🍃

49 11 0
                                    

"Ağlama meleğim."

Kolunu tuttum. Minik yaşlı elini avcumun içinde gezdirdim.

"Canın yanıyor mu?"

Başını sakladığı kollarını açarken başını salladı onaylar anlamında. Daha sonra sarıldı bedenime. Öptüm saç diplerini. Güzel kokusunu çektim içime. Minik yaşları çıplak omzumdan yolunu izleyerek pantolonumu buluyordu. Çenesinden tutup bana bakmasını sağladığımda irislerim parçalanır gibi hissettim. Göz pınarından akan damlayı minik bir öpücük ile durdurduğumda şaşkın bir şekilde bakıp ağlamasını şiddetlendirmişti.

"Miniğim, ağlama artık. Kalbim acıyor."

Ellerimden birini tutup kalbinin üstüne doğru koydu. Hızlı hızlı atan kalbini duyduğumda şaşırmıştım.

"Çok hızlı."

Kendi elinden birini benim kalbimin üzerine koyduğunda durmuştu kalbim. O da hissetmediğini belli eden bir yüz ifadesiyle bana baktı.

"Senin aksine kalbim hiç atmıyor Yoongi."

Minik omuzlarını kavrayıp bedenime çektim onu. Başını göğsüme yasladığında sesi neredeyse kesilmişti. Ben sadece nefes seslerini duyuyorken başını okşadım. Ufak bir öpücük kondurduğumda nefesleri yavaşlamıştı. Gözlerini kaldırıp muhtemelen çeneme doğru baktığında araladı dudaklarını. İnce ama pespembe dudakları vardı. O an öpmek istedim onu. Ama korktum, ya benden nefret ederse?

Benden nefret etmezdi. Edemezdi. Herkesten nefret ederdi ama benden edemezdi. Severdi beni.

Minik burnuna uzanıp bir öpücük bırakmıştım. Onu öpmemi seviyordu. Onu hep öperek sakinleştirirdim. Kendini başka türlü rahat hissetmezdi.

Poposundan tutarak kucağıma aldım minik bedenini. Yatağımıza doğru ilerledim. Minik bedenini yatağa bıraktım ve kendi bedenimi de yanına bıraktım. Minik kollarını yine bacakları arasına almış, sırtını çıplak göğsüme yaslamıştı.

"Üzerindekini çıkarmamı ister misin?"

Hava sıcaktı. Yoongi zaten sıcaktı. Daha fazla sıcağa dayanıklı değildi bedeni. Bir cevap vermediğinde onayladığını anlamıştım. Kapşonlu siyah tişörtünü eteklerinden tutup çıkardığımda altında sarı bir tişörtü daha olduğunu farkettim. Terlemişti.

"Yoongi, bu halin ne senin? Hadi banyo yapalım hm?"

Yine onayladı beni. Beni hep onaylardı zaten. Hiç reddetmezdi.

Minik bedenini hızlı bir şekilde banyoya sokmuştum. Musluğu açıp küvetin dolmasını beklerken ikimizin de üstünü çıkardım. Sadece iç çamaşırlarımız vardı. Kucağıma yerleşip başını göğsüme yasladığında ben de usulca başını ıslattım. Bebek şampuanına uzandığımda bana bakarak başını iki yana salladı. Ellerini benim şampuanımı gösterdiğinde gülümsedim.

"Onu mu kullanmak istiyorsun?"

Başını evet anlamında salladı.

"Ya alerjin tutarsa?"

Dudaklarını büzdü.

Tamam buna dayanamazdım.

Şampuana uzanıp biraz elime döktüm ve ıslak saçlarını köpürtmeye başladım. Onu durularken başımda hissettiğim iki el ile gülümsedim. O da beni yıkadıktan sonra banyodan çıktık. Giyindik ve yine aynı pozisyonda yattık. Yine önce ben uyudum. Daha sonra da o uyudu...

SilenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin