🌺11🌺

4 2 1
                                    

Soo-bin: Tamam o zaman bu son görüşmemizde seni bir yere götürmek isterim

Yu Han: Nereye?

Soo-bin : Burada yıllar önce keşfettiğim ve benim dışımda kimsenin bilmediği bir yere gidicez

Yu Han: Ah şimdiden merak ettim peki bişey soracağım

Soo-bin: Evet tabiki

Yu Han:  Neden o bildiğin yeri bana gösteriyorsun

Soo-bin: Sen hem ülkemizin veliaht prensi hemde benim abimsin biliyorsun ikimizde bir birimize sirlarimizi paylaşırız

Yu Han: Evet

Soo-bin: Tıpkı senin beni tanımadan önce hatta ilk kez görmene rağmen en büyük sırrın olan veliaht prens olduğunu söyledin sen bana guvendin bende şimdi sana güveniyorum

Yu Han: Ya kardeşime bak keşke kardeş olsak

Soo-bin: Hadi gidelim

Yu Han ile benim bildiğim o yere doğru gitmeye başladık onunla yürürken neredeyse hiç konuşmadık ah keşke gerçekten abim olsa onunla çok iyi anlaşırız  

Yu Han: daha gelmedik mi

Soo-bin: Hayır daha gelmedik ama az kaldı

Biraz ilerledikten sonra geldik ( Resimdeki gibi bir yer beğenmeyen yazabilir çekinmeden eleştirilere açık biriyim)

Biraz ilerledikten sonra geldik ( Resimdeki gibi bir yer beğenmeyen yazabilir çekinmeden eleştirilere açık biriyim)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yu Han: Ah burası çok güzel bir yer

Soo-bin: Evet ilk baharda daha güzel bir yer oluyor

Yu Han: Burayı Ne zaman buldun?

Soo-bin: iki yıl önce mantar ararken buldum

Yu Han: Ah çok iyi

Biraz konuştuktan sonra vedalaştık ikimizde anlastiktan sonra ayrıldık ben hem mantar topluyor hemde eve gidiyordum .

Eve yaklaştığım zaman havada kara kara dumanlar yükselmeye başlıyordu hala erkendi yani akşamda olamaz ve yağmurda olamaz çünkü havada bir bulut ☁️ bile yoktu tek bir seçenek var oda ah inanamıyorum yangın hemen elimdeki sepeti yere düşürüp eve doğru koşmaya başladım umarım annemlere bişey olmamıştır .

Soo-bin: Anneee babaa olamaz ev yanıyor her taraf da kan var

Bunları söylerken yanan evimize baktım hemen annemleri aramaya başladım. Evin arkasında olduğum için ön kısma doğru yürümeye başladım ve gördüğüm manzara pek iç açıcı değildi. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

Adımlarımı yavaş yavaş atıyordum Annem kucağında kardeşim Mona ve doneo vardı yanlarına koştum üçü de kanlar içindeydi ve iki bebek ölmüştü annem de ağır yaraliydi bahçedeki masada Johunk Amca , Limmi teyze ve babamın cansız bedenleri vardı .

Ağlıyordum hemde nasıl Babamın yanına gidip yarasına baktım ama ölmüştü yapicak bişey yoktu . annen bana seslendi kızım diye hemen yanına gittim belindeki derin kılıç yarası çok kötüydü ve annem son dakikalarını yaşıyordu .

Nia : Kızım Soo-bin ( Dedi kısık sesle)

Soo-bin:( Ağlamaklı) Anne ne oldu?

Nia : Tüm köylüleri öldürdüler bilmiyorum neden

Soo-bin: Anne🥺😭

Nia : Bende ölücem kızım ama ölmeden önce sana söylemem gereken şeyler var.

Soo-bin: Anne 🥺 kendini fazla yorma

Nia: Sen seen benim ve Go-âh ın gerçek ten kızı değilsin öhö öhö (Bizim Nia burada öksürüyor)

Soo-bin: Ne

Devamı 12. BÖLÜMDE

İmparatoriçe Ji-YooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin