Belimdeki sızı aralıksız oturmama neden oluyordu. Iki gündür belimde ve kasıklarımda yer yer hissettiğim sancılar cabasıydı. Bu yüzden yataktan dahi kalkamıyordum. Evin ne işi varsa Şirin ve Aslı yapıyordu. Çok iyi anlaşıyorlardı. Hatta Aslı, Eren ile sevgili olduklarından bahsetti Sirin'e.
Şirin hiç umursamadı, gerçek aşkı bulduğuna inanıyordum. O da öyleydi. Hatta Türkan anne bile biliyordu Fırat'la arasında olanı. Ama birşey dememişti. Onların tarafında böyle akraba ilişkileri normal karşılanıyordu.
Şirin çöpü atmak için dışarı çıktığında Eren ile karşılaşmışlardı. Eren'de gayet soğuk kanlıydı. O da gerçek aşkı Aslı'da bulmuştu sanırım. Birbirlerine yakın bir arkadaş gibi davranıyorlardı.
Odanın kapısı açıldığında Türkan anne odaya girdi. "Yemek hazirlayacaktukda kizum canın birşey istiyor mu?"
"Yok anne. Sende geldiğinden beri çok yoruldun zaten zahmet etme. Bırak kızlar hazırlasın"
"Yok kızım, ben oturursan yorulurum ha"
"Sen bilirsin" dedim gülümseyerek. Odadan çıkıp kapıyı kapattığında telefonumun sesini duydum. Ekrana baktığımda Ömer'in görüntülü aradığını gördüm. Açtığımda yüz hizzamda kaldırdım. "Uyuyor muydun?" dedi direk. "Yok ya, uzanmıştım biraz"
"İyi misiniz?"
"İyiyiz, keyfimiz yerinde" dedim sorun yok der gibi.
"Beş güne geliyorum zaten, az kaldı burdaki işim"
Gideli on beş gün olmuştu.
"Gel, özledik seni"
"Acaba gelsem dindirebilecek miyim o özlemi?"
"Onun için biraz daha beklememiz gerekiyor"
"Bekleriz güzelim, sonunda kavuşmak var, sabaha kadar senin inlemelerin var. Ben her türlü beklerim"
"Unuttuğun bir şey var sevgilim"
"Neymiş o?"
"Artık bir bebeğimiz olacak ve, gece her dakika kalkıp ilgi isteyecek"
"Artık iki bebeğim var,"
Gülümsediğimde kasıklarıma giren sancı ile yüzümü sabit tutmaya çalıştım.
Bu öncekilerden daha şiddetliydi işte. Aynı sancı sırtımada girdiğinde hafifçe doğrularak konuştum. "Bebeğim lavaboya gitmem gerekiyor, kapatayım ararım seni"
"Tamam güzelim"
Telefonu kapatıp kenara attığımda kasıklarıma ve sırtıma aynı anda giren sancıyla hafifçe inledim. Bu daha önce tatmadığım kadar şiddetliydi. "Annecim?" dedim elimi karnıma atarak. İki katı acıyla giren sancıyla kaşlarımı çatıp inledim.
Ayaklarımı yataktan sarkıttığımda bir anda altımda yoğun bir ıslaklık hissettim. Göz harelerim genişlerken giren sancılarla elimi karnıma bastırdım.
Suyum gelmişti.
"Şirin!"dedim bağırarak. "Ah" karnımı daha sert tuttum. Altımdaki ıslaklık artmıştı. "Şirin!" dedim tekrardan çığlık atarak.
Kapı açıldığında Şirin içeri girdi. "Yenge?" dedi halimi görür görmez. "Şirin suyum geldi"
"Ne?!" dedi bağırarak. "Şirin birşey yap-Ahh!"
