Last Fight?

814 74 11
                                        

Just know that I would die for you |

"O olaydan sonra kurtulmuşum. Hastaneye götürülmüşüm. Shaw buldu beni. Hafızamı kaybettiğim için hiçbir şey hatırlamıyordum." Letty yalnız kaldıkları balkonda Jungkook'a yaşadıklarını anlatırken dinliyordu.

Herkes yorulmuş ve içerde takılıyorlardı.

"Öldüğüne emindik mezarın bile vardı." Kafasını salladı kadın. Sabah bir tankın üstünde insanları öldürmektense bu ekipte kurtarmayı tercih ediyordu.

"Bizi kurtaran, mavi gözlü adam iyi mi?" Letty adını hatırlamadığı adama minnettardı. Onları o kurtarmıştı.

"Jimin, iyi yanından geliyorum uyuyordu." Daha yeni yanındaydı. Melekler gibi uyuyordu.

Jungkook gözlerini her yerde ışıklara sahip şehirde gezdirirken letty'nin konuşmasıyla ona döndü.

"Bundan sonra ne yapacağız?" Her zaman yaptıklarını yapacaklardı. Süreceklerdi.

"Daha burada işimiz bitmedi."

Gözleri balkonun cam kapısına giderken Jimin'i gördü. Ağrıları yüzünden çıplak ayaklarıyla yavaşça yürüyordu.

Muhtemelen diğerlerinin yanına gitmek için kalkmıştı. Ayaklanırken kapıyı açtı. Kapının sesiyle mavi gözler ilk önce kendisine sonra da Letty'ye dönmüştü.

Yavaşça gülümsedi Jimin.

"Letty seni tekrar aramızda görmek çok güzel." Letty gülümseyerek onu cevaplandırırken Jungkook durdurdu onu.

"Nereye kalktın iyi değilsin."

"İçeri gidiyorum." Uzun boylu olan kafasını yana eğerek bundan hoşlanmadığını belirtmişken Jimin'in gözleri jungkook'un sırtındaki Letty'nin eline gitti.

Minik bir gülümseme vererek içeri geçerken arkadaşlarının yanında üssü koruyan görevliler vardı. Kendisine yönelik konuştular.

"Bileşeni kurtardığınız için teşekkür ederiz. Büyük bir krizi kurtardınız. " gülümsedi gururla.

O sırada Shaw'ı çekiştirerek gelen Hobbs sinirliydi.

"Jungkook! Bunu duyman lazım." Letty ile birlikte içer geçen adam kendisinin isminin seslenilmesiyle Jimin'in yanında durmuştu.

"Sana ben kaybetmem demiştim Jeon. Prensiplerinin seni başarısızlığa uğratacağını söylemiştim. Mia'yı bir aramak ister misin? Ne yapıyormuş? Eminim bileşeni vermeni isteyecektir senden." Mia Jungkook'un kardeşiydi.

Kardeşinin adını duymasıyla yüzündeki ifade değişirken Jimin kolunun sertçe tutulduğunu hissetti. Jungkook'un sakin kalmaya çalıştığının farkındaydı fakat beyaz teninde parmak izleri çıkıyordu.

Üssü koruyan general hiddetle aralarına girdi.

"Hayır. Bir insanın hayatı için diğerlerini risk edemezsiniz. Çok üzgünüm ama buna izin veremem."

"Sen seç Jungkook? Ailen mi? Yoksa çip mi?" Jungkook'un tutuşu daha da sertleşirken elini okşadı yavaşça Jimin. Bu onun tutuşunu yumuşatırken elini kavrayana kadar yavaşça okşamıştı.

Hobbs çıkarttığı silahı generale doğrultup konuştu.

"Senden izin isteyen yok. Unutma Jeon eğer çip buradan giderse af kelimesini unutun."

"O kelimeler biz doğduğumuzda da yoktu" Shaw aldığı izinle arkasını dönerken adamları da serbest kalmıştı.

"Geliyor musun bebeğim?" Letty'e sorduğu sandıkları soruyu Hobbs'un yanındaki kadın cevapladı.

Fast and Furious Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin