Let the games begin

752 76 12
                                    

And he gon' ride for me until this thing over|

Saat 2'yi geçerken üsse giren Jungkook etrafta göz gezdirdi ekip farklı yerlerde takılıyordu.

Hoseok ve Yoongi otomatın önündeyken Giselle ve Namjoon arabları modifiye ediyordu. Jin Taehyung ile playstation oynarken Jimin ise bilgisayardan ciddi bir şekilde bir şeyler araştırıyordu.Hobbs da yanındaydı.

Herkes o kadar odaklanmıştı ki onun geldiğini duymadı.

" Jimin, Letty'nin 6 ay önce öldüğünü sanmıştınız hastane kayıtlarını silmişlerdir ama belki arşivlerde vardır."

"Güzelce temizlemişler Hobbs hiçbir şey yok." Sevdiği kadının adını konuşmada duyunca daha da dikkat kesildi.

"Letty'i almamız gerekiyor Shaw'ın ne yapacağı belli değil."

"Letty'i görmüşsün konuşmuşsunuz Hobss anlattı."Jimin'in sorusuyla ona döndü. Evet görmüştü ve tek değişen olduğu  yerdi Letty hep aynıydı. Güzeldi.

"Evet, bir şey hatırlamıyor."

"Pekala plan şu aradığımız şey yarın teslimata çıkıyor. Shaw'ın o kadar büyük bir yere gidip kendini riske atacağını düşünmüyoruz. Teslimatta alacak. Yolları navigasyona yükledim. Orada yolunu keseceğiz hem Letty'i hem de işlemciyi alıyoruz tamam mı?" Hobbs'un kısaca açıkladığı plana herkes kafa sallarken Jimin konuştu.

"Tek bir şansımız var hazırlıklı geleceklerdir."

"Fbı  her türlü yardımı sağlayacak ama yolda tek başınasınız." Gözgöze geldiği Jimin'i inceledi giriştikleri büyük kavgadan sonra konuşmamışlardı ama şuan bunu düşünemezdi tek düşüneceği yarın kurtaracağı sevgilisiydi.

"Uyuyun, yarın büyük gün." Son sözlerini söyledikten sonra odasına yöneldi diğerleri de onu takip ederken balkona çıkan Jimin İngiltere'nin sokaklarını izliyordu.

JİMİN

Bu saatte bile açık olan yolun karşısındaki kafe bardan bir şarkı yükseliyordu.  Oturduğum sandalyede hafif esen rüzgar tüylerimi ürpertirken tek düşündüğüm yarın hata yapamayacağımdı. Eğer hata yaparsam her şey biterdi.

Kulağıma dolan şarkı ile gülümsedim bunu biliyordum.

It's tearing me apart
(Bu beni mahvediyor)
He's slipping away
(O kayıp gidiyor)
Am I just hanging on to all the words he used to say?
(Ben sadece onun daha önce söylediği sözlere mi tutunuyorum)
The pictures on my phone
(Telefonumda resimler var.)
He's not coming home
(Eve gelmiyor)

Yarın Letty'i kurtaracaktık. Letty benim için dünyadaki en değerli varlıklardan biriydi ve bunun için çok mutluydum. Ama bir yanım da onu kurtardıktan sonra bunlardan uzaklaşmak gerekip gerekmediğini düşünüyordu. Jungkook'u hayatının aşkı ile çok mutlu olurken izleyemezdim.

Letty tam onun istediği gibi bir insandı. Ruh eşleri gibiydiler. Hepimiz onların aşkına imrenirdik bir zamanlar. Ve o Letty'den sonra çok mutsuzdu. Onu mutlu görmek hepimize iyi gelecekti.

Ve bunun için feda edilmesi gereken kişi ben isem, ölmek sorun değildi.

Karanlık gökyüzüne baktıklarında hatırladıkları bir olmak sorun değildi. Buna değerdi.

Fast and Furious Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin