"Belki de yeni bir başlangıç yapmanın
vaktidir.Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti."...
Mine,korkuyla harmanlanmış öfke dolu bakışlarıyla güzel gözlerini karşısındaki adamın yüzünde sabitlemişti.Aslında adamı görmüyordu;herhangi bir şeye baktığı,baktığını idrak edebilecek gücü olduğu söylenemezdi.Orada öylece duruyor,yaşadığı duygu karmaşasından bir çıkış bulmaya çalışıyordu.Zihninin bulanıklığından sıyrılırken sağında tüm heybetiyle duran adamı daha net görmeye başlamıştı.Gri pantolonun ceplerine ellerini,yüzüne ise yapay bir gülüş yerleştirmişti.Adeta etrafa kibir saçan kahvelerini tam karşısında sinirden kıpkırmızı kesilen esmer adama dikmiş,dakikalardır gözlerini ondan ayırmıyordu."Uzun zaman oldu bir araya gelmeyeli.Öyle değil mi,Hakan?"
Adamın ses tonu bile yüzünü buruşturmasına yetmişti Hakan'ın.Öfkeden yumruk yaptığı elleri kasılmış,eklemleri beyazlamıştı.Başını hafifçe yana çevirdiğinde Mine'nin Yalçın'a buz gibi baktığını gördü.Bu karşılaşmadan hoşnut olmadığı kadının öfkeden parlayan yeşillerinden belliydi.Elbet bir gün karşı karşıya gelinecek,kurulan adaletsiz oyun bozulacaktı.Ama bu kadar erken olmasını beklemiyordu Hakan.Daha Mine ile bile birkaç gün önce karşılaşmış,yeniden hayatının kapısını çalmıştı.Şimdi ise yaşama ait sayfalarının saf beyazına katran karası mürekkebini acımadan dökmüş olan adamla karşı karşıyaydı.Yıllar Yalçın'ın ne kibrinden ne de kalbinin siyahlığından bir parça eksiltmişti.Aksine şimdi gözü daha da kararmış,pençelerini her an geçirmek için hazırda bekleyen bir canavara dönüşmüştü.
"Sen iyi bilirsin geçen zamanı."
Çarpık bir gülüş ile karşıladı adam Hakan'ın cümlesini.Gözlerini dakikalardır kendisine bakmakta olan kadına çevirdi.
"Ne istiyorsun Yalçın?Niye geldin?"
Mine'nin yılgın ama bir o kadar da soğuk sesi yeşilleriyle birleşip kesmişti kurdukları göz temasını.Daha fazla tahammül edemiyordu karşısındaki adamın çehresine.
"Konuşulacak konular var,Mine.Bunu bildiğini sanıyordum."
Adamın aptalca kelime oyunları kadını güldürmüştü.Gülmesini durduramazken ellerini sinirle saçlarından geçirdi.Kadının karşısındaki adama giderek azalan tahammülünün dışa vuruş şekliydi attığı kahkahalar.
"Ah,bak ben unutmuştum,ne iyi oldu hatırlattığın.Elbette konuşacağız ama senin anladığın dilden konuşacağız."
Hakan'ın Yalçın'a doğru büyük bir öfkeyle adımlaması Mine'nin önüne geçmesi ile son bulmuştu.Elini adamın göğsüne yerleştirmiş,öfkesini dizginlemesi için içinden dualar etmeye başlamıştı.Karşısında durmaksızın sırıtıp duran adamdan binbir güçlükle ayırdı gözlerini Hakan.Mine önünde durmasa şu an çoktan Yalçın'ın hakkından gelmiş,yılların içinde biriktirmesine sebep olduğu tüm nefretini kusmuş olacaktı yüzüne doğru.Yeşilin en güzel tonuna bürünmüş gözlere baktığında yapmak istediği her şey uçup gitmişti aklından.Sinirden kasılan çenesi gevşemiş,yumruk yaptığı elleri serbest kalmıştı.
"N'olur,şimdi burada bu şekilde olmaz.Lütfen sakin ol" diye sadece Hakan'ın duyabileceği tonda fısıldıyordu kadın.Mine'nin dudaklarından dökülen kelimeler işte böyle sakinleştiriyordu adamı.Dışardan bakıldığında kulağa basit gelen kelimeler Hakan için hiçbir zaman küçük bir anlam ifade etmemişti.Geçmişte de böyleydi bu durum.Adam ne zaman öfkesinin himayesi altına girse,kadının söylediği birkaç söz öfkeyi dağıtır,yerine sonsuz bir dinginlik koyardı.Yanında,etraftaki her şeyden soyutlanmış,sadece birbirinin gözlerinin en derinlerine bakan ikili sertçe yutkunmasına sebep oldu Yalçın'ın.Mine'nin Hakan üzerindeki,Hakan'ın da Mine üzerindeki bu üstün etkisinden tüm varlığıyla nefret ediyor,onları birbirine iten her şeyi yok etmek istiyordu.Yıllar önce başarmıştı onları birbirinden ayırmayı,kurduğu oyunun verdiği meyveye gururla bakmıştı.Şimdi ise gözünün önündeki manzara her şeyi yalanlayan türdendi.Mine'nin tek bir bakışı yine yıllar önceki gibi suyu durulan,kendini sakinliğin kollarına bırakan adamı görüyordu kibirden kararan hareleri,karşısında ise yüzündeki tebessümle adamın kendine gelişini izleyen kadını.Bu bakışmaya daha fazla dayanamayacağını içten içe hissetmeye başlayınca adımlarını arabasına doğru yöneltti.Şimdi gidecekti ama tekrar gelecek,kalbini hırsla bilemiş olarak görecekti yarım kalan hesabını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sillage
RomansaAvuçlarının arasında kaybolmuş ellere eğilip ufak bir öpücük kondurdu.Karşısında ağlamasına devam eden kadının o haline kıyamayıp şefkat dolu sesiyle cümlesine devam etti; 'Şimdi bizde telafi edilecek yıllar,yaşanacak bir aşk var.'