1

38 12 43
                                    

Aradığım şeyi sonunda bulmuştum. Eski günlüğüm annemin bulmam için bıraktığı, bana son vasiyeti olan bu günlük. Buz mavisi, biraz eskimiş ve fazlaca tozlanmış bir kapağı vardı. Üzerinde annemin el yazısıyla yazmış olduğu sevgili günlük yazısı vardı. "Cidden mi anne ya resmen ben günlüğüm beni merak edebilirsiniz ve açıp okumanız için bir kilit bile bırakmadım demek gibi bir şeydi bu. Niye bir insan günlüğün üstüne bunu yazar ki!" diye geçirdim içimden.

Annem biraz deli bir kadındı. Hayali evrende yaşıyordu sanki. Perilere, vampirlere inanıyordu. Ne yapmak istediğini, neler düşündüğünü asla anlayamazdım. Gerçi babamda annem gibiydi.

Annemin cenazesinden sonra babama kesinlikle ulaşamıyordum. Çokta merak etmiyorum gerçi. Hem annem hemde babam arada bir kayboluyorlardı etraftan ama mutlaka geri gelirlerdi. Babamın geleceğinden eminim ama annem bu sefer... o geri gelmeyecekti.

Neyse bunları söylemenin zamanı değil okuyalım bakalım şu günlüğü. Tozlu ve dağınık olan depodan yavaş adımlarla ayrıldım. Her adımımda gıcırdayan bu eski tahta parçaları çok sinirimi bozuyordu. Bir gün orayı düzenlesem çok iyi olacak.

Depodan salona geçtiğimde annemin mavi okuma koltuğu gözüme takıldı. Beyaz ve maviyle çevrelenmiş bu salonda tam pencere kenarındaydı.

Koltuğa oturdum ve kitabın kapağını açtım. Üzerinde annemin el yazısıyla yazılmış bir not vardı.
"Peri'm, güzel kızım. Günlüğümü bulduğuna göre ölmüşüm demektir. Senin de yeni bir maceraya atılma vaktinin geldiğini gösteriyor tabi bu. İlk başta niye kapağa günlük yazdığımı sorgulamış olabilirsin ama okudukça bunu anlayacak hatta bitirdikten sonra bizzat kendin keşfedeceksin. Baban da bende seni çok seviyoruz."
"Bende bende annecim bende sizi çok seviyorum." Ağzımdan kopan hıçkırıkla beraber ağlamaya başladım. Ağlamam bittiğinde saat gecenin ikisi olmuştu ama ben bugün bu günlüğü bitirecektim.

İlk sayfasını okumaya başladım...

Peri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin