Üçüncü Kişi Ağzından
Ellerindeki erzaklari yere bırakıp zavallı adamın omzundaki ok'a baktılar,
Ju-von: ( Adamın omzunu inceleyip Soo-bin e baktı ve ) Soo-bin adamcağız acı çekiyor ve sanırım omzundaki ok yarası biraz derin .
Soo-bin: ( Soo-bin Ju-von' un dediklerini dinledikten sonra adama bakıp konuşmaya başladı) Ju-von gerçektende adamcağızın omzundaki yara onu nasıl iyilestiricez en iyisi ben gidip birini çağırayım?
Hemen ayaklanan Soo-bin tam koşacakken ju-von onu durdurdu
Juvon: Dur Soo-bin köyden ve evden çok uzaktayız yani sen gelene kadar adamcağız acıdan ölebilir!
Soo-bin: Haklısın o zaman çabuk düşünelim
Ju-von: Tamam 🧐
Aradan biraz zaman geçtikten sonra Soo-bin Ju-von'a gülümseyerek ben bir fikir buldum
Ju-von: Ne buldun ?
Soo-bin: Şey sonbahar ya şimdi herkes hasat yapıyor olmalı ben diyorum ki tarlada ki adamlardan yardım istesek?
Ju-von: Ah evet hadi git
Soo-bin gitmeden son birkez adama baktı . Omzunda ok yarası olan adam Soo-bin'in kolundan tuttu. Adam son derece ürkütücü bir ses tonuyla soo-bine gitme dedi biraz korkudan irkilen Soo-bin tuhaf bir edayla adama baktı.
Soo-bin den
Gördüğümüz yaralı adama yardım getirmek için tam gidiyorken kolumdan tuttu biraz ürkek olduğum için korktum ama korkumun bir faydası yoktu kolumu çekiştirerek ondan kurtularak yardım getirecektim ama kolumu bırakmıyordu ve daha da sert çekiyordu.
Soo-bin: Lütfen efendim kolumu bırakın size yardım getirmeliyim!
Ju-von: Evet efendim onun kolunu bırakın da size yardım edelim!
Johunk( yaralı adam ) : Sakın gitme birini çağırma hem yaram ağır değil yürüye bilirim. Başımı derde sokmayın hadi gidin ve kimseye de anlatmayın!!
Yaralı adam bize bağırınca acısı iki kat daha arttı ve ben ona sinirli bir şekilde bakarak
Soo-bin: Ama efendim size yardım edelim ki iyileşeniz.
Johunk ( yaralı adam): Size gidin dedim!!
Soo-bin: Hayır! Gitmiyoruz o gitsede ben bir yere asla gitmem . Bir yerde yaralı görsem hep yardım ederdim ve edicemde. Ve onun için sizede yardım edeceğim .
Johunk: Ah sen ne kadar inatçı sın iyi ama bir şartım var kimseye demiceksiniz.
Ju-von: Kimseye demicekmiyiz neden ?
Soo-bin: Ju-von biraz daha konuşursan adamcagizla öbür dünyada laflarsin çünkü baya durumu kötüye gidiyor
Johunk: Ah kızım hadi yardım et
Ben yaşlı adamın önce yarasına baktım biraz derindi bu yüzden oku oradan çekebilirdim. Adamla konuşmaya başladım saçma şeyler demeye başladım.
Soo-bin: Oo hanımınız nasıl?
Johunk : Ne diyorsun hem sen hanımını nereden tanıyorsun
Ju-von: Ne sen bu adamın hanımını nereden tanıyorsun?
Attığım yalana öyle inanmıştıki kuzenim bile inandı. Ama gerçekten bu yaşlı adam evlimiydi . Onlar şaşkınca bakarken ben adamın omzundaki oku çıkardım ve cikartmamla bağırması bir oldu. Hakliymisim ok pek fazla derine inmemisti. Orada bulduğum otları ezerek yaşlı adamın omzuna sürdüm ve Ju-von'da onun omzunu ve kolunu sarmaya başladı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmparatoriçe Ji-Yoo
Historical FictionKöyde yaşayıp tüm ailesini kaybeden ve ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrenen Soo-bin'in hayat hikâyesi