No more funeral

784 63 27
                                    

Even though we're going through it
The distance and the time between us it'll never change my mind|

"Ne yapıyorsun burada?" Balkonun kapısını açarken oturan bedene sormuştu. Gece 3'e geliyordu ve herkes uyumuştu.

"Bir şeyler içiyorum." Elindeki bira şişesini gösteren bedenin elinden alarak kendisi içti. Balkonun demirlerine dayanmıştı ikisi de.

"Letty ne oldu? Bir şeyler hatırlıyor mu?" Jungkook derin bir nefes alarak kafasını sallamıştı gece şehrin ışıkları bile kapanmışken onlar oradaydı.

"Hatırlamıyor, hatırlamayan bir insana biz böyleydik diyemezsin. Akışına bırakıyorum. Çok uzun zaman oldu."

"Yarın gidiyorum diğer göreve katılmayacağım." Duyduğu ile aniden ona dönerken kaşlarını çattı. Neden bahsediyordu? Jungkook Jiminsiz hiçbir göreve katılmamıştı.

"Neyden bahsediyorsun?"

"Jungkook ben anlamıyorum zor geliyor. Artık olmamış gibi davranamıyorum göz ardı edemiyorum. 6 ay geçti görevin bitmesinden 6 ay geçti ve herkes ile iletişime geçtin. Taehyung ile konuştun, Hoseok Yoongi Giselle Jin hepsi senden haber aldı. Fakat ben 6 ay boyunca senin sesini duymadım. Benim senin en yakının olmam gerekmiyor muydu? Biz birlikte topladık bu ekibi Dünya'nın her biryerinden birlikte bir araya getirdik fakat şimdi beni istemiyor gibisin." Jimin aylarca habersiz kalmasından görevlerden uzak tutulmasından veya kendisine yapılan muameleden çok rahatsızdı.

Onlar yıllar önce birlikte toparlamıştı bu eki. Her biri Jimin ve Jungkook'un çağrısı ile gelmişti. Fakat Jimin şimdi o ekipten uzaklaştırılıyordu.

"Sorun değil gerçekten. Aramam sormam istediğin buysa tabiki yaparım. Çocuk gibi yapışacak değilim fakat neden böyle olduğunu merak ediyorum? Bir şey mi yaptım sana merak ediyorum." Biraz da alkollü olmasından yararlanarak söylenen sözler Jungkook da şok etkisi yaratmıştı.

Jimin Jungkook'un en yakınıydı. Onlar birlikte sürerlerdi. Jungkook'u en iyi Jimin tanırdı.

Ellerini gri saçlının iki yanına koyarak karşısına geçti. Demirlerdeki ellerini sıkarken kendisinden kısa olanın yüzüne yaklaştırdı yüzünü.

Mavi gözlerin kendi gözlerinde durduğunun farkındaydı.

"Saçmalıyorsun."

"Saçmalamıyorum. Neden beni aramadın? 6 ay boyunca."

"Sen öyle endişelenen bir insan değilsindir. Umursamazsın diye düşünmüştüm." Gerçekten de öyleydi. Jimin'in haber verilmesine ihtiyaç duyduğunu düşünmemişti.

Dalga geçer gibi güldü mavi gözlü olan.

"Sarhoşsun." Sarhoştu. Bayık gözlerinden veya ayakta zor durmasından belliydi.

"Saçma sapan bahaneler üretiyorsun!"

"Hiçbir şey üretmiyorum!" Jimin sinirle ittirmişti onu. Saçma sapan bahaneler uydurarak inanmasını umuyordu karşısındaki adam.

"İçi boş konuşuyorsun Jungkook. Biraz cesaretin olsun ve gitmemi istiyorsan söyle!" Sinirle ona bağırırken gözlerinden ateş çıkıyordu. Aniden dudaklarına kapanan dudaklar ile belinden çekilmesi ile düşmemek için tişörtüne dolamıştı elini.

Geri geri adımlamasını sağlayan beden onu demirlere dayarken üstüne eğiliyor ve dernleştiriyordu. Sanki kavgalarına böyle devam etme kararı almış gibi ince dudağı ısırarak kanatırken belindeki eller daha da yaklaştırıyordu onu.

Fast and Furious Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin