•2•

14 1 0
                                    

"Bilmiyorum."

Erkan yavaşça dizleri üzerinde çöküp önümüzde iki büklüm bir şekilde bağlanmış zavallı kıza baktı.
Artık nefes almıyordu. Çıplaktı. Vücudunda kesikler vardı ama hiçbirinden kan akmıyordu ve etrafta da kan yoktu.

"Çok garip." Dedim yanına yaklaşırken.

"Nasıl kan olmaz bu kesikler derin görünüyor. Üstelik bu bağlama olayı ne kim neden yapar bunu? Tecavüz vesaire var mı?"

Yanıma gelen olay yeri inceleme ekibi cinsel istismar olmadığını ve kesiklerin cerrahi bir iş gibi gözüktüğünü söyledi.

"Ama hiçbiri kesin değil. Otopsiden sonra öğrendiklerimizi sizinle paylaşırız."

Adli tıp görevlisini kafamı eğerek onayladım.

"Bu ip bağlama sanatını biliyorum." Dedim Erkan'a doğru eğilerek.
Pür dikkat maktüle bakıyordu. Genç yaşlardaki kardeşini mi hatırlattı acaba diye merak ettim.

'Kötü..'

"Shibari.. japon ip bağlama sanatı. Bir nevi vücudun basınç noktalarına atılan düğümler insana adrenalin ve endorfin salgılatıyor. Tabi BDSM fanatikleri de çok kullanıyor o yüzden tam olarak hangi amaçla kullanmışlar bu kızı anlaması güç."

"Kesikler var, belki bdsm  de işin içindedir."

Erkan'ın yüzüne baktıkça çok kötü hissediyordum. Bir polisin bu kadar üzgün ve çaresiz gözükmesi normal mi? Ya da benim ona duyduğum sempati?

"BDSM biraz daha şiddetli bir şey. Üstelik onlar kan görmekten hoşlanır eğer kesik atacak kadar ileri gidiyorlarsa. Baksana bu bambaşka. Resmen bir cerrahın elinden çıkmış gibi. Üstelik garip ama vücudunda başka tek bir morluk bile yok."

"Doğru. Gel dışarda konuşalım adli tabipler işlerini yapsın."

Kafa sallayarak kalkıp adımlarını takip ettim. İki göz odalı evden genç kızı beyaz kıyafetli adamlarla yalnız bırakıp çıktık.
Midem ağzıma gelmiş gibi hissediyordum. Her gün başka bir manyaklık.. insan hiçbir zaman alışamıyordu şuna.

"Dikkat et!"

Ayağım yerden havalanırken elime ne geldiyse sımsıkı tuttum. Düşüncelerime fazla dalmış olsam gerek merdiven basamaklarını fark etmedim bile.
Ardından vücudumun titrediğini fark ettim. Ellerim deli gibi titriyordu. Genç bir kızın böyle katledilmesini görmeye hazır değildim. Ki böyle bir şeye ne zaman hazır olabilirsiniz ki.

Erkan'ın yakasından tutmuştum. Sakince bırakıp merdivene çöktüm. Birkaç derin nefes.. derin nefes al Bade.

"Bade iyi durmuyorsun. Gel binadan dışarı çıkalım su iç."

Erkan bir yandan elimi tutuyor bir yandan da omzumdan bana destek olarak kaldırmaya çalışıyordu. Kafa sallayarak ona ayak uydurdum ve basık apartmanın merdivenlerini birlikte yavaş yavaş indik.
Binanın kapısını gördüğümde hiç hissetmediğim türden bir rahatlama hissettim.

"Arabamda su var." İlk defa Erkan'a o zaman kafamı çevirdim. İçerdeki kıza baktığı gibi aynı endişeyle bakıyordu. Elini o kadar çok sıkmıştım ki parmak uçları kızarmıştı. Hızla elimi gevşettim ama bırakmadım. O da omzumdaki elini çekip arabanın kapısını açtı ve ayaklarım dışarıda kalacak şekilde yan koltuğa oturdum.
Uzattığı su şişesini açarken göz teması kurmamaya çalışıyordum.
İlk defa böyle bir şey yaşamıştım. Hassas olmamam gerekiyordu.

'Ama bende insanım sonuçta.'

"Daha iyi misin?"

"İyiyim." Diyerek gülümsedim. O da dudaklarını birbirine bastırarak kafasını salladı, bir nevi tamam diyordu.

0 NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin