~ Dudaklarını özledim ~

14.8K 1.3K 5.6K
                                    

( Yazardan )

Kırklı yaşlarının sonlarında, kendini ülkesine en iyi şekilde tanıtmış ve basına göre kızını yeni kaybetmiş acılı bir baba masasında oturmuş önceki gün sekreterin masasına imzalaması için bıraktığı dosyaları inceliyor. Günün yorgunluğu üzerinde ve elinde duran dosyaya nazaran aklı çarşamba günü olacak mahkemeyle dolu...

Daha doğrusu, getirtmek için yüksek bir meblağ ödediği uyuşturucu alımı sırasında kendisine baskın yapıp tüm planını suya düşürmüş ve aklın hayalin alamayacağı miktarda para kaybına sebep olmuş Lee Minho isimli düşmanını yok etme planıyla dolu...

Oğlu kendi kardeşini öldürdüğü an bu planı gelmişti aklına. Kendi kızının ölümü onun gibi bir herif için düşmanını yok etme planı kadar önemli değildi. Kız çocuklarının bir önemi olmadığını düşünen biriydi sonuçta. Ne şirketi devredebileceği bir güç ne de bütün mirasını bırakabileceği bir yatırımdı onun için kız çocuğu...

Bu yüzden oğlu sinir krizi geçirip onu sakinleştirmeye çalışan 23 yaşındaki kız kardeşini öldürdüğünde ilk aklına gelen şey oğlunun böyle bir haberle anılması durumunda kurmak için yıllarını harcadığı şirketinin batacağı düşüncesiydi ve bu düşüncenin korkusuyla kalp krizi bile geçirecek evredeyken buna müsade edemeyeceği için anında bir plan yapmıştı.

Kızının ölümü için başka birini sorumlu tutmak...

Kendi düşmanını...

Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacaktı. Fakat kaçırdığı bir şey vardı...

Lee Minho öyle kolayca alt edilebilecek biri değildi. Bunu da Minho'nun elinde kamera görüntüleri olan flaş belleğin olduğunu öğrendiği an anlamıştı...

Lee Minho kesinlikle uğraşılacak biri değildi.

Kapının tıklama sesiyle daldığı düşüncelerinden irkilerek sıyrılıp eliyle gözlüğünü düzeltti ve boğazını temizleyip "Gel!" dediğinde hızla içeri giren korumalarından birinin endişeli ifadesi anında kaşlarını çatmasına sebep oldu.

"Efendim, Lee Minho uçaktayken kaçmayı başarmış!"

Adamının hızlıca söylediği sözleri idrak eder etmez gelen şok ve sinir yüzünden iki eliyle masadan destek alıp hızla ayağa kalkarak yüzünden belli olan afallamış ifadesiyle "Ne?!" dediğinde adamı kendini açıklamak adına konuştu;

"Önce polisleri bayıltarak uçağa saklanmış ve uçak indiğinde de ön bölümde silahlı birinin görüldüğü söylenince polisler oraya gitmiş. O da o karmaşada kaçmayı başarmış-"

"ONU BULUN HEMEN!"

Yaşlı adam kendi korumasının sözlerini elini masaya vurup bağırarak kestiğinde koruma gergin bir ifadeyle boğazını temizleyip başını eğerek onayladı.

"Kamera kaydının olduğu flaşı halka gösterirse işim biter! Flaşı ele geçirip yok edin ve o herifi bulup gördüğünüz yerde öldürün! Gittiği ve gidebileceği her yere bakın. Gerekirse görüştüğü insanların her birini yakalayıp sorguya çekin! O piçi bulmadan dönmeyin!"

..............

(Yaklaşık bir ay sonra)

(Jisung'dan)

"Yarınki stajyerlerle olacak bilgilendirme toplantısına sen gir. Ben gelmeyeceğim."

Günün yorgunluğunun getirisiyle ensemi ovuşturarak söylediğim sözlerle birlikte asansörün çağrı tuşuna basarak sekreterimden gelecek onayı bekledim.

ASPARAGAS • Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin