkatle yatağa uzattım.

Geri çekildiğimde Ömer yanımda durup elindeki kırmızı kutuyu açtı. İçinde, üstünde Mina yazan altın bir künye vardı. "Ya çok güzel bu?" dedim gülümseyerek.

"İlk hediyesi benden olsun istedim" dediğinde elinden aldım. Kutudan çıkarttığımda dikkatlica Mina'nın koluna taktım. Tam oturmuştu.

Ömer elinin üstünü öptüğünde doğruldu. "Çok yakıştı"dedi uzaktan bakarak.

"Evet"

Birden arkasında sakladığı elini çıkarttı. Siyah bir kutuydu. "Bu da annesine"

Gözlerine bakıp gülümsediğimde elinden aldım. Kutuyu yavaşca açtığımda içindeki pırlanta kolyeye baktım.

Başında benim harfim, Benim baş harfim A sağında ve biraz uzağında Ö, sol tarafta biraz uzakta ise M harfı vardı.

"Sen sürekli bu kadar ince  düşünmek zorunda mısın?"

"Karşımda sen olunca"

"Teşekkür ederim" dedim sarılarak. Kollarını belime doladığında hediye, bugün yıldönümümüz olduğu içindi.

"İyi ki hayatımdasın" dedi derin bir iç çekerek. "İyi ki o küçük çocuk olmuşumda seni  tanımışım"

Başımı geri çekip kısaca dudaklarına bastırdım.

"Ben unuttum alamadım birşey"

"Sarıldınya onu hiçbirşeye değişmem"

Yanağını okşadığımda kutuyu kenara bıraktım. "Bahçede oturalım mı biraz? Kafa dinleme saati"

"Olur," dedi başını sallayarak. Komidinin üstündeki telsizi alıp ayarlayıp Mina'nın başucuna bıraktım.

Diğerinide yanıma aldığımda sessizce odadan çıktık. Aşağı indiğimizde arka bahçeye çıkmak için mutfağa geçtik. Aslı odasına gitmişti sanırım.

Ömer birkaç saniyeliğine arkasına dönüp elimi tuttu. Bahçeye çıktığımızda dolaşan korumalara baş işareti ile ön  tarafı işaret etti. Onlar gittiklerinde Ömer'in durmasıyla bende durdum. Cebinden telefonu çıkartıp  birkaç birşeyle uğraştı. Sonra, Adana'daki evlerinin arka bahçesinde dans ettiğimiz şarkıyı açıp telefonu sehpaya bıraktı. "Benim canım dans etmek istiyor ve sen bana eşlik edeceksin"

Aynı repliklerimi tekrarladığında güldüm. Elimi tutup kendine çektiğinde kollarımı boynuna  doladım.

Anlını anlıma yaslayıp, gözlerini kapattı. Ben onu izlemeye devam ettim.

Sadece SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin